Işıklar içinde yatsın Şükrü Gülesin. Çalıştığı gazetede dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ı salvo ateşine tutmuştu. Bu nedenle başkan çaresiz, ulusal takımın başına Şükrü Gülesin’i getirerek eleştiriden kurtulmuştu. Şükrü Gülesin ilk çıktığı İsviçre maçı öncesi ulusal takım oyuncularına “Çocuklar Şükrü Ağabeyinizi düşünerek oynayın. Yoksa pazartesi sabahı siz kulübünüze, ben de Yeni Cami’nin önünde mısır satmaya giderim” demişti. Bu gerçek anının üzerinden 40 yıldan fazla geçti. Şimdi Guus Hiddink’i uğurlama törenlerine hazırlanıyoruz.

Play-off’a kaldığımızda ekranda canlı olarak tüm Batılı edasıyla “Takımda tutku eksikliği var. Duygular, büyük takımlara karşı heyecanlanıp doğru düzgün oynayamamaksa, alanımızı terk etmekse, pas yerine 30-40 metreden şut atmaksa, dripling yerine pas vermekse bu benim oyun tarzım değil. Tutku önemli ama duygudur, ancak yaratıcılığımızı engelliyorsa bu kötü. Benden böyle bir oyun istiyorsanız o zaman doğru kişi değilim. Yanlış kişi doğru yerde de diyebiliriz...” diyor.

Kim kimi kandırıyor? Bu futbolu kim yönetiyor? Bir muhasebeci, özel hastaneler zinciri patronu, futboldan anlar mı? Ya o yönetim kurulu içinde Cüneyt Tanman dışında futbolla ilgili kim var? Türkiye’deki altyapı yıllar önce Trabzonspor, kendi yöresinin çocuklarıyla, daha sonra Beşiktaş; Süleyman Seba ve Gordon Milne tarafından hayata geçirildi. Daha başka anımsamıyorum. Hiddink haklıdır! Yıllar önceki F.Bahçe deneyimini Mahmut Özgener yaşı gereği hatırlayamaz. Ama mevsim ortasında çekip gittiğini bütün F.Bahçeliler çok iyi hatırlar. Sorular çok ama gerçek tek; ülkemde futbol siyasetin emriyle kötünün de kötüsü yönetiliyor.

Önce; bu yabancı işinin bir sınırı olacak. Sonra altyapı, gerekirse yasal zorlamayla devreye girecek ve en önemlisi özellikle lise düzeyindeki okullarda futbol oynayan gençlerin yolunun açılması sağlanacaktır. Kulüplerin paralarından, harcamalarından, antrenörlerin başarısından, futbolcuların eğitiminden; kısacası A’sından Z’sine dek futbol denetlenmelidir. Guus Hiddink’in veda töreni ‘zurnanın zırt dediği...’ yer olmadığı gibi yeni gelecek olan yerli ya da yabancı için de olmayacaktır.

Futbolun içinde olduklarını düşünen kim varsa bu gerçekleri görmek zorundadır. Nuri Şahin, Mesut Özil, Hamit Altıntop neden Real Madrid’de de, Türkiye’de altyapıdan yetişenler önce Anadolu’ya sonra da yığınca para harcanıp futbolunun orta yaşında yetiştiği kulübe geri dönüyor? Böyle bir çarpıklık olabiliyorsa demek ki zurna zırt diyor.