Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

11.02.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de sahnelenen acıklı güldürünün kaçıncı perdesindeyiz, kestirmek kolay değil. Oyunun sonu belli, bunca cehalete, beceriksizliğe, zorbalığa dayanmak mümkün değildir. Hep denir ya “dibi görelim” diye, dipsiz kuyudur bu süreç. Her gün öncekini aratır halde. Kimi zaman eski haber programlarına, yazılara denk gelince, iyice anlıyoruz bunu. Çok değil, kısa süre önce koşulların daha katlanılır olduğunu görüyoruz.

***

Boğaziçi Üniversitesi gençleri pek çok açıdan önemli direniş gösteriyor. “Beyin göçü” ne anlama geliyor, iyice anlamamız gerekir; bu göç, gideni değil kalanı rahatsız etmelidir. “Ülkem için üzülüyorum” diyen gençler için tüm dünya yolları açıktır, ya geride kalan milyonlar ne olacak? Bilim, felsefe, sanat üretecek bu insanlar ülkeleriyle bağını yitiriyor. Hakarete uğradılar, dayak yediler, mahpus gördüler, hedef gösterildiler, neden bu ülkede kalsınlar ki? Tek yanıt var belki, o da “yurt sevgisi” olmalı.

***

Sözü “yeni anayasa” tartışmasına getireceğim. Erdoğan, usta zamanlamayla en sevdiği tartışmayı koydu toplumun önüne. Ustaca diyorum, çünkü sanki içinden geldiği siyasi yapıyı koruyup kollayan, palazlanmasını sağlayan 12 Eylül Faşist Anayasası değilmiş gibi, en önde şikâyet ediyor. Darbeciler, “komünizm korkusu” denen sapkınlıkla, milliyetçi, dinci tüm hareketlerin önünü açtı. Düşünen, eşitlik, adalet, bağımsızlık isteyen kim varsa süpürüldü. Gel gelelim Erdoğan diyor ki: “Yeni anayasa yapalım, dünya en iyisini görsün!” Her zaman olduğu gibi fırsattan yararlanmak isteyenler attılar kendilerini ortaya. Soru açık: Ne değişti de yine anayasa için masa kuruluyor?

Alevinin, Kürt’ün, sosyalistin, Cumhuriyetçinin bugün kendini ülkesine ait hissetmesi için sebep bulmak güçtür. Ayasofya imamı yeni anayasa istiyor mesela. Sormak lazım “Sana ne yetmiyor” diye. Adam haklı, adı konsun istiyor; anayasadan “laiklik” tamamen silinsin, simgesel olarak bile kalmasın, diyor. Üniversiteler medrese olsun, dört yanda tarikatlar cirit atsın, kadınlar eve tıkılsın, kimseler devleti yönetenden hesap sormasın, diyor kısaca. Diyeceksiniz ki “Öyle değil mi zaten?” Öyle olmasına öyle de bayrağı tam dikmenin hazzı başka tabii, bir de “ya devran dönerse” diye düşünüyor olabilir.

***

Birkaç gün içinde olanlara bakınca, felaketin boyutu iyice açığa çıkıyor. Çorlu tren cinayetinin izini süren gazeteci Mustafa Hoş mahkûm edildi. Ardından evladını yitiren anne Mısra Öz de aldı payını zulümden. Berkin Elvan’ın ablası, katılmadığı eylemden gözaltına alındı. Sosyal medyada hak aradığı için bir genç kadın tutuklandı. Adına üniversite dedikleri bir yerin dekanı, mafya tavrıyla açıktan Boğaziçi öğrenci ve hocalarını tehdit etti, hedef gösterdi.

Onlarca meslektaşı eylem yaparken, öğrenciler gözaltına alınmış halde direniş gösterirken, bilimci diye ortada dolanan adamın biri, “grev kırıcı” gibi, gitti rektör yardımcısı oldu Boğaziçi’nde. İki çocuklu gazeteci Ayşen Şahin’in gece yarısı evi basıldı. Kadın, çocuklarına bakacak birini çağırma fırsatı bulamadan apar topar Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.

***

Anayasa tartışmasına ayıp olmasın diye ya da oyunbozan sayılmayalım kaygısıyla “eyvallah” diyenler iyi düşünmeli. Oturdukları masa daha önce defalarca kuruldu, sonuçları belli. Saray düzeni olduğu müddetçe kâğıtta ne yazarsa yazsın, nihayetinde tek adamın dediği olur. Bugün ortada duran anayasayı bile uygulamayan Saray’ın, herkesin kendini içinde bulacağı bir metni ortaya koyacağını sanmak gülünçtür. İttifaklardan ayrılan siyasiler, kendilerine kişi partisi kurmaya devam ediyor. Birinin diğerinden ne farkı var, anlayan beri gelsin. Gördüğüm, buçuk oy alacağına inanan bile “süreçten payıma mutlaka bir şey düşer” diye ellerini ovuşturuyor.

***

Sonunda Erdoğan bombayı patlattı, uzaya gitmeye karar verdi. Biri çıkıp “daha çarşıya pazara gidemiyoruz, burnumuzu çıkaramaz haldeyiz” diyemedi, alkış kıyamet gırla, tüm televizyonlar canlı yayında gösterdi. Acıklı güldürüde izlediğimiz son sahne budur.

Uzaya gitmek mi daha zor yoksa anayasa yapmak mı?

Uzaylılarla yapılacak anayasa belki!

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020