Bir şey dikkatinizi çekiyor mu?
Ölüme, kalıma, ölümden sonra yaşama dair...
İnsanlar ölür. Kalanlar, sevenleri üzülür, ağlar, yas tutar. Zaman geçer o acı unutulmasa da azalır. Gözyaşları diner, yas azalır, hayat devam eder. Doğanın gereğidir belki de bu.
Uğur Mumcu öldü. Öldürüldü. 16 yıl önce.
Ama nedense Uğur Mumcu için dökülen yaşlar, tutulan yaslar azalmadı, azalmıyor. Hatta her yıl artıyor. Her geçen yıl Uğur Mumcu daha bir özlemle, daha yaygın törenlerle anılıyor. Sadece anılıyor mu? Hayır. Türkiye’nin hemen her köşesinde bir hafta Uğur Mumcu haftası ilan ediliyor. Sayısız etkinlikler düzenleniyor. Anma toplantılarından konserlere, belgesellerden, söyleşilerden, karikatürlerden tiyatro oyunlarına kadar hemen her alanda etkinlikler... Mumcu’nun düşünceleri, fikirleri, yazdıkları, yaptıkları konuşuluyor. Araştırmacılığı, gazeteciliği, yazarlığı örneklerle dile getiriliyor. Ve önemli olan, her geçen yıl, Uğur Mumcu etkinliklerine ve anma törenlerine daha fazla genç katılıyor.
Uğur Mumcu, öldürülen bir aydın olmaktan çıkıyor, bugünkü ve yarınki nesilleri aydınlatan bir ışığa dönüşüyor.
Çünkü Uğur Mumcu aydınlıktır, ışıktır.
Çünkü Uğur Mumcu bilgidir, fikirdir.
Aramızdan ayrılışının 16’ncı yılında Uğur Mumcu’yu özlemle, saygıyla anıyoruz.
***
Ve o gün bugündür, bir onur abidesi gibi, Uğur Mumcu’ya ve onun onurlu mirasına sahip çıkan, başını hep dik, hep yukarıda tutan, yüzlerce Uğur Mumcu yetiştirmek için gecesini gündüzüne katan eşi Güldal Mumcu’yu bir kez daha kutluyoruz. Uğur Mumcu’nun eşi olduğu için. Uğur Mumcu’ya layık iki evlat büyüttüğü için... Uğur Mumcu’nun davasını bugüne kadar ısrarla, kararlılıkla sürdürdüğü, cinayetin asıl suçlu ve sorumlularının peşine düştüğü için...
Uğur Mumcu’yi katledenler, sadece bir büyük yazarı değil, kızı Özge’nin deyimiyle ‘mutlu bir aile’yi de hedef aldılar. O gün 11 yaşında olan Özge Mumcu’nun anlattıklarını okurken, Uğur Mumcu’nun ne kadar güzel ve aydınlık bir baba olduğunu da görüyoruz:
“Babam çok sevecen, sıcakkanlı, çocuklarını çok seven, ailesine ve dostlarına çok önem veren bir insandı. Bizleri imkânlarımız elverdiği ölçüde şımartırdı. Biz ne yaparsak yapalım, arkamızda olduğunu hissettirirdi. Eğer bir hata yapmışsak, ileride bizlere sorun çıkarmaması için, o hatanın telafisini sağlayacak yolları bulurdu. Ama bunu da hatamızın ne olduğunu anlamamızı sağlayarak yapardı.”
Özge Mumcu’nun bu baba tanımı, Türkiye’nin tanıdığı, bildiği, güvendiği ve özlediği yazar Uğur Mumcu tanımına ne kadar benziyor, değil mi?
Uğur Mumcu’yu katledenler, onun, ölümünden sonra daha da büyüyeceğini, daha da sevileceğini ve ölümsüzleşeceğini akıllarına getirmişler miydi acaba?
hikmetbila@ttmail.com
Hikmet Bila
Son Köşe Yazıları
Uğur Mumcu Işıktır
Yazarın Son Yazıları
Türkel...
Devamını Oku
09.02.2009
Elde Var Hamas
Devamını Oku
02.02.2009
Uğur Mumcu Işıktır
Devamını Oku
26.01.2009
Sakat Bir Oyun
Devamını Oku
19.01.2009
Melikoff
Devamını Oku
12.01.2009
İnadına İnadına
Devamını Oku
05.01.2009
Süheyl Hoca'yı İsyan Ettiren Cehalet
Devamını Oku
29.12.2008
Suna Kıraç'ın Ödülü
Devamını Oku
22.12.2008
Tasos'un Yaptığı
Devamını Oku
15.12.2008
Kadını Görünmez Kılmak
Devamını Oku
08.12.2008
Kurban Katliam Olmasın
Devamını Oku
01.12.2008
İlköğretim Müfettişi
Devamını Oku
24.11.2008
Çocuk İstismarının Suç Ortakları
Devamını Oku
17.11.2008
Kadına Şiddet ve 'Eşeklik Faktörü'
Devamını Oku
10.11.2008
Gülerler Elbette
Devamını Oku
03.11.2008
'Destina'
Devamını Oku
27.10.2008
Kadın Susarsa...
Devamını Oku
20.10.2008
'Büyük Kurban' Beklentisi
Devamını Oku
13.10.2008
'Hudut'
Devamını Oku
06.10.2008
Vurun Kadına!
Devamını Oku
29.09.2008
Ustaların Uyarıları
Devamını Oku
22.09.2008
'İçkisizdir...'
Devamını Oku
15.09.2008
TSK ve Güneydoğu
Devamını Oku
07.09.2008
Zaferin Anlamı
Devamını Oku
01.09.2008
'Devrim Gazı' Alev Alınca...
Devamını Oku
17.08.2008