‘Hayat’ üzerine (1): Hikâyesini dağıtan anlatıcı
Feridun Andaç
Son Köşe Yazıları

‘Hayat’ üzerine (1): Hikâyesini dağıtan anlatıcı

02.01.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Sinemanın içinden gelen biridir Zeki Demirkubuz. Onun sette, işin mutfağında, Zeki Ökten gibi bir ustanın yanında yetişmesi önemlidir. Diğer yanıyla da yaşamındaki iniş çıkışlar, edindiği deneyimler onu aynı zamanda iyi bir hikâye anlatıcısı olarak hazırlamıştır. Onun buluşturduğu diğer iki özellik ise sinemaya olan sadakati ve film çekme arzusudur diyebilirim.

Nasıl bir meselesi olduğunu, neyi/niçin anlatacağını bilen bir yönetmenin bakışını daha ilk anda bize yansıtıyor her filminin açılış sahnesi. Demirkubuz filmlerinde açılış sahneleri bu anlamda filmin anlatımının, yer/mekân/insan gerçekliğinin nereye evrilebileceğini de gösterir. 

Hayat filmiyle bir kez daha gördük ki Zeki Demirkubuz sinemasındaki asıl kırılma noktası mağdurların hikâyesiyle başlıyor, kanırtıcı bir son ile de bitiyor.

Başlangıçta, anlatacağı hikâyeye bir başlama epizotu kurarken buradaki sözü, söylemi, görüntüyü alıp dağıtır. Kişilere, yere/mekâna, zamana...

Basit, sıradan ama bir o kadar da yalın bir görüntü ile bizi karşılar. Beliren kişilerin/karakterlerin anlatılan hikâyede adım adım öne çıkması, kana cana bürünmesi...Demirkubuz bunu yaparken, hikâyeyi mekân kaydırmalarıyla başka boyutlara taşır. Bunu da kesintili geçişlerle yapar. Adeta mekân değişmelerine göre yan öykülerle epizotlar kurar. Hicran’ı1 kente/İstanbul’a taşırken ki belirsizlik, onun ardına düşen Rıza’nın2 çok da inandırıcı gelmeyen savruluşu; diğer gençlerle yakınlığı, dalaşması... Ağır akan, karanlıkta yalnızca sesi duyulan suyun katılığı gibi bir his. Belki katran... Çukurdaki insanların kentteki debelenişleri... Ve Hicran odaklı bir çatışma, Rıza’nın patlayan silahı... Hicran’ı doğduğu yere, kendisini de hapse gönderir.

Filmin kasaba (Boyabat) ve İstanbul bölümleri bir bakıma evinden kaçan kızların dramını anlatma versiyonunun tekrarı gibi iğreti görünse de Demirkubuz, bunu başka bir boyuta oturtur. Bunun ne/den olduğunu film boyunca hatırlatır sürekli. Toplumdaki derin yarılma, çözülme hikâyede yer alan kahramanlar üzerinden anlatılır.

Demirkubuz, dağılan hikâyesinin bu bölümünde (her zaman olduğu gibi) toplumsal eleştiri dozunu öne alarak Hicran’ın düşkünlüğü üzerinden toplumsal çözülme, yozlaşma, değersizleştirme gibi kavramları çizdiği “zamane gençleri”nin gerçekliğinde anlatmaya çalışıyor.

İzleyicinin ilgisini dağıtan, hikâye akışını bozan bir eklektik yapı var filmde.

Kaos ve karmaşa, şiddet, kaygı, kişilik bozukluğu, öfke Demirkubuz’un filmlerinde sıklıkla karşımıza çıkan izlekler.

Burada da Orhan öğretmeni hikâyenin odağına yerleştirirken ona söyletilen sözler bir adım sonra ufalanır, o “akil adam” bir anda vesveseli antikahramana dönüşür ve yiter gider.

Hicran’ın rüya sahnesiyle kopar...

Kopuşlar hep var, gidişler, terk edişler, kaygılı duruşlar, incinmiş kırılgan hayatlar...

Ev arkadaşı, taksi şoförü, karakol, fahişe, fırın, pezevenk, silah, takip, arayış, dönüş, karşılaşma, yağmur, kapı, şiddet, sindirme, umutlanış, ağlayış, tutunma gibi epizot başlıkları olabilecek sahnelere bölünen öykülerde dile getirilenler “hayat”ın farklı yönlerini gösteriyor bize.

Hikâyeyi hızlandıran bir oylumda Hicran’a “kısmet” getiren kadınlar, Orhan’la evlilik, çatışma, kopuş, Rıza’nın ortaya çıkışı... “İyi adam”ı seçebilme sanrısını gösteren “bitiş” sahnesi olabilecek ağlayış... Demirkubuz, burada durmaz. Niyedir, anlamak zor!

Oysa, Hicran uğuna uğuna ağlarken, o yakın plan çekim daha uzağa taşınarak onun hayatın ortasında, doğada bir nesne gibi gösterilerek sonlanması gerekirken bir “biat” sahnesinin eklenerek sona gidişi, karanlık bir tünele yöneliş... İyimserliğe yaklaşmışken, izleyiciyi uçurumun kıyısına taşıması...

Burada da Kiyarüstemi’nin öğrencilerine öğüdünü hatırladım ister istemez: “İzleyicinin dikkatini ve kendi gayretini bölme. Tek bir fikri yakala ve ondan vazgeçme.3

Sanırım, Hayat’ta Zeki Demirkubuz’un eksik bıraktığı, görmezden geldiği de bu olsa gerek! Bunu da bir başka yazıda anlatmaya çalışacağım. Ama her şeye rağmen, günümüz Türkiye’sinin nereye evrildiğini görmek için Demirkubuz sinemasının kapısını aralamanız kaçınılmaz.


1 Hicran: Ayrılık

2 Rıza: İsteme

3 Abbas Kiyarüstemi ile Sinema Dersleri, haz. Paul Cronin; çev. Pelin Arda, Redingot Yay., 2017, s. 2018.

Yazarın Son Yazıları

Türkiye’nin Doğu sorunu: Bu bir ‘Kürt reformu’ mu?

Yıllardır “sorun” olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı.

Devamını Oku
05.12.2025
Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara

Devamını Oku
21.11.2025
Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam.

Devamını Oku
07.11.2025
‘Labirent’ neyi anlatır?

Amin Maalouf, bir dünya romancısı.

Devamını Oku
24.10.2025
Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz.

Devamını Oku
10.10.2025
Yazı yordamı

Her şey bir şeydir, belki de!

Devamını Oku
26.09.2025
Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu...

Devamını Oku
12.09.2025
‘Ah, bu sessizliği anlat!’

'Nefes almak isteyen okur için...'

Devamını Oku
29.08.2025
Çürümenin göstergeleri

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

Devamını Oku
15.08.2025
Türkiye’den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız!

Devamını Oku
01.08.2025
İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı’ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı’nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum.

Devamını Oku
18.07.2025
Cicero’nun cesareti var mı?

Lucius Cornelius Sulla dönemi; Roma’nın yozlaşmaya, siyasal erkin de çürümeye başladığı bir dönemdir.

Devamını Oku
04.07.2025
Geleceği kurmak için: Kütüphane

Şunu hemen söyleyeyim ki kütüphanem ile oldukça özel belgeler barındıran arşivimin bazı “açgözlü sahaflar”ın eline düşebileceği düşüncesinden dolayı endişeliyim!

Devamını Oku
20.06.2025
Aydınlanma nerede başladı, değişim nereye kadar?

Köy Enstitüleri bir uyanış hareketiydi. Tarım toplumu olan Türkiye’nin kırsal kalkınmasıyla değişim dönüşüme uğrayabileceğinin ilk hamlelerindendi.

Devamını Oku
06.06.2025
Kendimizi unutmamak için

Annem öldü.

Devamını Oku
23.05.2025
Benim İstanbul çağım

Benim İstanbul çağım

Devamını Oku
09.05.2025
‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

Devamını Oku
25.04.2025
Hayal değil, gerçek!

Hayal değil, gerçek!

Devamını Oku
11.04.2025
Sen beni dönüştür

Sen beni dönüştür

Devamını Oku
28.03.2025
‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

Devamını Oku
14.03.2025
Görebilseniz eğer...*

Görebilseniz eğer...*

Devamını Oku
25.02.2025
Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Devamını Oku
11.02.2025
Çaltıözü’de sabah

Çaltıözü’de sabah

Devamını Oku
28.01.2025
Kendi ‘kör kuyu’larımız

Kendi ‘kör kuyu’larımız

Devamını Oku
14.01.2025
Uğultulu zamanlar

Uğultulu zamanlar

Devamını Oku
31.12.2024
‘İlgilen ve ilişkilen’dir

‘İlgilen ve ilişkilen’dir

Devamını Oku
17.12.2024
‘Sen bana neler öğrettin?’

‘Sen bana neler öğrettin?’

Devamını Oku
03.12.2024
Anlatısız toplum

Anlatısız toplum

Devamını Oku
19.11.2024
‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

Devamını Oku
05.11.2024
Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Devamını Oku
22.10.2024
Edebi buluşmaların anlamı

Edebi buluşmaların anlamı

Devamını Oku
08.10.2024
Kötülüğü nerede aramalı?

Kötülüğü nerede aramalı?

Devamını Oku
24.09.2024
Kapitalizmin çirkin yüzü

Kapitalizmin çirkin yüzü

Devamını Oku
10.09.2024
Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Devamını Oku
27.08.2024
Belleğin çağrısı

Belleğin çağrısı

Devamını Oku
13.08.2024
Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Devamını Oku
30.07.2024
Eski sözlerde, yeni bakışlar

Eski sözlerde, yeni bakışlar

Devamını Oku
16.07.2024
CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

Devamını Oku
02.07.2024
Bir bahçe kurmak

Bir bahçe kurmak

Devamını Oku
18.06.2024
Bize dokunan hikâyeler...

Bize dokunan hikâyeler...

Devamını Oku
04.06.2024