Gülengül Altınsay

Devam filmi

05 Eylül 2019 Perşembe

Buralarda değişen bir şey yok. Hatta dünü bile arar durumdayız. Baksanıza daha 3 hafta olmuş yeni sezonun başladığı ama bir sürü haksız mide bulandıran karar var; verilen verilmeyen penaltılar, verilen verilmeyen kartlar, VAR’ın incelemeye bile değer görmediği kritik pozisyonlar.
Ve nedense hiç şaşırmıyoruz; bu haksız kararlar yine aynı takımların lehine veya aleyhine işlemeye devam ediyor.
Belli ki hakemler şimdiden iyice dağılmış durumda. Buna VAR hakemleri de dahil tabii. Zaten VAR duruma göre ortaya çıkıyor ya da yok oluyor. Aynı hareketlere formanın rengine göre ceza vermek de aynen sürüyor. Bir hafta önce hatalı karar vermiş sonuca etkili olmuş VAR hakemi yine aynı takımın maçına veriliyor, hatalı kararlarına devam ediyor. Beşiktaş’ın 1. hafta Sivas’a yenildiği maçta Boyd’a yapılan penaltılık hareket incelemeye gerek görülmüyor; VAR hakemi Koray Gençerler, orta hakem Mustafa Öğretmenoğlu. İncelemeye gerek görülmeyen penaltı pozisyonları Beşiktaş’ın 3. hafta 1-1 biten Rize maçında da sürüyor. VAR hakemi yine Koray Gençerler. Rakipleri takır takır penaltılarını alırken aynı yarışın içindeki Beşiktaş ve Trabzon -onların da VAR’a gerek görülmeyen tartışılır penaltı pozisyonları oldu- üvey evlat durumunda. Peki de neden?
VAR sayesinde avantaj sağlayan Galatasaray’ın hocasının da zar zor aldıkları ilk 3 puandan sonra “Profesyonelce örgütlü kötülük” diye karanlığa kurşun sıkmasına da ne demeli? Hatta birilerini kendilerine karşı örgütlenmekle suçlaması ise bana klasik yaygaracıları hatırlattı nedense.

Hakem neyin hakemi?
Böylesi kim daha çok bağırır tehdit ederse kazandığı bir ortamda hakemlerin sahada futbol oynamak istemeyen, çeşitli gerekçelerle zaman çalan futbolculara müsamaha göstermesi de bu yüzden olmalı. Son Beşiktaş- Rize maçında Rizeli futbolcuların her bir şeyi bahane edip vakit harcamaları kendi açılarından anlamlı olabilir belki ama hakemin futbolun oynanmasından yana tavır almamasının anlamı ne ki? Hakemin görevi sahada futbolun düzgün oynatılması değil mi? Ve duruma sinirlenen Beşiktaşlı futbolcuların cezalandırması ise bu yanlış uygulamanın sonucu zaten. Anlaşılan hakemler bu kaotik ortamda futbolun oynanmamasını daha çok istiyorlar. Çünkü futbol oynandığında hata yapma olasılıkları var, verdikleri kararlarla yetersizliklerinin ya da cesaretsizliklerinin ortaya çıkma olasılığı var. Zaman futbolsuz geçsin işlerine geliyor anlaşılan.

Transfer çılgınlığı
Bu arada çok sevdiğimiz transfer dönemi de bitti. Borçların 2 yıl ertelenmesiyle rahatlayan kulüplerin yüksek maaşlı işi bitmiş futbolculara ve tabii en çok da aracılara halkın parasını saçması da aynen sürdü. Ne ki yüksek ücretler ödenmeyince yine gelecek borçlanmalar, borç silmeler…
İnsanların geçinmekte giderek daha da zorlandıkları bir ortamda kamu bankalarının gösterdiği destek ve müsamaha nasıl oluyor da kulüplerce böylesine hovardaca kullanılabiliyor? Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir şey bu. Bu arada kulüplerin yeni transfer yapmak için yüksek ücretli futbolcuları daha yarım sezon bile geçmeden elden çıkarmak için baş vurdukları yöntemlere ne demeli? UEFA “Kendini düzeltin” diye yasak getirmiş, bunlar kuralların arkasından dolanmak için soru işaretleri dolu yollara sapıyor hemen. Tamam UEFA “Bana ne” diyebiliyor ama neden TFF sessiz kalıyor bu tarz transferlere diye düşünebilirsiniz. Söyleyeyim; onların da umurunda değil. Yeter ki aynı bayat film oynasın dursun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları