İktidarın balyozu

İktidarın balyozu

26.03.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İktidar taban kaybettikçe, panikliyor...

Panikledikçe, (kendisi açısından) yanlış üzerine yanlış yapıyor:

Git gide Demokrasi’den iyice uzaklaşıyor...

Çıkardığını öne sürdüğü Milli Görüş gömleğine ve eski ittifaklarına geri döndüğü izlenimi vermeye çalışıyor.

Oysa bu çok yanlış bir strateji, çünkü kendisini seçimi kaybedeceği bu başarısız noktaya getiren değişmelerin zirvesi, zaten Türkiye’yi karanlığa mahkûm eden “Şahsım Devleti”nin kuruluşu.

Bir başka deyişle, iktidarın güç kaybetmesinin esas nedeni, Demokratik Rejim’i tahrip etmesi ve kurduğu “Şahsım Devleti” rejimi ile ülkeyi hem haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe, hem de bütün kaynaklarını sömürdüğü için, açlığa mahkûm etmesi.

Son günlerde HÜDA PAR ve Yeniden Refah’la yaptığı siyasal ittifaklarla gittikçe Demokratik Rejim’den bütünüyle uzaklaştığı ve ülkeyi sürüklediği karanlığı daha da koyulaştırmaya niyetlendiği anlaşılıyor.

MetroPOLL Araştırma’nın yöneticisi Özer Sencar bu konuda şöyle demiş:

“HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na getirisi götürüsünden az olacak.

HÜDA PAR dediğimiz şey Hizbullah’tır, geçmişlerinde domuz bağı ile öldürdükleri insanlar var.

Mevcut siyasi yönetimdeki kişileri kast etmiyorum. Ama geçmişi ortada.

Muhalefet bunu kullanırsa getirisi götürüsünden az olur.”

HÜDA PAR’ın 2018’deki son genel seçimlerdeki oy oranı yüzde 0,31, yani binde 3,1 aldığı oy 157 bin.

Yeniden Refah Partisi ile yapılan anlaşma da çok sorunlu.

Yapılan pazarlıklar sırasında Erdoğan/AKP’yi çok ağır sözlerle eleştiren Necmettin Erbakan’ın oğlu olan liderin Erdoğan/AKP iktidarı için söylediği şu sözler hâlâ belleklerde:

“Bizim Ak Parti ile milletvekilliği pazarlığımız olmadı. Prensiplerimizle ilgili bir mutabakat olmadan bize 100 milletvekili de verseler orada yer almazdık.”

İşte bütün bu siyasal olaylar sırasında, yine bizzat iktidarın “KUMPAS” diye nitelediği BALYOZ davasında, sanıklar, beraat ettikleri karar bozulduktan sonra yapılan yargılamada yeniden mahkûm ediliyorlar.

***

Davanın öyküsü şöyle:

Yargıtay’ın Balyoz kumpasında 7 kişi için verilen beraat kararını bozmasının ardından aralarında 28 Şubat Davası’ndan hükümlü bulunan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu 6 kişinin yargılandığı davada karar açıklandı.

Mahkeme sanıklar hakkında, (bence olmayan yani işlenmeyen bir suç hakkında) “suç için anlaşmak”tan:

Emekli Orgeneral Çetin Doğan’a 6 yıl 8 ay...

Emekli Tümgeneral Behzat Balta’ya 5 yıl 10 ay...

Emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol’a 5 yıl 5 ay...

Emekli Tümgeneral İhsan Balabanlı’ya 5 yıl 5 ay...

Emekli Kurmay Albay Erdal Akyazan’a 5 yıl...

Emekli Kurmay Albay Emin Küçükkılıç’a 5 yıl...

Hapis cezası verilmesine hükmetti.

Bu karara bir üye hâkim karşı çıktı ve şöyle bir şerh yazdı:

“Suç için anlaşmak suçunun unsurlarının oluşmadığı...

Suçta ve cezada kanunilik evrensel ilkesi uyarınca, olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre suçun unsurlarının her iki kanundaki düzenlemeler nazarında oluşmadığı...

Sanıkların olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan iç hizmet kanunu, sıkıyönetim kanunu, sıkıyönetim yönergesi, EMASYA protokolü ve diğer mevzuat gereğince söz konusu semineri düzenleyerek ve de seminer kapsamında sıkıyönetim planı dahil yargılamaya konu sunumları yaparak görevlerinin gereğini yerine getirmiş oldukları kanaatinde olduğumdan...

Ve de dava zamanaşımı süresinin sanıkları lehine olduğu değerlendirilmesi bulunulmakla birlikte her iki kanun bakımından da dava zamanaşımı süreleri dolmadığı kanaatinde olduğumdan...

Sayın çoğunluğun mahkûmiyet kararına katılmadığıma...

Yargıtay bozma ilamına direnilerek, sanıkların üzerlerine atılı suçlar bakımından yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle...

Beraatlarına karar verilmesi gerektiğine dair, gerekçeli karar ile birlikte ayrıntılandırılmak üzere muhalefet şerhimdir.”

***

Ergenekon, Balyoz ve benzeri Silivri Davaları’nın FETÖ tarafından kurulan “Kumpas” yani komplo sonucu açıldığı iktidar tarafından ilan edilmişti.

Anayasa Mahkemesi’nin “Hak ihlali” kararı vermesinin ardından yeniden görülen Balyoz kumpası davasında 237 kişi beraat etmişti.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı verilen beraat kararına 7 kişi yönünden itiraz etmişti.

Bu son karar bu itiraz üzerine verildi.

***

Elbette halen hapiste olanları da unutmamak gerek:

Selahattin Demirtaş’ı...

Osman Kavala’yı...

28 Şubat mağdurlarını...

Gezi Direnişi mağdurlarını...

Grup Yorum üyelerini...

ÇHD üyesi avukatları...

Açlık grevi yapanları...

Yaşlıları, hastaları, bebekleri, çocukları...

Özetle bütün siyasal, hasta, hamile, lohusa ve yaşlı mahpusları...

Unutmamak gerek...

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı erki için ne hüzünlü bir sonuçtur ki:

Toplum, hakkı, hukuku ve adaleti, seçim sonuçlarından bekliyor!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025