CHP umut olurken...

CHP umut olurken...

08.09.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Benim ömrüm, ülkemizde Demokratik Rejim’in hep sağ iktidarlar tarafından tahrip edilmesine, bunun üzerine CHP’nin umut olmasına ve sonra yeniden askerlerin ve/veya sağ iktidarların gelip Demokratik Rejim’i yine tahrip etmelerine tanıklık etmekle geçti.

Şimdi yine böyle bir tahribat sonunda, CHP’nin yine umut olduğu bir dönem yaşıyoruz.

***

Demokratik Rejim’in ilk tahribatı, CHP’nin ilan ettiği Çok Partili Rejim döneminde Demokrasi sayesinde iktidara gelen Demokrat Parti tarafından yapıldı.

CHP, Demokrat Parti’nin tahrip ettiği Demokratik Rejimi yeniden kurmak için, 1959 yılında “İlk Hedefler Beyannamesi” adlı bir programı yayımlamış ve bir umut olmuştu.

Fakat Menderes/DP iktidarı seçime gitmek yerine “Tahkikat Encümeni” ile Sivil Darbe yapınca, askerler de Demokratik Rejim’i yeniden kurmak için, 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni gerçekleştirdiler.

Oluşturulan bir Kurucu Meclis’in yaptığı Anayasa’nın kabulünden sonraki seçimler sonunda birinci parti çıkan ama tek başına iktidar olamayan CHP, İsmet İnönü’nün liderliğinde sağ ile koalisyon yaptı ama hem DP’nin devamı olan AP’nin hükümetteki varlığı hem de üç siyasal idam, CHP’nin toplumun yeni Anayasa yapısına intibak ettirilmesinde yeterince hızlı ve etkin davranmasını engelledi.

Böylece 1960 öncesinde filizlenen CHP’nin Demokratik Rejimi yerleştirme umudu, idamlar ve sağ parti ile yaptığı ortaklık sonunda söndü gitti.

***

1965 yılında tek başına yönetime gelen Demirel/Adalet Partisi sağ iktidarı, sonunda ülkeyi yeniden bir kaosa sürükledi ve askerler 12 Mart 1971 yılında bir darbe ile 1961 Anayasası’nı tahrip etti.

Demokratik Rejim’i tahrip eden sağ iktidar ve askeri rejim işbirliğine karşı yine CHP, yeniden, ikinci kez, “Ortanın Solu” sloganı ile Bülent Ecevit liderliğinde umut oldu.

1973 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan ama tek başına iktidar olabilecek sayıya erişemeyen Ecevit liderliğindeki CHP, yine bir sağ parti ile, MSP ile koalisyon yaptı.

Kıbrıs Harekâtı’nı başaran hükümet, bir süre sonra, Erbakan/MSP engelinden şikâyet eden Ecevit tarafından bozuldu ve yerine Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti kuruldu.

Böylece CHP’nin Demokratik Rejimi yeniden kurma ve yerleştirme umudu, yine bir sağ parti ile yaptığı koalisyon sonunda ikinci kez sönmüş oldu.

***

Milliyetçi Cephe Hükümetleri toplumu tam bir kaos içine sürükleyince Karaoğlan simgesiyle yükselen Bülent Ecevit ve CHP, 1977 seçimlerinde yeniden umut oldu.

Ne yazık ki 1977 seçimlerinden yüzde 41.38 oy ile birinci sırada çıkan CHP tek başına iktidar olacak sayıya erişemedi ve ancak bir yıl sonra, AP’den transfer ettiği on milletvekili ile birlikte bir nevi koalisyon hükümeti kurabildi.

Sağcı politikacıların bakan oldukları bu hükümet de başarısız oldu ve ara seçimlerde beş sandalyenin tümünü yitiren Ecevit yine iktidarı bıraktı gitti.

Böylece CHP umudu üçüncü kez düş kırıklığı ile son buldu ve bu kez sonuç 1980 darbesi ile çok daha vahim oldu.

***

1980 Askeri Darbesi 1961 Anayasası’nı kaldırdı, yerine iktidarı sağcılara armağan eden 1982 Anayasası’nı getirdi ve bugünleri biçimlendirdi.

Darbe sonrası Demokrasi umudu, Erdal İnönü’nün CHP’nin devamı olarak kurduğu SHP ile yeniden filizlendi.

Ama 1989’da yüzde 28.7 ile birinci parti olan SHP, 1991’de yüzde 20.75 ile üçüncü sıraya düşünce, koalisyon, Demirel’in Başbakanlığında kuruldu.

Ayrıca Ecevit de Demokratik Sol Parti’yi kurmuştu.

Derken CHP yeniden açıldı ve Deniz Baykal yeniden lider olup, 1999 seçimlerinde bu partiyi Meclis dışında bıraktı.

Böylece sağ parti koalisyonlarıyla ve CHP mirası kavgalarıyla, Erdal İnönü döneminde filizlenen dördüncü umut da yine hüsranla sonuçlandı.

***

Erdoğan/AKP iktidarı, Rejimi ve ülkeyi tahrip edince Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP yeniden umut oldu.

Ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun sağ ile yaptığı 6’lı masa ittifakı, 2023 seçimlerini, sağın siyasal ihaneti ile kaybetti, CHP’ye bağlanan umut beşinci kez yine söndü.

Üstelik sol seçmende CHP’ye karşı önce bir kırgınlık, sonra da bir kızgınlık ortaya çıktı.

***

Şimdi CHP, başta İstanbul olmak üzere, belediyelerde gösterdiği başarıyla, İmamoğlu-Özel ikilisinin genç ve dinamik liderlikleriyle, AKP’nin talan ettiği ülkeye ve yok ettiği Demokratik Rejime karşı altıncı kez yeniden bir umut rüzgârı estiriyor:

Tek başına iktidar olabilir mi?

İktidar olabilirse ülkeyi ve rejimi kurtarabilir mi?

Ben, her ne olursa olsun, iktidardan bağımsız olarak, Özgürlük, Adalet, Eşitlik ve Kardeşlik adına mücadelemi sürdürmeye kararlıyım.

Size de aynısını tavsiye ederim!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025