Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk'e Adanan Konser...
12 Kasım 2008 akşamında unutulmaz bir müzik şöleni yaşandı.
Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yenilenen konser salonu açıldı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası.
Benim için hep özel bir anlam taşımaktadır.
Devlet Tiyatroları.
Devlet Opera ve Balesi.
Onlar devletindir ama Senfoni Orkestrası Cumhurbaşkanınındır.
Atatürk’ün özel olarak kültürümüze katmak istediği senfonik müzik.
Çoksesli evrensel klasik müzik.
Kendisinin tanıştığı ama kültürümüzde yer almadığını bildiği müzik.
Ben bu müzikle radyoda tanıştım, radyoda dinledim.
Yıl 1938. Kandıra’ya ilk kez iki radyo gelmişti.
Birisi bizim evimize (başöğretmenin evine), ötekisi de Raif Erim Bey’in evine.
Raif Erim Kandıra’nın eşrafındandı, Nihat Erim’in babası.
Radyoda öğle saatlerinde 12.30 ile 13.00 arasında yarım saat bu müzik çalardı.
Hafif Süvari uvertürü. Roma Çeşmeleri. İtalyan Kapriçiyosu. Zingal Mağaraları.
Dinlediğim müzikle hep bunları düşünürdüm.
Atların nal seslerini, fıskiyeleri, zenginleşen melodileri, derinleşen duyguları.
O saati sabırsızlıkla beklerdim. Dinlerdim.
Lise bu kültürümüze yeni yapıtlar kattı. Yeni kompozitörler.
Sonra Bach, Brahms, Beethoven.
Beethoven’dan sonra dünya değişti, başka bir dünya oldu.
Kimse söylemedi, kimse öğretmedi, kimse yol göstermedi.
Belki müzik derslerimiz bir ölçüde öncülük yaptı mı, bilemiyorum.
Ama işte 12 Kasım akşamına gelmiştik.
***
Konser salonu bütünüyle yenilenmişti.
Doğuş Grubu’nun ülkeye armağan ettiği bu anlamlı, kalıcı salon artık müziğindi.
O akşam salonda iki orkestra vardı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası.
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası.
Senfonik müziğin deneyimli ustaları.
Bu ustaların yanında yetişen genç müzisyenler.
Onlar, o pırıl pırıl genç çocuklar da o muhteşem akşamı yaşadılar.
Atatürk’e adanan konser her yönüyle görkemliydi.
Rachmaninof. Beethoven. Borodin.
Ferit Tüzün. Ulvi Cemal Erkin.
Uluslararası büyük şef Rengim Gökmen.
Uluslararası büyük piyanist İdil Biret.
Devlet Çoksesli Korosu.
O akşam yaratılan tarih, yaşanan tarih aynı zamanda bir görevi anlatıyordu.
Türkiye evrensel çoksesli müziği mutlaka yaygınlaştırmalıydı.
Konser salonlarımız çoğalmalıydı.
Yetişen müzisyenlerimiz korunmalıydı.
Senfoniler, korolar, opera, bale kültürümüze daha yaygın girmeliydi.
Düşüncelerin müziği, duyguların bilincinin müziği bilinmeliydi.
Müziği salt eğlence sanan, salt inleyip ağlama sanan anlayış değişmeliydi.
Gerçek sanat toplumu geliştirir.
Sanatın yerini alan yapay zaman geçiriciler ise toplumu geriletir.
Bu görev bizlere büyük Atatürk’ün emanetidir.
O Rumeli türkülerini severdi, dinlerdi, söylerdi.
Hepimiz türkülerimizi severiz, dinleriz, söyleriz.
Ama çoksesli evrensel klasik müzik insanlığın bir parçasıdır.
Onu tanımak, bilmek, yaşatmak, uygarlığın önemli bir ölçütüdür.
Bunu biz de bilmeliyiz.
Bunun görevimiz olduğunu bilmeliyiz.
Atatürk böyle yaşatılabilir...
www.erdalatabek.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği