Gitmek: Benim Marlon ve Brandom
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Gitmek: Benim Marlon ve Brandom

08.12.2008 07:35
Güncellenme:
Takip Et:

Gitmekbugünlerde gösterimi süren Hüseyin Karabeyin ilk uzun filmi, doğrusu benGitmekyerine filmin senaryo yazarı, oyuncusu ve bu film macerasını tek başına yaşamama cesareti gösteren, biraz sonra bunun ne demeye geldiğini açıklayacağım, Ayça Damgacının günlüklerinde biraz dalgacı bir üslupla sevdiği erkeğe seslendiği Benim Marlon ve Brandomadını daha çok sevdim. Sevdiği erkeğe ulaşmak için, her şeyin karmakarışık, hiçbir şeyin belli olmadığı Irak savaşının ilk günlerinde Iraka tek başına gitmeye cesaret eden şen şakrak ve en sevimli şişman Ayça, erkeğine başka türlü seslenemezdi.

Bu Ayça gerçekten yaman bir kız. Yaşı herhalde kızımdan küçük olmalı, kızım 1976 doğumlu. Ama Ayça neden ben seni bağrıma basmak, başını okşamak ve sen çok yaşademek isteğiyle böyle dopdoluyum. Beni yeniden gençlik yıllarıma götürdün. Sana binlerce teşekkür.

Hüseyin, filmin yönetmeni öyle mahzun mahzun bakma, seni de ne kadar çok sevdiğimi bilirsin. Tabii kara kaşın karagözün için değil, Cumartesi annelerini anlattığın o yürek burkan belgeselin Boran Boraniçin, Diyarbakırda kalabalık bir sinemada seyrettiğim ama dayanamayıp dışarı fırladığım yeryüzündeki tecrit olgusunu anlattığın belgeselin Sessiz Ölümiçin. Sessiz Ölümün oynadığı günlerde toplumca çok sahici bir travma geçiriyorduk. Gencecik insanlar hapishanelerde yakılarak öldürülüyordu, F tipi cezaevleri insanlık onurunu yok edici bir tehditti. Ve sen bu filmi yapıyordun. Sana teşekkür ettiğimi anımsıyorum, kendim için, açlık grevlerinde, hapishanede çıkarılan yangınlarda ölen gencecik insanlar için. Bu filmden çıkan bir kişinin bile yüreği acısa bu o günlerde çok önemli bir şeydi.

Şimdi Benim Marlon ve Brandomla çıkageldin. Bu deli kız Ayçayla yollarınızın nasıl kesiştiğini bilmiyorum ama çok hayırlı bir iş olmuş. İyi ki, Ayça bu serüveni yaşamış ve sen de çok akıllı bir karar verip Ayçayla birlikte yeniden onun geçtiği yollara düşmüşsün.

Böylece ortaya Diyarbakır, Silopi, Mardin, Van, İran, Irak, Erbil ve Süleymaniye sınırları içinde kalan coğrafya bütün renkleriyle, suskunluğuyla, derin acılarıyla filmin neredeyse başkişisi olmuş.

Yazımın başında size bir açıklama yapacağımı söylemiştim, evet Ayça daha önce bir film setinde tanıdığı Iraklı Kürt kökenli tiyatrocu Hama Ali Khanla öylesine dolu dolu bir 29 gün geçirmiş ki, geriye aklında tek bir şey kalmış, ülkesi Iraka geri dönen Hama Ali Khanın yanına Iraka gitmek ve Marlonu Hama Ali Khana kavuşmak.

Ve yola çıkmış, elinde küçük bir çanta ve küçücük tüm duygu ve düşüncelerini yazdığı bir defter. Ayça uzun zamandır böylesine içten, böylesine açık aşk mektupları okumamış, dinlememiştim. Sen bir şairsin, bunu benden önce söyleyenler de vardır, eminim. Bir de ben söyleyeyim.

Sonra Ayça uzun bir yoldan sonra Irak sınır kapısına gelir. Ama sınır kapalıdır.

Çünkü savaş başlamıştır. Ayça zar zor telefonlaştığı Hama Aliye sınırı geçip İrana gelmesini ister, İran sınırındaki kentte buluşabileceklerdir. Hama Ali, olurder ve Ayça bu kez de Vana doğru yola çıkar ve İran sınırına gelir. Ve korku başlar. Ben İran sınırını iki kez geçtiğim için iyi bilirim, bütün bilinçaltı korkularımız bizi kuşatır. Her an başımıza bir şey gelecekmiş gibi hissederiz.

Ayça da etten kemikten, bu binlerce bilinmeyen topraklarda bir de üstelik yapayalnızdır. Bir otele yerleşir, Hama Aliyi sürekli telefonla arar, ulaşamaz. Gerçekten çok umutsuz bir haldedir ve bu bilmediği ülke onda korku ve umutsuzluk yaratmıştır...

Nihayet Hama Ali sınırı geçip İrana geleceğini söyler ve İrandaki ıssız bir istasyonun adını verir. Ayça oraya gider, bütün gün tek başına bir taşın üstünde oturup bekler ve gece olduğunda yaşlı bir İranlı bakkal onu yanına çağırır, çay ikram eder. O zamana kadar hiç ağlamayan Ayça ağlamaya başlar, öte yandan dünyanın en sevimli Marlon Brondosu (o da filmde Ayçanın sevdiği adam Hama Ali Khan) İran sınırına gelir. Benim size anlatacaklarım bu kadar. Bayramda bir güzel aşk hikâyesi bir tepsi baklavadan iyidir, hadi filme...

 

isilozgenturk@gmail.com

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025