Dıgıdık, dıgıdık, uygarlık...
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Dıgıdık, dıgıdık, uygarlık...

18.07.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Avrupalı takımın toplumsal belleğine “Türk” kavramıyla ilgili ilk olumsuz imge, Atilla’nın çapulcu ordularıyla karşılaştıkları 450’li yıllarda düşmüştür.

Şimdi bu sözler üzerine, bu satırların yazarına nefretle karışık bir tutku besleyen mürteci milliyetçi kesimin sosyal medyada “koyacakları” tepkileri görür gibiyim. Nedense tepkilerini göstermektense hep ayıp yerlere koymaya meraklı bu zevat, en terbiyeli olasılıkla “Vay, sen ulu hakan Atilla’ya nasıl çapulcu dersin!” diye naralanacaktır.

Oysa Atilla, günümüz babalarının beslediği çapulcu çetelerinden birkaç kat daha fazla harami besleyen, büyücek bir mafya babasıydı, o kadar.

GÖMLEK ÜSTÜNLÜĞÜ

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” düsturundan hareket edersek, tarihte Atilla ordularının yaptıklarıyla Alaattin Çakıcı’nın, Kürşat Yılmaz’ın, Dündar Kılıç ya da iktidarla ters düşüp itirafçı olmasaydı muhaliflerin kanını içecek Sedat Peker vb. gibi herhangi bir mafya babasının etkinlikleri arasında yalnızca çap farkı, gömlek üstünlüğü görürüz.

Nedir Atilla’nın becerileri?

Macaristan’da barbar Kral Rugas’ın yerine geçen Atilla’nın ilk işi, öz kardeşi ve rakibi Bleda’yı temizlemek olmuştur. Çevresine akın akın toplanan harami ordusuyla Balkanlar’a saldırmış, haraç veren topluluklara dokunmayıp haraç vermeyi kabul etmeyen halkları yağmalamıştır. Örneğin II. Theodosius’tan iki kez haraç alıp Konstantinopolis’in yönetimindeki Balkan topraklarına ilişmemiştir. Fransa’da Metz kentini yağmalamış, haraç ödeyen Troyes kentini rahat bırakmıştır.

MİLLİ CÜRÜM FEDERASYONU EKSİK...

İtalya’da Aquilleo, Milano, Podova bölgelerini talan edip Papa Birinci Leo’nun verdiği haracı cebe atınca, Macaristan’daki inine dönmüş, döner dönmez ölmüş, öldükten hemen sonra da kurduğu sözümona imparatorluk darmadağın olmuştur.

Yasalar mı yazdırmıştır Atilla? Kayıtlı kuyutlu, gelenekli görenekli devlet falan mı kurmaya çalışmıştır? Yok canım! Vergi bile toplamamıştır. Harami ordularıyla ayakta tuttuğu ekonomi sistemi, BAŞKASININ KURDUĞU sistemden haraç, başkasının uygarlığını yağma ve birikimini talana dayalıdır.

Bizdeki mafya babalarının birbirlerine düşmeyip bir “Milli Cürüm Federasyonu” çatısı altında birleştiğini düşünün, işte öyle bir şeydir Atilla’nın harami imparatorluğu.

Atilla, bir Hun mafyası imparatorudur. Ancak bizim tarih kitapları Atilla’nın Hunların başına geçmiş bir Türk olduğunu övünçle yazarlar.

BABALIĞIMIZ MAFYA

Batılılar uydurmuş da biz onlardan mı ithal etmişizdir Atilla’nın Türklüğünü; yoksa biz mi sahip çıkarak inandırmışızdır Batı’yı Atilla’nın Hunları yöneten bir Türk olduğuna, doğrusu bilmiyorum. Ama bildiğim ve emin olduğum tek gerçek, her Batılının bilinçaltında Türk sözünün önce Atilla’yı çağrıştırdığıdır. Atilla deyince de Avrupa’yı kasıp kavuran, yangın yerine çeviren bir yağmacı barbarı anımsarlar.

Zaten bizim ellerde doğan, yaşayan ve Orta Asya’daki etnik kökenlerle hiç ilgisi kalmayan Türklerin, niçin ve ısrarla ne kadar çekik gözlü Moğol, Hun vb. varsa hepsini atalarımız diye bağırlarına basmasını, yakıp yıkmaktan oluşan tarihlerine sahip çıkmasını, hatta övünmesini ve onun bunun malını iç etmekten oluşan cengâverlik becerileriyle böbürlenmesini asla anlayamadım.

YILANI DEĞİL, YALANI EZMEK

Aslında anlıyorum da insan olarak kabullenemiyorum anladığımı. Yoksa anlamayacak ne var? Aynı Türkiye, bugünün çetecilerine, çapulcularına, mafyacılarına, hırsızlarına ve hatta katillerine de “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diye bağırıyor, gurur da duyuyor.

Değişen bir parametre yok dünden bugüne. Bu parametrelere ters düşen ve aykırı kalanlar, aslında böylesine açık seçik bir asalak sürüngenliğe hâlâ hayret eden bizleriz, yani bir avuç üretken ve düşüngen insan.* Şimdi durup dururken niye 1500 yıl öncesine gittim, neden Atilla’ya sardırdım, diye merak ediyor olabilirsiniz, değerli okurlarım. Çünkü yarın Kurban Bayramı. Ben de Atilla mitini kesmeye karar verdim. Yalanın başını koparıp derisini itinayla yüzeceğim.

Hepinize kansız bayramlar dilerim.

kırmızı beyazlı
küçük kareli bir masa örtüsü

bir şarap kadehi
bir demet çiğdemin kokusu 
                             çöktüm bir iskemleye

şarapla özdeşleşti bütün geçmişim
                                                  bir güzel

bir hoştum
ne geçmiş ne gelecek
her şey boştu
kendimi hazırladım
yeni geleceklere.

                                                                                                            Melih Ziya SEZER


* Y.N. Tatile çıktım. Sizlere bu sütunda üç pazar boyunca tam 20 yıl önce yazdığım ve hâlâ gıcır gıcır, tek bir kırışık almadan gerçekliğini koruyan bir makale dizisi sunacağım. Yukarıda okuduğunuz satırlar, * işaretli yere kadar, ilk kez 2001’de yayımlandı. Yazıdaki babalar sıralamasına Sedat Peker yeni eklenmiştir, o kadar! Beğeneceğinizi umarım.

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025