Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ya Kürt olsaydım...
12 Eylül’de darbeye “evet” demişsin, bugün darbeye “hayır” diyorsun.
Tamam tekamüldür ama “evet” için hiçbir utancını, özeleştirini görmedik.
Bugün darbeci FETÖ örgütüyle mücadele kapsamında birlerce asker, polis, memur, öğretmen, bürokrat, vali, kaymakam, elçi, din adamı, akademisyen görevden alınıyor, işten atılıyor, kimi hapse giriyorsa...
Bu arada darbelere alkış tutanlar, 12 Eylül’ün polis şeflerinden, 28 Şubat’ta partisini terk eden biri dahi bugün “darbeye karşı demokrasi kahramanı” olarak caka satıyor.
Umur Talu’nun deyişiyle dün “sayın Cemaat” bugün “hayın FETÖ” olanlarda çekirdek kadronun “darbeci tutarlılığı” var.
12 Eylül’ün darbeci başı Kenan Evren, FETÖ’cülerle nasıl pazarlık yapmıştı, bilmeyenlere anımsatalım.
Darbeci başıyla FETÖ’cüler 12 Eylül Anayasası için anlaşmaya varmıştı.
Pazarlığın içinde TSK’deki FETÖ’cülere dokunulmayacak, karşılığında FETÖ’cüler “evet” oyu vereceklerdi.
Öyle yaptılar...
Darbeye karşı demokrasi diye ortalıkta dolaşanların çoğunluğu her düzenin adamıydı...
***
Geçmişe yolculuk yapmanın tam sırası...
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri var. Meydanlar demokrasi ve özgürlük sesleriyle çınlıyor.
Bir zamanlar ülkenin en büyük demokratlarından Turgut Özal, nihayetinde 12 Eylül askeri darbesi memuru, bakanı değil miydi?
Rahmetli olan oldu...
Ama hayatta kalanlara ne oldu?
Öyle ya FETÖ zanlılarının eşlerinin pasaportları iptal edildi.
Kanun Hükmünde Kararnameler çıkaran, zanlı kelimesi bir yana, suçun şahsiliğini de dert etmeyen bugünkü demokrasi, mesela 12 Eylül bakiyeleri için de karar alabilir mi?
Şili’de Allende’ye karşı çıkanlar da darbeciydi, yapılan da darbeydi.
Latin cuntacılar vardı bunun arkasında...
Endonezya’da 1 milyon kişiyi komünist diye paramiliter çetelerle kesenler de faşist ve darbeciydi.
Portekiz, Yunanistan, İspanya, Arjantin’de faşizan güçlerin elleri kanlıydı, masum insanları gözünü kırpmadan öldürmüşlerdi.
***
İlhan Selçuk’un 1991 yılında yazdığı bir yazısını okuyorum.
İlhan Selçuk soruyor:
“Ya Kürt olsaydım, ne yapardım?”
1991 yılında, Anadolu’da Kürt’ün yüreğini incitecek laftan sakınmalıyız.
Kimi zaman insan bilmeden bu işi yapar, bir söz, bir bakış, bir deyim, bir tutum, bilinç dışına taşmış bir eğilim, yaralı bir yüreği büsbütün dağlar.
Kendisini feleğin çarkından geçmiş sanan politikacıya bu sorun belki romantik gelebilir; siyasette duyguya yer olmadığı söylenir; insancıllığa bıyık altından gülünür.”
Anadolu’da köyde, kasabada, kentte, mahallede, kapı komşu, yan yana, iç içe yaşayan Türk ve Kürt arasına her gün taş üstüne taş koyarak duvar örmeye çabalayanlar var; bu işi yurtseverlik uğruna yaptıklarını söylüyorlar.
Çok yanlış!
Anadolu’yu yurt belleyen insanların benliklerine düşmanlık tohumlarını serpmek emperyalizmin oyununa gelmek demektir.
Bunun için herkes lafını söylerken dokuz kez yutkunmalı, düşünmeli düşüncesini tartmalı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke