Hayvan hakları yasası neden çıkarılmıyor?

Hayvan hakları yasası neden çıkarılmıyor?

01.04.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, Erdoğan/AKP iktidarının vaat ettiklerini yapmadığı veya “yapıyorum” ya da “yaptım” dediklerinin tam tersini yaptığı artık iyice anlaşıldı:

“İnsan Hakları Eylem Planı” dedi.

Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı kaldırıldı.

HDP’ye kapatma davası açıldı.

Boğaziçi’nde rektör atamasını protesto eden öğrenciler, Kadın Hakları ve Kadına Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Anlaşması’ndan Türkiye’nin çıkarılması kararına karşı gösteri yapan kadınlar gözaltına alındılar.

“Ekonomik Reform Paketi” dedi.

Kuyumculara yarım kilo altın depozitosu zorunluluğu getirildi; tepkiler üzerine bu salma geri alındı.

Hem faizler yükseltildi hem de Dolar 7 küsur liradan, 8 küsur liraya fırladı.

Enflasyon dolu dizgin devam etti, geçim derdi felaket halini aldı.

İşsizlik, özellikle de gençler arasında, bütün ülkeye egemen oldu.

“Hayvan Hakları Yasa Tasarısı” dedi:

Tasarı bir türlü yasalaşamıyor; daha doğrusu yasalaştırılmıyor.

Yukarıdaki örneklere bakılırsa, belki “İyi ki de yasalaştırılmıyor” diye düşünülebilir, çünkü tasarıyı hazırlayan komisyon, STK temsilcileri olarak hayvanların yaşama haklarını bile yok sayan avcıları dinliyor.

Ama her şeye rağmen hayvan hakları savunucuları bu yasanın çıkması için canla başla mücadele ediyorlar.

Geçenlerde, bu yasanın niçin çıkarılamadığını yunus parkları lobisine bağlayan Emekli Büyükelçi Süha Umar’ın mektubunu yayımlamış ve bu konuda hayatı boyunca büyük bir mücadele veren Cumhuriyet yazarı, Hayvan Özgürlüğü Aktivisti Zülâl Kalkandelen’in yorumunu da aktaracağımı belirtmiştim.

Aşağıda onun yorumunu paylaşıyorum:

***

Şu anda Türkiye’de Antalya’da dört adet (Alanya, Kemer, Muratpaşa ve Serik), Muğla’da iki adet (Bodrum, Marmaris), İstanbul’da iki adet (Bahçeşehir ve Eyüp) ve Aydın’da bir adet (Kuşadası), yunus parkı/gösteri merkezi var. (Umar bunların hepsinin yasadışı olduğunu belirtmişti zaten. E.K.)

Bu parklarda yunuslar; gösteri, tanışma, yüzme, fotoğraf çekimi ve bilimsel dayanağı olmasa da, hatta Türk Psikologlar Derneği “Yunusla terapi çocuklara ve hayvanlara zarar verme potansiyeline sahiptir” dese de, “terapi” adı altında çeşitli faaliyetlerde kullanılıyor.

2010-2012 yılları arasında üç adet yunus parkı (Muğla-Fethiye, Antalya-Kaş ve Bursa-Korupark) kapandı.

Yasa tasarısına ilişkin hazırlıkların son durumu iktidar milletvekilleri tarafından, 11 Mart’taki toplantıda açıklandı:

Daha önce komisyon raporunda, parkların yenilerinin açılmaması, ama var olanların 2 yıl içinde kapatılması önerilirken, şimdi “yenileri açılmasın ama var olanlar, içinde yaşayan hayvanlar sağ olduğu sürece faaliyete devam etsin” görüşü dile getirildi.

Bu, geri adım anlamına gelir. Ayrıca parklara kaçak hayvan girişinin yapılmayacağını kimse garanti edemez. Daha önce çok oldu.

Yasanın çıkmamasının tek nedeni yunus parkları değil.

Tabii bunun da lobisi var ve onlar da yasanın çıkmaması için baskı yapıyor ama hayvanların kullanıldığı her sektörün lobisi var zaten.

Hayvanat bahçeleri, deve güreşleri, atlı fayton, pet shop lobisi de var.

Av, başka yasanın konusu diyerek, ondan kurtulmaya çalışıyorlar şimdilik.

Oysa komisyon toplantılarında avcıları çağırıp dinlemişlerdi. En güçlü lobi de av lobisi.

Hayvanlara yönelik şiddete verilecek cezalar TCK kapsamına alınınca, ertelemesiz hapis cezası olması için alt sınırın 3 yıl+1 ay olması gerekli.

Ama onda da iktidar yan çiziyor. Çeşitli şiddet, tecavüz ve kötü muamele suçlarına 6 aydan 4 yıla kadar cezalar öneriyor.

Bizim istediğimizi yapmamak için gerekçe olarak yargı üzerine gelecek yük ile hapishanelerde oluşacak yoğunluk ve insanlara yönelik bazı suçlara verilen cezaların da yatarının olmamasını gösteriyorlar.

Biz buna itiraz edince de Adalet Reformu’nda 1 yıl içinde yapılacak düzenlemeye göre suçlunun aldığı ceza oranında hapis yatmasının sağlanacağını söylüyorlar.

1 yıl içinde neler olur bilinmez.

Yasanın çıkmamasının bir nedeni de bu konudaki anlaşmazlık.

***

Sevgili okurlarım, Umar’ın ve Kalkandelen’in açıklamalarından anlaşıldığına göre, Erdoğan/AKP iktidarı, “Ne şiş yansın ne kebap” anlayışıyla, daha ilan edilmemiş olan düzenlemelere bile atıflar yaparak, ya da avcılar gibi hayvan hakları karşıtlarını dahi, STK temsilcisi diye, dinlemek için komisyona çağırarak Hayvan Hakları konusunda tam anlamıyla “İpe un seriyor.”

Zaten bugüne kadar “İnsan Hakları” konusunda yaptıklarına bakarak, bu iktidarın “Hayvan Hakları” konusunda olumlu bir adım atacağına inanmak çok zor.

Ayrıca, yazarımız Zülâl Kalkandelen’e Hayvan Özgürlüğü konusundaki çalışmalarından ve yazılarından dolayı uygulanan sosyal medya linçleri ve tehditleri ile bunlar karşısında nasıl yalnız bırakıldığı da, bu konudaki lobilerin azgın saldırganlığını, yaygınlığını ve etkisini ortaya koyuyor.

Galiba “Hayvan Haklarını Savunmak” bugünkü Türkiye’de, “İnsan Haklarını” savunmak kadar, hatta ondan bile daha tehlikeli bir tutum ve davranış halini aldı.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025