Yeniden Türkiş Dekameron
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Yeniden Türkiş Dekameron

15.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım. Resmen neşemizi yitirdik ve zombilerin işgal ettiği bir ülkede hayatta kalmaya çalışıyoruz. Açıkçası ben ülkeyi kurtarmaktan bıktım. Ayrıca sürekli aynı sorunları yazmak insanda inanılmaz bir yorgunluk yapıyor, sizce de öyle değil mi? Şimdi sizlere başucu kitabım Dekameron’dan söz etmek istiyorum.

1349-1353 yıllarında İtalya’da Boccaccio adlı bir yazar, ilk kez yazı dili Latince olan ülkede İtalyanca bir kitap yazmış. Adı da: Dekameron. Dekameron veba salgını sırasında bir şatoya çekilmiş yedi genç kadınla, üç genç erkeğin anlattığı hikâyelerden oluşuyor. Bu hikâyeler o güne kadar kimsenin söylemeye cesaret edemediği hikâyeler. Biraz ipucu verelim: Örneğin pek çok hikâye papazların rahibe stajı görmek için manastıra gelen zengin kızlarının içindeki şeytanı nasıl çıkardıklarıyla (biraz bizim cin çıkarmaya benziyor daha esaslısı) ilgili. Sevgilisini koca eve geldiği için küpün içine saklayan gözüpek kadınlarla insanı acayip güldürür. Hele de her şeyi göze alıp, sağır dilsiz taklidi yaparak erkek sineğin bile giremediği rahibe manastırına girmeyi başaran yakışıklı bir adamın, rahibelerin cinsel isteklerinden bıkıp “yeter artık!” dediği için nasıl aziz ilan edildiği hikâye bir numaradır.

Tabii yazar ve hikâyeler papa tarafından aforoz edilir, hiçbir matbaa eseri basmaya cesaret edemez. Ama halk kim takar papayı diyerek elyazısıyla hikâyeleri çoğaltıp pazaryerlerinde dağıtmaya başlar. Yıllar geçer artık kitap için basma yasağı kalkmıştır. Ünlü komünist film yönetmeni, (ölümü hâlâ şaibelidir) Paolo Pasolini Dekameron Masalları diye beş hikâyeden oluşan bir film yapar. Papa onu da aforoz eder. Yasaklanır. Ardından gene aynı ünlü İtalyan yönetmen Federico Fellini Bacio adlı bir film yapar ve papa onu da yasaklanır.

Şimdi bunları neden anlattım, insanın başucu kitabı Dekameron olunca, yemeyip içmeyip bir “Türkiş Dekameron” kitabı yazması kaçınılmaz olur. İki yıl önce başladım ülkemin Dekameron hikâyelerini yazmaya. Basıldı iki yıl önce, o zaman gördüm ki en entelektüel arkadaşlarım bile Dekameron’u bilmiyor. Şimdi yeniden basıldı. Okuyanlar şaşırıyor, sanki ben hayal gücümü kullanmış abartılı hikâyeler yazmışım. Hayır az bile yazdım, bu ülke insanını tanıyın diye.

Çünkü bu köşenin yazarı, sırça köşklerde değil, bu ülkenin her yerinde dolaşıp durur, ülkenin argo edebiyatını pek iyi bilir. Şimdi size müstehcen bazı görüntüler sunacak. Aman aman siz gözlerinizi kapayıp, kulaklarınızı tıkayın...

Ya da başbakanımıza yaranmak için beni de ihbar edin! Herkese açık bir halk plajındayız. Uzun şortunu giymiş, orta yaşlı adam etrafındaki kadınlara (kızına, karısına, kız kardeşine haşema giyin diye emretmiş) kendi namusundan pek bir emin, çevredeki mayolu kadınları, kızları resmen dikizliyor.

Devam ediyoruz küçücük 13-14 yaşlarında bir kız. Kızın bulunduğu odanın kapısı önünde, her yaştan, her meslekten adam sıraya girmiş, odaya girme sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlar.

12-13 yaşındaki kızların “pazara çıkarıldığı” bir kapalı yerdeyiz. Babalar ellerinde kızlarının “fiyatlarını” gösteren kâğıtlarla dolaşıp duruyorlar. “Alıcılar”, kızların beş katı yaşlı adamlardan oluşuyor. Adamlardan biri babalardan birine yaklaşıyor. “Duydum ki sende bir ilaç varmış, yani şey...“ derde bak. Sen benim küçük kızı al, ilaç benden sana bedava.”

Aile meclisi karar vermiş, kız gebe, bağırarak ağlayarak, kendisine tecavüz edenin amcası olduğunu söylüyor. Kızın sözlerini ne anne duyuyor ne baba ne orada bulunan amca ne küçük erkek kardeşi...

Karar alınıyor, kız öldürülecek. Amca, “Babasıyla benim yaşım büyük, bu cinayeti kardeşi işlemeli. Çünkü o daha 16’sına yeni bastı. Az bir cezayla çıkar.” Aile, amcaya minnetle bakıyor, iyi bir akıl yürüttü. Aileyi kurtardı. Sonra küçük kardeşin eline bir silah veriliyor ve kızın bulunduğu odaya yollanıyor. Baba, kardeşi silahı nasıl kullanacağını öğretiyor ve kardeş içeri girip silahı ablasına boşaltıyor. Kurşun sesleri kesildiğinde baba ve amca birbirlerini tebrik ediyorlar.

Neyse ben burada keseyim. Buyrun Türkiş Dekameron’a. Korkmayın! Müjde karar verdim ikinci Türkiş Dekameron kitabına başladım. Bugünlerde şaşırtmak hoşuma gidiyor.

İlgili Konular: #Plaj

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025