Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Avrupa’ya yeni fırsat penceresi
Uzun bir dönemdir tartışılıyordu. İtalya’nın eski başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) eski başkanı Mario Draghi’nin raporuyla resmileşti. Avrupa, teknoloji inovasyonunda ve dijital dönüşümde yetersiz kaldı.
Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Asya’daki ülkelerle kıyaslandığında verimsiz ve daha az rekabetçi.
Avrupa’nın araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) yatırımlarındaki düşüş, dijital beceri eksiklikleri üzerine kurulduğu temelleri sarsıyor.
Draghi’nin raporunda bu durumu düzeltmek için kapsamlı reformlara ihtiyaç olduğu ve siyasetçilerin cesur adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.
Yani Avrupa kökten bir değişimin eşiğinde. Ancak bunun kolay olmayacağı da ortada.
Sağ politikacıların gücünü artırdığı, Avrupa Birliği’ne karşı olanların oranlarının arttığı bir ortamda sorun gerçekten ciddi ve büyük.
AB üyelerinin özellikle Almanya’nın en az 800 milyar Avro olarak telaffuz edilen yatırımı gerçekleştirmesi mümkün mü?
Bu sürecin etkileyeceği hatta etkilemeye bile başladığı ülkelerden biri Türkiye. İhracatının yüzde 50’sini AB’ye yapan, otomotiv, tekstil gibi kilit sanayi kollarında bağımlılığı çok yüksek olan ve teknoloji alanında kendisinin de yetersiz kaldığı Türkiye ne yapacak?
Ne yapmalı?
İŞ DÜNYASI HAREKETE GEÇSİN
Sinan Ülgen, AB’yi yıllardır takip eden Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi’nin (EDAM) direktörü. Rapordaki gerçeklerin Türkiye’ye etkilerini ona sordum. Raporda yer alan saptamaların sürpriz olmadığını söylüyor Ülgen. Hatta sorunların açık ve net olarak dile getirilmesi, AB ülkelerinde olumlu karşılanmış. Saptamalar, öneriler olumlu bulunmuş.
AB liderlerinin hemen harekete geçip geçmeyeceklerini ise en önemli soru işareti olarak belirtiyor.
Tartışma yaratan en kilit konu ortak borç enstrümanı geliştirmek. AB’nin lokomotif ülkesi Almanya’nın bu konuya sıcak bakmadığını anlatıyor. Durum umutsuz gibi. Ancak AB’nin varlık sorununa dönüşen bu dönemden birlik halinde çıkabileceğini de vurguluyor ve “tek pazara geçiş, tek paraya geçiş” dönemlerini hatırlatıyor.
Türkiye’ye gelince...
Türkiye’nin Ar-Ge, teknolojik yetersizlik gibi konularda AB’den de kötü durumda olduğunu söyleyen Ülgen’e göre “Türkiye için ciddi bir fırsat penceresi” açılmış durumda.
Ancak Türkiye’nin en kısa zamanda harekete geçmesi gerektiğini söylüyor. Gelişen sanayisi, tedarik zincirlerine ulaşım ve verimlilik alanlarında ciddi bir çözüm ortağı olabileceğini AB’ye anlatması gerektiğini ekliyor. Bu iletişimi ise kamudan çok iş dünyası örgütlerinin üstlenmesi gerektiğini vurguluyor.
“İş dünyası artık yeni ev ödevleri ve yaklaşımlar oluşturmalı” diyor.
AB, Türkiye’nin en önemli ticari partneri. Bir kavşakta. Türkiye’de iktidar ise sonu nereye varacağı belli olmayan Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerin oluşturduğu BRİCKS gibi alternatifler yaratmak peşinde.
İhracatımızın 3.5, ithalatımızın ise 45 milyar dolar olduğu Çin ya da yedi ayda toplam dış açığın tamamına yakınını (yüzde 97.6’sını) oluşturan BRİCKS ülkeleriyle denge nasıl değişecek bilen var mı?
Yoksa “onlar ortak, biz pazar” mı olacağız!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
- Anti aging uygulamalarına dikkat! Erken çöküşe yol açıyo
- İbrahim Uslu'dan Kurtulmuş'a sert eleştiri
- Yurttaş borç batağında!
- Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor? DEM'den açıklama
- Gençlerden Numan Kurtulmuş'a 'anayasa' protestosu
- Nur Sürer'in konuşması gündem oldu!
- Hayat kurtaran manevra Heimlich nedir? Nasıl uygulanır?
- Nesli tehlikedeki yaralı puhuya özel tedavi
En Çok Okunan Haberler
- Kayıp Rojin'den 18 gün sonra acı haber
- Erdoğan ve Bahçeli'ye 'teşekkür' etti
- 40 günlük bebeği 7. katın penceresinden attı
- Köşk'te hasat devam ediyor: Bir bahçeden 2 ton ürün...
- Survivor yarışmacısı hayatını kaybetti!
- Gramı 4,75 milyar TL! 'Devrim yaratacak madde...'
- Rojin'in cesedini kimin bulduğu ortaya çıktı
- Peki, Öcalan ne diyor?
- Savunma Sanayii Fonu teklifine erteleme
- Uzaylıları dünyaya Çinliler mi duyuracak?