Medya etiği var mı Türkiye’de?

İsterseniz şöyle bir göz atalım...

Özel yaşamı ilgilendiren, iki kişinin birbirleriyle yaptığı konuşmalar, gençlerin deyişiyle “geyik muhabbetleri”, görülen davaların ek klasörlerinde yer alıyor, internet siteleri, kimi gazeteler bunları yayımlıyor.

Almanya Deniz Feneri e.V. davasının paniğini yaşayan TV kanalları, görevden alınan savcı Nadi Türkaslan’ı yıpratmak için “son dakika” haberleri geçiyor, Ankara’da bir lokantanın önünde canlı yayın yapıyor.

28 Şubat’ın postmodern bir darbe olduğunu sürekli açıklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yandaş, candaş, dindaş medyanın tüm medya etiğini çiğnediğini, “sivil faşizmin” savunucusu olduğunu söylerken haksız mıydı?

Yandaş, candaş, dindaş TV’lerinde nasıl yayın yapmışlardı:

“CHP’li vekiller tahrifatçı savcı Nadi Türkaslan’la birlikte yemekteler...”

***

Oysa o yemekte savcı Türkaslan yoktu... Türkaslan evinde TV izliyordu...

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Ankara Hukuk Fakültesi mezunu arkadaşlarıyla birlikte bir balıkçı lokantasındaydı.

Tarhan olayı şöyle anlatıyor:

“Yemekte milletvekili arkadaşlarımız İlhan Cihaner, Süheyl Batum, Sinan Aygün de vardı. 15 kişilik bir topluluktuk. Cihaner’e telefon geldi. Bazı televizyon kanalları ‘son dakika’ haberi olarak masamızda savcı Nadi Türkaslan’ın olduğunu açıklamış. Muhabir ‘CHP’liler Nadi Türkaslan’la buluştu’ demiş. Türkaslan da izlemiş öğrendiğim kadarıyla. O da telefonla başsavcıyı arayarak ‘bu haberler nedir, ben evde oturuyorum’ diye serzenişte bulunmuş.”

Şimdi soruyorum:

“Böyle gazetecilik, habercilik olur mu?”

Nerede medya etiği?

28 Şubat döneminde bu tür haberler yapanlar da vardı, şimdi de var...

Amaç şu:

“O dönem bizim canımız yandı, bu dönem sizin canınız yansın!”

***

Almanya başta olmak üzere Avrupa’da yaşayan saf Müslüman Türkleri dolandıracaksın, milyarlarca Avro toplayıp üstüne yatacaksın, sonra da ortalıkta dolaşacaksın.

Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya vb. ülkelerde Yimpaş, İttifak, Endüstri, Kombassan gibi holdingleri mahkûm ettiren Avukat Ümit Akça, Umpaş Holding’i de mahkûm ettirdi. Bu holdingler hem anaparayı hem de faizini ödeyecekler.

1989’da kurulan Kombassan’ın 80 bine yakın ortağı var. Ortaklardan toplanan para tahminen 1.5 milyar Avro...

2005 yılında TBMM Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre Kombassan yönetim kurulu üyelerinin sermaye arttırımı konusunda birçok usulsüzlükler yaptığı, SPK yasalarına karşı davrandığı belirtiliyor.

***

Belgeler elimde...

Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 3 Mayıs 2011 tarihli kararında Kombassan Holding davalarında bir ilke imza atıyor. Türk yargısı, Stuttgart Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin Kombassan hakkında verdiği kararı kesinleştiriyor.

Toplanan paralar icra yoluyla, faiziyle birlikte geri alınacak bundan sonra...

Kaç kişi dava açtı bilmiyorum... T.S. adlı yurttaşımız 2000 yılında Kombassan’a 73 bin 856 Avro verip ortaklık payı almış. Şimdi bu parayı faiziyle birlikte alacak.

Bu kararın çıkmasında önce Yimpaş dosyasında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bu holdingle ilgili vermiş olduğu karar etkili oldu.

Böyle haberler yandaş, candaş, dindaş medyada nedense yer almıyor...

***

Müslümanlık adına dolandırıcılık yapılıyor.

Biliyorsunuz “yeşil sermaye”yle ilgili çok yazılar yazdım, Konya yöresinde “tabelası” bulunan holdinglerin Almanya’da saf Müslümanları nasıl dolandırdığını anlattım..

Bunu da yazayım dedim.

Umutlarını yitiren insanlarımız neler olup bittiğini öğrensinler diye...