19 Mayıs 2023’te Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup

19 Mayıs 2023’te Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup

19.05.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Atatürk’ün kurduğu, İsmet İnönü’nün Çok Partili Düzene geçirdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni, yeniden Demokrasiyle buluşturma çabasının liderliğini yapıyorsunuz:

Bu mücadelenizde, toplumsal ve siyasal yapıdan kaynaklanan sorunlarla olduğu kadar, otoriter iktidarın baskılarından gelen önemli sınırlama ve kısıtlama engelleriyle karşılaştığınızı ve bunları elinizden geldiğince aşmaya çaba gösterdiğinizi görüyoruz, biliyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu,

Ya bu çabalarınızın son meyvesini 28 Mayıs günü yapılacak olan seçimde alabileceğiz ve Demokratik Rejimin aydınlığı içinde sorunlarımızı çözmeye çalışacağız...

Ya da Otoriter Rejimin karanlığında kaybolacağız ve baskının, adaletsizliğin, emperyalizmin, terörün, yoksulluğun, yasakların, yolsuzlukların, çetelerin yarattığı karabasanda boğulacağız.

***

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devletini yeniden kurmak için yaptığınız bu mücadelede size sürekli destek verdiğimi biliyorsunuz.

Şimdi bu son dönemeçte, yine size destek olabilmek amacıyla, Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki koşulları ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı sözlerini anımsatmak istiyorum.

***

Sayın Kılıçdaroğlu,

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, insanlık tarihi, insanın insanı sömürmesi ve sömürülen insanın buna başkaldırması ile yazılır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919’da başlattığı savaş emperyalizme ve Saray’a karşı bir başkaldırı savaşıdır:

Mustafa Kemal ve arkadaşları, milleti sömüren Osmanlı Ailesine ve bu sömürüden pay aldıkları için onu destekleyen iç ve dış güçlere karşı ayaklanmış ve onları yenerek yeni bir devlet kurmuşlardır.

Sayın Kılıçdaroğlu,

Şimdi 19 Mayıs 2023’te, Türkiye’nin önündeki mesele yine benzer bir sorundur:

Atatürk ve arkadaşlarının eseri olan Parlamenter Demokratik Rejimi yıkarak onun yerine padişahlığı andıran bir “Saray Yönetimi” kuran, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen “Şahsım Devleti”nin, toplumu sömürmesine karşı çıkmak!

***

Sayın Kılıçdaroğlu,

Atatürk NUTUK’ta, Osmanlı’nın çöküşünü anlattıktan sonra şöyle diyor:

“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı.

O da milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!

İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.

Ya İstiklal Ya Ölüm!”

(Emre Kongar Seçkisiyle, ATATÜRK, NUTUK, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2018, s. 34)

***

Sayın Kılıçdaroğlu,

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, insanın insanı sömürme süreci hiç kuşkusuz kaba kuvvete ve ideolojik beyin yıkamaya dayalı bir düzen gerektirir:

İnsanların kabileler biçiminde yaşadıkları dönemde en güçlü olan ailenin/aşiretin ve o ailenin/aşiretin reisinin egemenliği kabul edilmiştir.

Daha sonra tektanrılı dinler döneminde, krallar, imparatorlar, şahlar, padişahlar, halkı, milleti sömürme eylemlerini kaba kuvvetle birlikte dini inançlara dayalı olarak sürdürmüşlerdir.

İnsanlar bilinçlendikçe bu sömürüye karşı çıkmış, devlet gücünü kullanarak din adına halkı/milleti sömüren ve sadece kendilerine, ailelerine ve yakın çevrelerine çıkar sağlayan yöneticilerin boyunduruğundan kurtulmuşlardır.

İşte Atatürk ve arkadaşlarının yaptığı da budur:

“...Osmanlı hanedan ve Saltanatı’nın devam ettirilmesine çalışmak, elbette, Türk milletine karşı en büyük kötülüğü yapmaktı.

Çünkü millet her türlü fedakârlığı sarf ederek bağımsızlığını sağlasa da Saltanat devam ettiği takdirde, bu bağımsızlığa güvence altına alınmış gözüyle bakılamazdı.

Artık vatanla, milletle hiçbir vicdani ve fikri alakası kalmamış bir sürü delinin, devlet ve milletin bağımsızlık ve haysiyetinin koruyucusu makamında bulundurulması nasıl haklı görülebilirdi?”

(NUTUK, ss. 35-36)

Sayın Kılıçdaroğlu,

19 Mayıs 2023 Türkiye’sinde de sizin liderliğinizdeki siyasal hareketin hedefi aynıdır:

Tek kişinin “Saray Rejimi”nin “Şahsım Devleti” vasıtasıyla topluma vurduğu boyunduruğu, Milli Egemenlik, Cumhuriyet ve Demokrasi adına kırmak!

***

Sayın Kılıçdaroğlu,

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi her sömürü düzeni hem iç hem de dış müttefikler arar, böylece tiranlar, faşistler, diktatörler, bir yandan dini istismar ederken öte yandan emperyalistlerin uşaklığına soyunurlar.

Bakın Atatürk, İstiklal Savaşı ile milli irade yani Cumhuriyet ilişkisini nasıl kuruyor:

“Ortaya çıkan milli mücadele, dıştan gelen işgale karşı vatanın kurtuluşunu tek hedef saydığı için, bu milli mücadele başarıya yaklaştıkça, milli irade idaresinin bütün esaslarını ve biçimlerini aşama aşama gerçekleştirmesi, tabii ve kaçınılmaz bir tarihi süreçti.”

(NUTUK, s. 37)

***

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Bugünkü Türkiye’de de siyasal görev, böyle bir kaçınılmaz tarihsel süreç bağlamında, Mustafa Kemal Atatürk ruhuyla, “Demokratik Rejim” için bir “Milli Mücadele” gerçekleştirmektir!

Sayın Kılıçdaroğlu,

Size bu “Demokratik Cumhuriyet Mücadeleniz”de, 28 Mayıs seçiminde, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, başarılar diliyorum!

Yazarın Son Yazıları

On birinci yargı paketi: Komedi değil, trajedi!

31 Temmuz 2023 ve öncesinde suç işleyenlere infaz indirimi de getiren 11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş:

Devamını Oku
16.12.2025
Tarihi geri götürmek olanaklı değildir!

Orta Doğu’da İsrail’in güvenliği için bir Kürt Devleti kurmak isteyen ve bu nedenle Suriye’de, Terörist Radikal İslam’la uzlaşan ABD, Çağdaş bir Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni de, İktidarla el ele, Suriye gibi Orta Çağ’a, dinler, mezhepler ve aşiretler bazında örgütlenmiş olan Merkezi Feodal bir yapıya geri götürmek istiyor!

Devamını Oku
14.12.2025
Devlet çökertildi ama yenisi kurulamadı (7)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı yapmasından sonra, geçen hafta başında yazmaya başladığım yazıların yedincisi.

Devamını Oku
12.12.2025
Stockholm sendromunun kaynağı (6)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, HDP’li ve onun devamı olan DEM Partili politikacılar ve belediye başkanları görevlerinden alınır ve bazıları hapse atılırken, DEM Parti’nin “Süreç” bağlamında iktidara destek vermesindeki çelişkiyi vurgulamak için zekice dile getirdiği “Stockholm Sendromu”, Türkçemizin bütün çarpıcı güzelliğiyle, “Celladına âşık olmak” biçiminde ifade edilen bir durumdur.

Devamını Oku
11.12.2025
Açılım, Stockholm sendromu ve toplumsal şok (5)

İktidar, kamuoyundaki yaygın izlenime göre, “Açılım Süreci”ni, ilan ettiği gibi “Barış” “Demokrasi” ve “Terörsüz Türkiye” için değil, başarısızlıklarından dolayı siyaseten biten ömrünü uzatmak için içeride DEM Parti’den, dışarıda Emperyalizmden destek aradığı için yapıyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025