Mudanya kitap günleri

Mudanya kitap günleri

10.09.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mayakovski, sevdiği kadına, Lili Brik’e, “yarın unutacaksın/ seni taçlandırdığımı/ ve yakıp tükettiğimi/ çiçeklenmiş bir ruhu aşkla/ ve uçarı günlerin fırtınalı karnavalı/dağıtacak sayfalarını kitaplarımın” diye yazar. Düpedüz bir aşk şiiridir bu. Kalp çarpıntısıyla geçen günlerini, “karnaval” sözcüğüyle birleştirir. Her şeyden önce karnavallar, eğlencenin, yeme içmenin, dansın, coşkunun zirvede olduğu dönemlerdir. Antik Yunandan günümüze yaşamın değişmez bir parçasıdır. Özellikle toprağın verimliliğini artırmak için düzenlenen festival ve karnavallar, aynı zamanda Anadolu’nun bereketiyle özdeştir. Toprağa tohum atıldığı günlerde, baharın yeniden canlandığı dönemlerde, mevsimsel döngülerde sıklıkla yapılır. Ölüm ve yaşam arasındaki ikiliği gösterir, insanın doğayla uyumunu sorgular, iç barışa, birlikteliğe vurgu yapar. Öte yandan toplumsal gerilimlerin yumuşamasına yardımcı olur.

***

Tarım toplumunun geri planda kalmasıyla festivaller ve karnavallar aynı zamanda kapitalizmin kullanışlı bir parçası oluverir. Nitekim, bütün dünyanın hayranlıkla izlediği “Rio Karnavalı”, “Venedik Karnavalı”, “Oktoberfest” gibi buluşmalar turizm açısından bulunmaz bir nimete dönüşür. Böylece maddi hayatın beklentilerinden kurtulamayan ama elini geçmişten alan, geleceğe gülümseyen nitelikli bir eğlence anlayışı oluverir. “Venedik Karnavalı”nda kullanılan maskların her ne kadar 13. yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran veba hastalığıyla bağlantılı olduğu söylense de zengin ve fakir arasındaki ayrımı ortadan kaldırdığı da bilinen bir gerçektir. Birbirinden uzak coğrafyalardaki festivallere özgü giyim kuşamın sınıfsal farkı engellemek ve toplumsal uzlaşma sağlamak için kullanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

***

Bugün hâlâ Anadolu’nun çeşitli yerlerinde karşımıza çıkan, “köy seyirlik oyunları”, toprağın tek ekonomik değer olduğu dönemlerden kalan bir mirastır. Şarkılarla, türkülerle ve danslarla bezenen bu ritüeller, yeri geldiğinde doğayla savaşımı çok çetin yapan insanın bedeniyle de ilişkilidir. Nitekim bereket kadınlıkla, doğurganlıkla da eştir. Zaman zaman belden aşağı olarak nitelendirilebilecek şakalar bu oyunlarda karşımıza çıkar.

***

Bugün arka arkaya festival yasakları gündemimizi meşgul ederken tartışmanın temel ekseninin yaşam tarzlarına müdahale olduğunu görüyoruz. Bu düşüncenin önemli bir alanı kaplaması son derece doğal. Öte yandan insanlığın gelenekselleşmiş bir eğlenme biçimi olan festival ve karnavallar aynı zamanda yaşadığımız toprakların, Anadolu’nun da bin yıllık gerçeği...

***

Böyle bir atmosferde sanatsal ve kültürel tartışmaları ön plana alan belediyelerin, ısrarlı bir şekilde etkinliklerini sürdürmeleri önem kazanıyor. Her ne kadar gelenekselleşmiş anlamıyla bir festival olmasa da katılımcısı olduğum, bu yıl dördüncüsü düzenlenen Mudanya Kitap Fuarı, “Barış ve Kardeşlik” başlığı altında gerçekleşiyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılına doğru koşar adım gittiğimiz bu günlerde, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, coşkusuyla harmanlanan çabasıyla, Mustafa Kemal’in, “Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan bir penceredir” sözünü bizlere yeniden hatırlatıyor.

***

Melih Cevdet, bir yazısında, “Düşünmek yoruyor bizi, az bilerek de eyleyebileceğimize inanıyoruz” der; inceden dalga geçerek. Toplumsal olaylara, varsıl yoksul çelişkisine, yöneten azınlığın yönetilen çoğunluk karşısındaki davranışlarına bakarken “düşünce”nin önemini vurgular. Düşünselliğin arka planındaki temel gerçek kültür ve birikimdir. Cehaletin alıp başını gittiği süreçlerde ise bütün bu sözcükler rafa kaldırılır, içi boşaltılır.

***

Türkü, “Bu dünya bir pencere/ her gelen bakıp gider” diyor. Bizim bu pencereyi eğitim, bilim ve kültür üzerinden yeniden inşa ederek çok daha geniş açı kazandırmamız gerekiyor.

Yazarın Son Yazıları

Erhan Gökgücü Ödülleri

Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında aklımda ellenmeden duran bir bölüm vardır.

Devamını Oku
29.11.2025
Çocuk Mezarlığı

Geçtiğimiz hafta Urfa’da marangoz atölyesinde çalışan bir çocuk işçi cezalandırılmak maksadıyla önce soyuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025
Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Devamını Oku
15.02.2025