Oktay Rifat’ın ‘Horozcu’luğu
Metin Celal
Son Köşe Yazıları

Oktay Rifat’ın ‘Horozcu’luğu

28.05.2014 03:30
Güncellenme:
Takip Et:

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Oktay Rifat’ı doğumunun 100. yılında “Elleri Var Özgürlüğün” adlı sergi ile anıyor. Sergide çağdaş şiirimizin klasiklerinden Oktay Rifat’ın yaşamından kesitler, ailesi ve edebiyatçı dostlarıyla ilişkileri yansıtılıyor. Fotoğraflarının yanında el yazısı ile şiirleri, imzalı kitapları, resmi belgeleri, mektupları, daktilosu, küllüğü, pardösüsü, kasketi, saati gibi özel eşyaları da sergileniyor. Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım, Metin Eloğlu gibi ressamların fırçasından portrelerini izliyor, birkaç tablo ile de olsa ressam Oktay Rifat’ı tanıyoruz. Tüm bu gezi boyunca bize Oktay Rifat’ın sesinden şiirler eşlik ediyor. Girişteki ekranda da Oktay Rifat’ın görüntüleri izlenebiliyor.
Elleri Var Özgürlüğün” sergisini gezdiğimizde bu büyük şairin kişiliğinde ne kadar çok niteliği buluşturduğunu bir kez daha kavrıyoruz. Oğuz Demiralp’in sergi kataloğundaki yazısında da belirttiği gibi şairliğinin yanı sıra iyi bir romancı, tiyatro yazarı, denemeci ve çevirmen.
Şiirde ilk kez Orhan Veli ve Melih Cevdet’le birlikte başlattıkları Garip anlayışı ile tanınsa, ilk kitabı birlikte yayımladıkları “Garip” (1941) olsa da Oktay Rifat kendine has bir şair. Garip’in getirdiği ünle yetinmemiş, şiirde her zaman çırak hissetmiş kendini, şiirini geliştirmiş, değiştirmiş. Daha önce de yazmıştım, Oktay Rifat “Hiçbir zaman ‘ben oldum’ demeden, sürekli arayan, bulduğuyla yetinmeyip daha ötesini isteyen bir şair. Rahatlıkla üç-dört şaire yetecek kadar şiir, şiir anlayışı, eğilimi bir arada. Üstelik ilk şiire başladığı günden beri, yirmili yaşlarından beri, her yaptığını bilerek, üzerinde düşünerek yapmış biri. İzah edemeyeceği, hesabını veremeyeceği tek bir dizesi yok! Ustalığının doruğunda bile yenilik peşinde. (...) Belki de bu niteliği nedeniyle hep genç, hep delikanlı, hep heyecan uyandırıcı.” (Şiir Ustalardan Öğrenilir, Everest Yay. 2006)
Garip’le başlayan İkinci Yeni’ye, toplumculuğa, gerçeküstücülüğe, mitolojiye uğrayan, her uğrak yerinden kazanımlarla çıkıp billurlaşan bir şiiri var Oktay Rifat’ın. Her zaman önce şair olmuş, hayata ve kitaplara şair olarak bakmış, yaklaşmış.
Sergide sevgili, eş, baba, dede, dost, arkadaş, ressam, avukat, balıkçı, marangoz, aşçı, sporcu Oktay Rifat’ı da tanımış oluyoruz. Sevdiğiniz, usta bildiğiniz bir şairi tüm nitelikleriyle görüp kavramak, onun sizdeki imgesini daha da güçlendiriyor, hayranlığınız artıyor.
“Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi”nin Oktay Rifat maddesinin ilk cümleleri şöyledir; “Tam adı Ali Oktay Rifat. Kendisi kullanmadığı halde bazı kaynaklarda soyadı ‘Horozcu’ olarak geçer.” Bu madde oğlu Samih Rifat’ın 1999’da doldurduğu “Bilgi Formu”ndan yararlanılarak hazırlanmış. Oysa basılı birçok kaynağa ve internet sitelerinin çoğuna göre Oktay Rifat’ın soyadı “Horozcu”dur. “Elleri Var Özgürlüğün” sergisinde Oktay Rifat’ın birçok resmi evrakı ve kimlik belgeleri yer alıyor. Pasaportuna, evlilik cüzdanına, ehliyetine, avukatlık kimliğine baktığımızda adı “Ali Oktay” soyadı “Rifat”. Hiçbir belgede “Horozcu” diye bir soyadı geçmiyor.
Oktay Rifat’ın soyadı tartışması yeni bir şey değil. Dr. Selahattin Tuncer 2005’te yayımlanan “Şair Oktay Rifat - Yaşam Öyküsü ve Sanatı” adlı kitabında bu soyadı sorununu inceler. TCDD Basın Müşaviri şair Mehmet Aycı da Rifat’ın TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nde uzun yıllar avukatlık yaptığını, dosyasındaki belgelerde şairin tam isminin “Ali Oktay Rifat” olarak geçtiğini gördüğünü belirtmiş (www.milliyet.com. tr/2005/11/08/son/sonyas17.html). Oktay Rifat’a “Horozcu” soyadı yapıştırılmış bir kere, her duyduğuna inanan, doğrusunu araştırmayan bu toplumda düzeltmek olası görünmüyor.
Oktay Rifat’ı doğru bilgilerle, belgelerle tanımak istiyorsanız “Elleri Var Özgürlüğün - Oktay Rifat 100 Yaşında” sergisi 22 Haziran’a kadar Beyoğlu Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde.  

Yazarın Son Yazıları

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

Devamını Oku
12.09.2018
Ara Güler Müzesi

Ara Güler Müzesi

Devamını Oku
05.09.2018
Yayıncılıkta kırmızı alarm

Yayıncılıkta kırmızı alarm

Devamını Oku
29.08.2018
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Devamını Oku
22.08.2018
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Devamını Oku
15.08.2018
Sanatta KDV düşerse ne olur?

Sanatta KDV düşerse ne olur?

Devamını Oku
08.08.2018
Türkülerin kardeşliği adına

Türkülerin kardeşliği adına

Devamını Oku
01.08.2018
Üçüncü Yeniler’in başarısı

Üçüncü Yeniler’in başarısı

Devamını Oku
25.07.2018
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Devamını Oku
18.07.2018
Varlık’la geçen yıllarımız

Varlık’la geçen yıllarımız

Devamını Oku
11.07.2018
25 yıl ve daha fazlası

25 yıl ve daha fazlası

Devamını Oku
04.07.2018
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

Devamını Oku
27.06.2018
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Devamını Oku
20.06.2018
Şiir için ineğini satan şair

Şiir için ineğini satan şair

Devamını Oku
13.06.2018
Seray Şahiner’le tanışmalarım

Seray Şahiner’le tanışmalarım

Devamını Oku
06.06.2018
Şair turizmi, çeviri ticareti

Şair turizmi, çeviri ticareti

Devamını Oku
30.05.2018
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

Devamını Oku
23.05.2018
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Devamını Oku
16.05.2018
Büstü dikilen öğretmen

Büstü dikilen öğretmen

Devamını Oku
09.05.2018
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

Devamını Oku
02.05.2018
İzmir’de İstanbul manzarası

İzmir’de İstanbul manzarası

Devamını Oku
25.04.2018
50 yıllık emek

50 yıllık emek

Devamını Oku
18.04.2018
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

Devamını Oku
11.04.2018
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Devamını Oku
04.04.2018
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Devamını Oku
28.03.2018
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Devamını Oku
21.03.2018
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Devamını Oku
14.03.2018
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Devamını Oku
07.03.2018
Klasik müziğin en sevilenleri

Klasik müziğin en sevilenleri

Devamını Oku
28.02.2018
Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Devamını Oku
21.02.2018
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Devamını Oku
14.02.2018
Röportaj vermek’ mümkün mü?

Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

Devamını Oku
31.01.2018
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Devamını Oku
24.01.2018
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

Devamını Oku
17.01.2018
Bibliyofobi

Bibliyofobi

Devamını Oku
10.01.2018
Müzik listelerindeki karmaşa

Müzik listelerindeki karmaşa

Devamını Oku
03.01.2018
Mahzuni’ye saygı

Mahzuni’ye saygı

Devamını Oku
27.12.2017
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

Devamını Oku
20.12.2017
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

Devamını Oku
13.12.2017