Erdem ve Kavala: Adalet ve devlet?

21 Şubat 2020 Cuma

Kamuoyu, önce Eren Erdem davasında bu garipliği gördü...

Şimdi Gezi-Osman Kavala davasında, bir kez daha ona tanık oldu:

Hapiste yargılanan sanık beraat ettiriliyor, ama salıverilmiyor; derhal bir başka nedenle tutuklama kararı çıkarılıyor ve mahkûmiyet kararı olmadan uygulanan hapis cezası sürdürülüyor.

***

Yüzlerce kez söyledim...

Defalarca yazdım:

Devlet doğada yoktur, insan icadıdır...

İnsanın kendisini doğaya ve öteki insanlara karşı koruması için icat edilmiştir!

İnsanın, doğayla mücadelesi, teknolojiyi...

İnsanın insanla mücadelesi, ideolojiyi doğurmuştur:

Devlet teknolojinin ve ideolojinin geliştiği oranda güçlenmiştir.

Teknolojik gelişme, örneğin atomun parçalanması ve uzaya çıkış, onu doğaya ve öteki insanlara karşı güçlü kılmış...

İdeolojik gelişme, örneğin Demokrasi, İnsan Hakları ve Adalet ise, kendisini oluşturan insanların ona olan sadakatini ve onayını kuvvetlendirmiştir.

Elbette insanın, kurduğu devlet aracılığıyla teknolojiyi ve ideolojiyi, doğayı ve öteki insanları yok etmek için kullanması, bu evrimin en olumsuz sonucudur:

Devletin desteklediği ve kullandığı teknoloji insanın içinde yaşadığı doğayı yaşanamaz hale getirmeye, yani tahrip etmeye başladığında...

Devletin benimsediği ve desteklediği ideoloji ise, Demokrasiyi, İnsan Haklarını ve Adaleti yok ettiğinde...

Devlet artık olumlu değil, olumsuz bir rol oynamaya başlar!

***

Türkiye’de son günlerde nelerin olup bittiğine, benim gibi, akıl erdiremeyenler...

Tarihin ve insanın bu “devlet” eksenindeki bu evrim çizgisine ve bu çizginin falsolarına baktıklarında olup bitenler biraz anlam kazanabilir diye düşünüyorum.

İktidar, doğayı ve devleti oluşturan insanları değil...

Sadece kendisini düşündüğü için:

Hem doğayı tahrip ediyor...

Hem de devletin kendisini iktidara getiren ideolojisini yani Demokrasiyi, İnsan Haklarını ve Adaleti zedeliyor.

Bu yanlış, insanlığın evrimine, tarihin derslerine, siyaset biliminin tüm bulgularına ters bir uygulamaya işaret ediyor.

Benim mütevazı bir toplumbilim öğrencisi olarak gördüğüm bu gerçeği, bu hatayı yapanların en azından bir bölümünün görmemesi olanaksız:

Yaşadığımız garipliklerin kaynağı bu sanıyorum:

İktidar kadrolarının bir bölümü Demokrasi, İnsan Hakları ve Adalet olmadan Devletin de varlığını sürdüremeyeceğini fark etti...

(O yüzden eski iç ve dış eski müttefikler iktidarı terk etti; yönetici kadroların bir bölümü de partiyi terk edip yeni partiler oluşturmaya başladı.)

Ama bunu hâlâ fark etmeyenler baskılarını sürdürüyorlar!

***

YAŞASIN DEMOKRATİK DEVLET:

YAŞASIN ADALET...

YAŞASIN HUKUK DEVLETİ...

YAŞASIN ATATÜRK CUMHURİYETİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları