Hikmet Çetinkaya

Kahpeliğe isyan...

18 Ekim 2015 Pazar

Korkmayacağız, sinmeyeceğiz biz, ne yaparsanız yapın susmayacağız...
Yıllar önceki içimizi yakan o faili meçhulleri unutmayacağız, temel hak ve özgürlükler için savaşacağız...
Ankara Garı’nda katledilen yüzü geçen ölümüzü, Uğur Mumcu’ları, Musa Anter’leri, Berkin Elvan’ları unutmayacağız.
Karanlık odalarda saklanan canilere, adları önceden bilindiği halde nedense yakalanmayan katillere inat hayatımızı çiçek bahçesine dönüştüreceğiz...
Öyle boş laflara karnımız tok artık...
Kandırmacalara, topluma demokrasi, özgürlük masalları anlatanlara kimse inanmayacak...
Bir acıyı bilmek, o acıyı yaşamak, hayata ucundan dokunmak.
Unutmayacağız Diyarbakır Çarşısı’nda karısıyla birlikte alışveriş yaparken öldürülen astsubayı, Hakkâri’de mesai dönüşü, fırından ekmek alan polisin katledilmesini...
Millet olarak lanetleyeceğiz kör terörü nereden gelirse gelsin...
Terörün dini, ırkı, dili, mezhebi, inancı, rengi olmadığını anlatacağız çocuklarımıza...
Toplumun bir bölümünün gözlerini kapatan sizi, din bezirgânlarını, zorbaları, faşizmi hayata geçirmek isteyenleri...
Vicdani kömür karası olan siyasileri...
Hasadında bir zeytin dalına tutulan umudu, vatana feda edilen evlatların ölüme gönderilişini, azgın PKK ve IŞİD terörünü, terörün her türlüsünü lanetleyeceğiz...

***

Bankanın önünde para çekmek için bekleyen sivil giyimli uzman çavuş, karısı ve çocuğuyla birlikte olan binbaşı, Tunceli’de lojmanlara giden savcı, trafik pususuna düşürülen polis...
Siverek’te evlerinin önünde babasıyla birlikte öldürülen Uğur, Gezi eylemlerinde Ahmet, Ali İsmail, Suruç’ta iki ateş arasında kalan çocuklar, gençler, yaşlılar...
Askeri, polisi, Türk’ü, Kürt’ü...
Bu coğrafyada yaşayan tüm insanlar...
Onlar için susmayacağız, sinmeyeceğiz, korkmayacağız...
Bu devletin, Gar bombacılarının Türkiye’nin kalbi Ankara’da kanlı olay öncesi kentte tur atmalarını görmemesine demokratik tepkimizi koyacağız...
Bir yandan bayraklı tabutlar, öte yandan faili meçhuller, katliamlar...
Bu yüzden vatana feda edilen oğullar için yastayız, katledilenler için yastayız!
Bunun adının bir kahpelik olduğunu hep yazdım ve yazmayı sürdüreceğim.
İnsan olmanın bir bedeli var!
O bedeli ödemeye hazırız!
Hukukun, adaletin, insanlığın, hakkın yolu kahpeliğe karşı, kör teröre karşı, baskıya, şiddete karşı susmak değil, karşı çıkıp lanetlemektir!
Birliktir, beraberliktir...
Bir başkasının acısı hepimizin acısıdır... Toplumun hüznüdür...
Hayatlarımızın parçalanmasıdır!

***

Kahpeler, sinsiler, bazen canlı bomba olur, bazen mayınlı tuzak, bazen faili meçhul...
Bazen hedefte Ahmet Taner Kışlalı vardır, bazen Mehmet Sincar, bazen Hrant Dink...
Sonra derin devlet vardır, isterseniz NATO gladyosu, kontrgerilla deyin; kanlı 1 Mayıs’larda, Maraş’ta, İstanbul’da Gazi’de, Madımak’ta karşına çıkar...
Batman’dan Ankara’ya, İstanbul’a dek uzanır...
O karanlığın atlasını yıkacağız geleceğimiz ve çocuklarımız için.
Yıkın, yakın istediğiniz kadar vız gelir bize...
Bu halkın hayatta tutunacak bir dal beklentisi var, o mutlaka gerçekleşecek...
Umutlarımızı tüketmek isteyenlere karşı, dik duracağız onlar ne yaparsa yapsın...
Umutlarımızı çalmak isteyen kahpeliğe karşı buradayız...
Yılmadan!
Korkmadan!
Sinmeden!
İnsan olmak için kahpeliğe lanet okumanın zamanıdır şimdi...
Başörtülü - başı açık analar, babalar, kardeşler, kadınlar, çocuklar...
Vatana feda edilmiş olanlar, niye sadece yoksulların, emekçilerin, esnafın, çiftçinin çocukları!
Haydi yanıt verin!
Vermezseniz gözleriniz kör, kulaklarınız sağırdır...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları