Kimler kurban?..

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Yazarımız Yazgülü Aldoğan’ı okumadan önce başka bir yazı düşünmüştüm ama o yazıdaki gerçeklerle başlamak istedim.

15 Temmuz kalkışmasının 5. yılında hâlâ hapiste olup müebbet hapis cezasıyla yargılanan “erler ve öğrenciler”e dikkatimizi çekiyordu yazar. O gece neler olduğunu bilmeyen, sadece üstlerinin emirlerine itaat eden “erler ve öğrenciler” o gecenin yaşayan kurbanları olmuşlardı.

Bu gerçekten vicdan yaralayan durumun dile getirilmesi FETÖ olayının büyük acılarından birisiydi.

O gece ve sonrasında “sivillere dağıtılan silahlar” ise konunun başka bir can alıcı yanıydı. 100 binden fazla silahın, aralarında Kalaşnikov gibi, Uzi gibi seri atış yapabilen silahların da bulunduğu “kayıp silahlar”, kimlerin kurban edileceği tehdidini taşıyordu?

Ara sıra sosyal medyada ellerinde silahlarla poz verip “vur de vuralım, öl de ölelim” diye tehditler savuranlar bu cüreti nereden alıyordu? Sorular var ama yanıtları yok.

Yanıt, “tehlikeli bir suskunluktur”.

Tehdit eden bir suskunluk, çatılan kaşların, gazap dolu bakışların eşliğinde toplumu ürkütüyor: Sakın bu işlere karışma, sonun fena olur.

Ve toplum ürkekleşiyor, suskunlaşıyor.

15 TEMMUZ BAYRAMI MI?

15 Temmuz bayramı, “ülkenin kurtuluş günü” olarak kutlansın isteniyor. Birlik beraberlik mesajları, organize edilmiş kutlamalar o güne renk katıyor.

Aslında o günün anlamı, “AKP’nin ve başkanının FETÖ ortaklığından kurtuluş günü” olmasıdır.

AKP, başkanıyla ve yöneticileriyle Fethullah Gülen cemaati ile birlikte aynı hedefe el ele yürümüşlerdir:

- Cumhuriyetin kuruluşu ile gelen “laikliğin” kalkması,

- Dinsel yaşam biçiminin topluma kabul ettirilmesi,

- Halifeliğin geri getirilmesi,

- Teokratik yönetimin kurulması,

- Batı uygarlığının reddedilmesi,

- Laik eğitim yerine İslami eğitimin yerleştirilmesi,

- Batı yerine İslam ülkeleri ile ittifaklar kurulması,

- Laik STK’ler yerine tarikatların, cemaatlerin konması,

- Aydınlanmanın reddedilmesi, biat ve itaat kültürünün yerleştirilmesi,

- Bu hedeflere ulaşmak için çeşitli taktiklerin uygulanması.

Ergenekon ve Balyoz uygulamaları, FETÖ kanadının yürütme erkine, hukuk alanına, eğitim alanına yerleşmelerine destek olma, hep AKP ve FETÖ ortaklığının sonuçları olmuştur.

Ne zaman ki FETÖ kanadı, “artık iktidar bizim olmalıdır” deyince, ortaklık bozulmuş, iktidarda olan AKP ve başkanı eski ortağını “suçlu” ilan etmiştir.

15 Temmuz, bir “vatan kurtuluşu” değil, bir “iktidar kavgasıdır”

Artık, ortak hedeflere AKP öteki tarikat ve cemaatler ile yürüyecektir.

Bu arada, FETÖ olayını OHAL ilanı için bir gerekçe yapmak, “FETÖ’cülük suçunu” toplumun üstüne Domakles’in Kılıcı gibi asmak avantajları da başarıyla kullanılmıştır.

ELBETTE BÖYLE GİTMEYECEK

Böyle gitmeyeceğini de Başkan Erdoğan da AKP yöneticileri de biliyor. 

Fethullah Gülen cemaati “sinsi bir yayılmacı” idi.

Başkan Erdoğan “açık bir fetihçi”dir.

Bütün kazanımlarını “fetih” olarak görmekte, elinde olanları “emanet” değil, “ganimet” saymaktadır.

Onun için de “Bunlara iktidar teslim edilemez” derken, kendi mülkiyetinde olan bir şeyi vermemeyi ifade ediyor.

Onun için “seçim kaybı” bir “görevin devredilmesi” olmuyor, “bir hezimet” sayılıyor.

Bu mülkiyetçi yaklaşım elbette “mutlak iktidar hastalığı”na yakalananlar için olduğu kadar, ülke için de ciddi bir kaygı nedeni oluyor.

“Seçim kazanılsa da iktidarı vermeyecekler mi?” kaygısı var.

Bu soru yanlış bir sorudur. Bu kaygı da yaratılan ürkekliğin izdüşümüdür.

AKP ve MHP ortaklığı seçimi kaybedecek ve emaneti devredecektir.

Bütün sorun, “emaneti devralacak olanların cesaretidir”.

İktidar bir ganimet değil, bir emanettir.

Ülke kimsenin mülkü değildir, şehit kanlarıyla kazanılmış vatandır.

Toplum, kimsenin cemaati değil, Kuvayı Milliye savaşını vererek kurtulmuş millettir.

Hiç kimse yanlış hesaplarla yanlış işlere girişmesin.

Atatürk Cumhuriyeti nasıl kuruldu ise yoluna öyle devam edecek, demokrasi ile güçlenecektir.

Atatürk Cumhuriyeti’nin yarattığı “uygar bilinç”, bu ülkeyi hiçbir yanlış hevese bırakmayacaktır.

Bilelim ve bildirelim...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları