Enflasyonun gerisindeki süreç

Enflasyonun gerisindeki süreç

08.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen yazımda içerdekileri oralara hapseden sürecin aşamalarını yazmıştım; bugün sıra enflasyonda.

Enflasyon, yani mal ve hizmetlerin fiyat artışları, kendiliğinden oluşmaz...

Yöneticilerin mali ve ekonomik politikaları sonucunda ortaya çıkar.

En büyük zararı da yoksullara, dar ve sabit gelirlilere, emekçilere verir.

Çünkü esas olarak geniş kitlelerin gelir ve servetini zorla alır, kendi oligarşisine aktarır.

***

Şimdi enflasyonun arkasındaki süreç olarak iktidarın mali ve iktisadi politikalarına bakalım:

1) Ülkemiz enerji bakımında hem dışarıya bağımlıdır hem de enerji sektörü iktidar tarafından, yüksek kâr marjlarıyla çalışan oligarşiye terk edilmiştir.

2) Cumhuriyet döneminde kurulan sanayi tesisleri iktidar tarafından, ithalat rekabeti yoluyla yok edilmiş ve yeni sanayi ve tarım üretim tesisleri de kurulmadığı için, ülkenin mevcut üretim ve ihracat kapasitesi doğrudan ithalata bağımlı hale getirilmiştir.

3) Yirmi yıl boyunca iktidar tarafından toplanan vergiler, alınan iç ve dış borçlar, özelleştirme gelirleri, toplam üç buçuk dört trilyon dolar dolayındadır; yani Türkiye’nin dört beş yıllık milli gelirine eşit gibidir.

Bu gelir, ülkenin tarım ya da sanayi üretiminin artırılması için yapılan yatırımlara harcanmamış, doğrudan oligarşiye transfer edilmiştir.

4) İktidarın övündüğü yol, köprü, hastane, hava alanı gibi inşaatlar yap-işlet-devret modeli biçimindeki anlaşmalarla, geleceğimizi de ipotek altına alan haksız ve ödeme garantili borçlanmalara dayalı olarak, çok yüksek maliyetlerle, oligarşi tarafından kurulan ulusal ve/veya uluslararası konsorsiyumlara yaptırılmıştır.

5) Artan enflasyonla mücadele ediliyor maskesiyle, din ilkeleri (naslar) ileri sürülerek faiz indirimine gidilmiş, bu politika, yabancı paralar karşısında liranın değerini düşürmüş, fiyatları yükseltmiş, siyasal demeçlerle faizin daha da indirileceği konusunda beklentiler yaratılarak döviz fiyatları iyice artırılmış, ABD Doları, 18 liraya yükseldiğinde ise birdenbire yapılan mali bir operasyonla bir gecede 11-12 liraya düşürülerek oligarşiye büyük spekülatif kazançlar sağlanmıştır.

6) Sonuç olarak Mayıs ayında, TÜİK’in (bastırılmış olarak) açıkladığı enflasyon oranı bile yıllık yüzde 69.97 olmuştur.

Aynı yöntemle hesaplama yapan bağımsız araştırmacılar grubu ENAG ise enflasyon oranını yüzde 156.86 olarak açıklamıştır.

***

DİSK’in araştırma grubu DİSKAR’ın hesaplamalarına göre mutfaktaki yangını belirleyen gıda enflasyonu, en çok yoksulları vurmuştur:

Gıda enflasyonu, ülkede ortalama yüzde 89.1 olarak görünüyor.

Ama bu ortalama en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunda TÜİK oranlarına göre bile yüzde 131.6’ya yükseliyor.

İkinci yüzde 20’lik gelir grubunda gıda enflasyonu yüzde 114.9.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunda yüzde 97.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunda yüzde 88.2.

En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 65.5.

Emeklilerin gıda enflasyonu da yüzde 113.5 olarak hesaplanmış.

***

Elbette bu yüksek enflasyondan en çok etkilenen ürünlerin başında kitaplarla gazete ve dergiler geliyor:

Çünkü bu iktidar, kâğıt fabrikalarımızı kapattığından, kâğıt fiyatları ithalata bağımlı ve yükselen dövizden doğrudan etkileniyor.

Ayrıca geniş kitleler ilk tasarrufu kültür mal ve hizmetlerinden yapmakta.

Elbette basının yandaş olan büyük bölümü bundan hiç de şikâyetçi değil, çünkü onlar zaten iktidar tarafından “besleniyorlar”.

Ama Cumhuriyet gibi, Birgün gibi gazeteler, büyük bir mali ve ekonomik baskı altında:

Dilerim değerli okurlarımız takip ettikleri gazetelerden desteklerini esirgemezler.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025