Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde iyi hal indirimi rezaleti

27 Mart 2022 Pazar

Sevgili okurlarım, ben bütün insanların eşitliğinden ve özgürlüğünden yanayım.

Irk ve milliyet ayrımcılığına karşıyım.

Din ve mezhep ayrımcılığına karşıyım.

Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşıyım.

Ama ne yazık ki bütün bu ayrımcılıklar, yüzyıllar boyunca, toplumların “Mukaddes Değerleri” olarak insanların adeta genlerine kazılmıştır.

Bütün savaşlar esas olarak menfaat uğruna yapılmış olmakla birlikte hepsi, ya din ve mezhep ya da ırk ve milliyet adına kamufle edilmişler, yoksul kitleler, egemen yöneticilerin çıkarları uğruna ölüme gönderilmişlerdir.

İnsanları yerleşik kültüre geçiren Tarım Devrimi’nden itibaren, bütün toplumsal ilişkiler de erkek egemenliği üzerine kurulmuştur.

Kadını ezen bu “Erkek Egemen Feodal Kültür” Tarım Dönemi’nin çok uzun sürmesinden dolayı bütün dünyadaki tüm toplumların adeta genlerine işlemiş, Endüstri Devrimi döneminde de uzun süre egemenliğini sürdürmüş ve sürdürmektedir.

Tarım Dönemindeki yaşamın ve kültürün kodlarına uygun biçimde nazil olan bütün Tek Tanrılı Dinler de ne yazık ki mevcut toplumsal ve ekonomik koşullara yönelik kurallar ve değerler koyduklarından dolayı bu kültürün destekleyicisi olmuşlardır.

Böylece erkek egemenliği ve onun sonuçları olarak:

Kadının ikinci sınıf vatandaşlığı...

Hatta “büyücülük” suçlamalarıyla şeytanlaştırılması...

Ya da en azından erkeğin emrinde, anneliğin mukaddes duygularını bile zedeleyecek biçimde evindeki bir kuluçka makinesi gibi muamele görmesi...

Bütün toplumların hem soyut inanç sistemlerine hem de somut uygulamalarına yüzyıllar boyunca hâkim olmuştur.

***

İnsan hakları, özgürlük ve eşitlik kavramları çok yavaş bir biçimde gelişen ilkelerdir.

Zaten çok yavaş gelişmekte olan bu evrensel eşitlik ve özgürlük kavramları içinde en geriden gelen de kadınların özgürlüğü ve eşitliğidir.

En gelişmiş, Endüstri Devrimi’ni bile geride bırakıp Bilişim Devrimi aşamasına geçmiş en ileri toplumlarda dahi, “Erkek Egemen Tarım Kültürü”nün tortuları hâlâ hem toplumsal hem de ekonomik ilişkilerde görülmektedir.

Hele (Cumhuriyet’e ve Atatürk Devrimlerine/Reformlarına rağmen) Türkiye gibi, henüz çağdaşlaşmasını tamamlayamamış olan toplumlarda, insanlar arasındaki bütün ayrımcılıklarla birlikte cinsiyet ayrımcılığı da bütün ilişkilerimizde varlığını hatta egemenliğini sürdürmektedir.

Bugün kadını ezen bu kültürün yargıdaki yansımalarına ilişkin bazı örnekler vereceğim.

Elbette yargının bu tutum ve davranışı, Erdoğan/AKP iktidarının kadını ikinci sınıf vatandaş gören anlayışı sonunda daha belirginleşmiş ve bütün toplumu isyan ettiren düzeylere ulaşmıştır.

Erdoğan’ın, Türkiye’nin öncülük ettiği ve Meclis’te kabul edilen bir kanunla katıldığı, kadına aile ve konut içindeki şiddeti önleyen İstanbul Sözleşmesi’nden, tarikat ve cemaatlerin baskısıyla, bir gece yarısı tek bir imza ile çıktığını ilan etmesi kadına karşı olan bu ayrımcılığı, bütün toplumda olduğu gibi, yargıda da güçlendirmiştir.

Aşağıda bu konudaki yüzlerce örnekten sadece birkaç tanesini (isimleri saklayarak) alıntıladım.

***

6 Ekim 2016 149journos

Çekmeköy’de dört çocuğunun annesi eşi H.Ç’yi tornavida ile öldürmeye teşebbüs eden Y. K’yi önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme “tahrik, pişmanlık ve iyi hal” nedeniyle cezayı 11 yıl 3 aya indirdi.

24 Mayıs 2019 Güneş

Küçükçekmece’de boşanmak istediği eşi Z.Y’ye 9 el ateş ederek öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle yargılanan M. Y., 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın duruşmalardaki iyi halini dikkate alarak cezasını 15 yıla düşürdü.

8 Haziran 2021 Evrensel

İzmir’in Buca ilçesinde 7 Aralık 2020’de evli olduğu Y. Ç.’yi katleden B. S. hakkında mahkeme önce “eşe yönelik kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, sonra sanığa “iyi hal” indirimi uygulayarak, cezayı müebbet hapse çevirdi.

2 Ekim 2021 Cumhuriyet

Boşanma aşamasındaki eşi Ö.G’yi 16 yerinden bıçaklayan H. S. için “eşini kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 17 yıl hapis cezası verildi. Kararı bozan istinaf mahkemesi, iyi hal indirimi uygulayarak sanığın 7 yıl 6 ay hapis cezası sonrası tahliyesine karar verdi.

11 Kasım 2021 Cumhuriyet

Mahkeme, eşi yerine baldızını öldüren sanık Ü’ye “tasarlayarak öldürme” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ceza sanığın duruşmadaki davranışları nedeniyle iyi hal indirimi uygulanarak müebbet hapse çevrildi.

17 Aralık 2021 Habertürk

Eşi A.T.T’yi sokak ortasında defalarca bıçaklayan sanık O.T.’ye, mahkeme heyeti, önce “Kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 16 yıl hapis cezası verdi, sonra “iyi hal indirimi” uygulayarak cezayı 13 yıl 4 aya indirdi.

***

Ve şimdi sıkı durun:

4 Mart 2022 Anadolu Ajansı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadına şiddetle mücadelede yeni reform paketini, en kısa sürede TBMM’nin gündemine getireceğiz” dedi.

6 Mart 2022 TRT

Adalet Bakanı Bozdağ, yeni reform paketiyle ilgili olarak “Vicdanları rahatsız edecek bir iyi hal indirimine rastlamayacağız” dedi.

***

Bugüne kadar açıklanan pek çok sözde reform paketine rağmen bütün haksızlık ve hukuksuzlukların, (bırakın önlenmelerini) artarak devam ettiği ülkemizde...

Anayasa’ya aykırı bir biçimde tek imza ile gece yarısı “İstanbul Sözleşmesi”nden çıktığını ilan eden Erdoğan/AKP iktidarının bu söylemleri ne kadar inandırıcıdır bilemiyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları