Değerli dostlar, başlığın içerdiği konudan önce, başka bir duruma kısaca değinmeli diyorum.
Bilmem anımsanır mı, Erdoğan’ın oğlu Bilal’e İtalya’da eğitimini sürdürdüğü sırada, Bolonya (Bologna) Savcısı Manuela Cavallo tarafından “para” ile ilgili bir durum dolayısıyla “soruşturma” uygulandığı?
Dolayısıyla bu konuda Erdoğan, yalnız “damat”tan değil, “oğul”dan da az çekmedi (!)...
“Hukuk Devleti” ilkesine gelince, “Tek Kişilik Yönetim Düzeni”ne, “Keyfi Devlet Yönetimi”ne “karşı” olduğu; toplumu, “Tek Kişilik Yönetim”in istibdadından kurtarmak, korumak için oluşturulduğu bilinir.
Bu durumda, “Tek Kişilik Devlet Yönetimi”ni tüm olanaklarıyla uygulayan Erdoğan’ın sözünü ettiği “Reform Paketi” ile ortaya saldığı: “ ‘Hukuk’ta ve ‘Ekonomi’de düzenlemeler yapacağız!” haykırışı ne ola ki?
Değerli dostlar, “Hedefimiz ‘İslam Devleti’dir!” (19.3.2003) vurgulaması unutulmamalı, eksiksiz değerlendirilmelidir...
Öte yandan, Pandemi (Bulaşı) daha doğrusu “Covid-19” sürecinde, tüm dünyada olup biteni anında TV’lerden, televizyonlarımızdan izliyoruz, izleyebiliyoruz.
Yaşananların ciddiyet boyutunu sanırım bir türlü kabullenmiyoruz, kabullenemiyoruz.
Örneğin, İstanbul’un “Kadıköy ilçesi”nin ünlü “Bağdat Caddesi”nde durum hemen hemen hiç değişmediği gibi, yoğunluk da eksilmedi; yine birbirine değerek, yer yer çarpışarak yürüyenleri içeren kalabalık sürüyor; belki son yasaktan etkilenir!..
Oysa, “1940”lı yılların ikinci yarısında 1950’li yılların başlarında, dünyayı saran “Tifüs Salgını” sırasında, yönetimlerin aldığı önlemlere halkın nasıl uyduğu, “Salgın (Pandemi) Tarihi”nde yer aldığı gibi -kenarından köşesinden olsa da- anımsayanlar da bilirler; İstanbul’un “İstiklal Caddesi” de, her gün dolup dolup taşan ünlü “Kapalı Çarşı” da “bomboş”tur!..
Durum, “toplum” tarafından da ciddiye alınmış, uyulması istenenler -hemen hemen- eksiksiz uygulanmıştı, yönetenlerle, yöneticilerle birlikte.
Bilmem ki, ne dersiniz değerli dostlar?
“Hangi birine?” diye sorarsanız, denecek bir şey yok; çünkü “yerden göğe haklısınız!”... “Hangi birine?”
