İtibarın on para etmez şu sendeki güç olmasa
Miyase İlknur
Son Köşe Yazıları

İtibarın on para etmez şu sendeki güç olmasa

02.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Koca Veysel, o muhteşem şiirini tahrif ettiğimiz için bizi bağışlar umarım. Güç sahiplerinin “itibarımla oynandı” deyip basın mensuplarını her dönemde hedefe koyması, elini kolunu ve hatta dilini bağlamasından ötürü canımıza yetti artık.

Bir yıl sonra 100 yaşını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin tarihinde iktidarların ve onlarla iş tutan diğer güç odaklarının en nefret ettiği meslek grubunun başında geliyoruz. Oysa birinci sırada Sayıştay, devlete bağlı denetleme kurumları ve yargı mensuplarının olması gerekir değil mi?

Bu dediğimiz demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği ülkelerde mümkün ancak. Tek parti döneminde komünizm tehlikesi gerekçe yapılarak basın mensuplarının üzerine çullanılmış. Çok partili sisteme geçince de muhalefet yıllarında basın özgürlüğünün sağlanacağına ilişkin türlü vaatlerde bulunan DP, iktidarının ikinci döneminde “Gazeteci her fani, bir gün mahpusluğu tadacaktır” deyimi ile birlikte “besleme basın” deyimini lugatımıza kazandıracak kadar basınla didişmiştir. Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak yasalaştırdığı basın kanunlarında yer alan yasaklar ve cezalar akla hayale sığmayacak, hatta gülme krizlerine sokacak kadar sınırlayıcıdır.

Ne garip, gazeteciler hem özgürce yazıp çizme hem de özlük hakları açısından belli güvencelere ancak şimdilerde çok eleştirilen ve “vesayet anayasası” olarak tanımlanan 1961 Anayasası ile kavuşabilmiştir.

Darbe ve ara rejim hükümetleri dışında seçimle işbaşına gelen iktidarlar döneminde tam anlamıyla olmasa da basın, ciddi bir sorun yaşamamıştır. En tahammülsüz Özal döneminde bile.

Ta ki AKP iktidara gelinceye kadar...

AKP, hükümetleri döneminde basına verilen cezalar, yargılanan, tutuklanan, tazminat cezasına çarptırılan gazetecilerin toplamı darbe dönemlerinin toplamından bile fazladır. Bu dönemde sadece cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar yetmezmiş gibi bir de onlardan daha fazla “itibarına düşkün” bürokratlar türedi.

Basına ceza istemenin gerekçeleri ortak: “İtibarımıza ve şöhretimize zarar verdi.

Dün, itibarına zarar vermek bir yana “Evimin resmini ve adresini vererek beni terör örgütlerine hedef gösterdiler” iddiasıyla arkadaşlarımıza açtığı davanın duruşmasını izledik. O “itibarlı bürokrat”ın kim olduğunu yazmayacağım. Zira hem siz biliyorsunuz hem de şahsıma açtığı evlere şenlik bir davadan tazminat cezası aldım. Cumhurbaşkanından daha forslu ve de itibarlı bu bürokrat belli ki yargı üzerinde de hayli etkin. Yoksa bırakın ceza almayı bu davaların açılma talebi bile anında “takipsizlik” kararı verilerek reddedilebilirdi.

Kendisi adını geçiren her gazeteci hakkında “İtibarıma zarar verdi” diyerek dava açarken savunma tarafının bütün taleplerine rağmen lütfedip duruşmalara gelmiyor. Kendisine sorulacak sorular da sorulamıyor haliyle...

Eh haklı da sayılır. O kadar mühim bir şahsiyet açtırdığı her davanın duruşmalarına gelecek olsa koca devletin işleri aksar. Gazetecilerin işinin aksaması o kadar önemli mi?

Senin haberinin belgeli olmasının da bir önemi yok. Davacı itibarlı şahsiyet “Yalan” demişse yalandır.

TORBACILAR YİNE MESAİDE

Geçen hafta Meclis’in “torbacıları” yine ek bir tasarıyı torbaya atıp geçirmek istediler. Basın kanununa eklenen bir madde ile adları verilmese bile bir şirketin itibarını kırabilecek, şöhretine ya da servetine zarar verebilecek haber ve yorumlara üç yıl hapis cezası isteniyordu. Bizim mahalle bu maddenin “Beşli Çete” için çıkarıldığını öne sürdü. İşin aslını Çiğdem Toker yazınca öğrendik. Meğer bu yasak, beşli çete için değil, tasarruf finansman şirketleri için getiriliyormuş. Bankalar gibi tasarruf finansman şirketleri de banklar gibi güven kurumlarıdır. O nedenle itibarları önemliymiş. Denetim kurumlarının işlediği ülkeler için geçerli bir durum. Ama bizim gibi banker, banka hortumlama, İslami holdingler ve foreks şirketleri faciaları yaşamış bir ülkede bu yasa daha büyük facialara yol açar.

Neyse ki bu madde tasarıdan çıkarıldı. Ama çıkarılmasa da sistem iktidar mensupları ve iktidara yakın güç odaklarının lehine işliyor.

O güç onlarda olmasa itibarlarının kaç kuruşluk olduğu ortaya saçılacak da... 

Neyse...

İktidara önerimiz, 6-7 Eylül olaylarından sonra İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Nurettin Aknoz Paşa’nın basınla ilgili genelgesini aynen yürürlüğe koysunlar da biz de uğraşmayalım.

Neydi Aknoz Paşa’nın basın genelgesi?

Hükümeti eleştirmek yasaktır”, “Darlık, kıtlık ve yokluk haberleri yazmak yasaktır”, “Halkı heyecanlandıracak Meclis görüşmelerini yazmak yasaktır”, “Magazin sayfalarında halkı heyecanlandıracak resim ve yazılar yasaktır. Çıplak kadın resmi basmak da yasaktır”.

Yazarın Son Yazıları

Dilin kemiği varmış

Son günlerin siyasi atmosferinde yaşanan krizlerin neredeyse tamamı iç ve dış siyasi aktörlerin belagatın şehvetine kendini kaptırmasından ötürüdür.

Devamını Oku
06.12.2025
Hayalet-i temsiliye

İmralı görüşmesinden önce Öcalan’a gidecek heyet, medyada ve kamuoyunda temsil heyeti ya da eski deyimle Heyet-i Temsiliye muamelesi görüyordu.

Devamını Oku
29.11.2025
Ankara yanıyor

Hem de ne yanma.

Devamını Oku
22.11.2025
Bedava yaşıyoruz bedava

Siz bakmayın enflasyonun yüzde 60’larda seyretmesine.

Devamını Oku
15.11.2025
Postmodern bir casusluk filmi

Yeni dönemin casuslarıyla kıyaslandığında eski casuslara acımamak elde değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Süper validen sonra süper savcılar geliyor

Sonunda bu da oldu.

Devamını Oku
25.10.2025
Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor

Baş döndürücü hızla gelişen olaylar karşısında herkes birbirine soruyor “Neler oluyor” diye.

Devamını Oku
18.10.2025
Masada mıyız mönü de mi?

İktidar kanadına ve yandaş medyaya göre masadayız.

Devamını Oku
11.10.2025
Fevkaladenin fevkinde verdik

Öyle böyle değil bayağı iyi verdik.

Devamını Oku
04.10.2025
CHP-MHP ittifakı mı dediniz?

Aynı suda ikinci kez yıkanmak sadece bizim sosyal demokratlara özgü bir durum herhalde.

Devamını Oku
20.09.2025
Ben Celal, geliyorum!

Hayda Celal de kim yahu?

Devamını Oku
13.09.2025
Kapadokya’nın tabutuna son çivi

Anlaşıldı AKP iktidarı Unesco Dünya Mirası Listesi’ne aldığı Kapadokya’yı bitirmeye ant içmiş.

Devamını Oku
06.09.2025
Açıldım açıldım açılamadım

Rahmetli Kamil Sönmez, “Sen bu yaylaları yaylayamazsun” türküsünün ikinci kuplesini kendine özgü Karadeniz ağzıyla şöyle okurdu...

Devamını Oku
30.08.2025
Bahçeli’nin ipiyle kuyuya inmek

Bizim muhalif mahalle bir âlem.

Devamını Oku
23.08.2025
Ver papazı al kızı

Kurulmak istenen yeni dünya düzeninin her zamanki gibi ilk uygulama bölgesi, bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu olacağı artık kuşku götürmeyecek kadar aşikâr.

Devamını Oku
16.08.2025
Onlar esir değil, emanet

Yeter artık; gerçekten yeter. Askerler sizin stres topunuz ya da esiriniz değil, devlete emanet edilmiş ana kuzularıdır.

Devamını Oku
02.08.2025
Mutfakta biri mi var?

Buna eminim ama kanıtlayamam. Son bir yılda yaşadıklarımızı başka türlü anlamlandırmak mümkün değil zira.

Devamını Oku
26.07.2025
Devleti terör örgütüne bırakırsan...

Eserinizle övünün. Güneyimizde ikinci bir Lübnan yarattığınız için ne kadar övünseniz az.

Devamını Oku
19.07.2025
Tunç Soyer konuşuyor

Aslında tam öyle değil. Konuşan onun adına, avukatlığını da üstlenen kızı Defne Soyer...

Devamını Oku
12.07.2025
Fena satışa geldik

Sonucuna da katlanırsın. Evet, babalar gibi sattılar faturasını da toplum olarak biz ödüyoruz...

Devamını Oku
05.07.2025
Vatan haini kimdir?

Sağ iktidarların en bildik söylemidir kendisini eleştirenleri “vatan haini” ilan etmek.

Devamını Oku
28.06.2025
Akıl gel başıma takıl

İlhan abinin yazılarında sıkça kullandığı “Akıl gel başıma takıl” sözü...

Devamını Oku
21.06.2025
Darbenin eli kulağında

Bizde değil canım; Amerika’da. Trump’ın öngörülmez, çılgın ve zikzak politikaları devam ederse Amerikan müesses nizamını ayakta tutanlar darbe yapabilir.

Devamını Oku
14.06.2025
Çöpçüsün sen çöpçü kal

İzmir Belediyesi işçilerinin başlattığı grev bir hafta sürdü. Bitmeyen grev yoktur zaten.

Devamını Oku
07.06.2025
Önce yargısız infazları durdur

İktidar haftalardır yeni infaz düzenlemesi ile ilgili, “Bayramdan önce cezaevleri boşalacak” umudunu pompaladı.

Devamını Oku
31.05.2025
Katliam ortaklığı ile övünmek

“Terörsüz Türkiye” şiarıyla yola çıkan ve PKK ile masaya oturan AKP iktidarı, bu kesime şirinlik yapmak için tarihteki katliam ortaklığına vurgu yapması akıllara ziyan bir anlayış.

Devamını Oku
24.05.2025
Savulun bozkürtler geliyor

Ne ilginç bir dönemden geçiyoruz. Anlayabilene aşk olsun. Daha iki yıl önce yapılan seçimlerde “Kılıçdaroğlu’nu Kandil destekliyor”, “PKK’liler sayaç okuyacak” diyen Cumhur İttifakı, Kandil’den gelen bildiriyi sevinçle karşıladı.

Devamını Oku
17.05.2025
Multi siyasi teröristlerimiz

Multi siyasi teröristlerimiz

Devamını Oku
10.05.2025
FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

Devamını Oku
03.05.2025
Vicdan mahkemesi duruşma notları

Vicdan mahkemesi duruşma notları

Devamını Oku
26.04.2025
Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Devamını Oku
19.04.2025
Miyase İlknur yazdı...

Z kuşağının AKP polisi ve yargısıyla sınavı

Devamını Oku
12.04.2025
Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Devamını Oku
05.04.2025
Anlamadım gitti!..

Anlamadım gitti!..

Devamını Oku
29.03.2025
Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Devamını Oku
25.03.2025
Bana helal sana haram

Bana helal sana haram

Devamını Oku
22.03.2025
Sensin mezhepçi

Sensin mezhepçi

Devamını Oku
15.03.2025
Yaşamak için ekmek ruhumuz için gül de isteriz...

Yaşamak için ekmek ruhumuz için gül de isteriz...

Devamını Oku
08.03.2025
Miyase İlknur yazdı...

Yeni bir dünya kuruluyor Türkiye de yerini alıyor mu?

Devamını Oku
01.03.2025
Miyase İlknur yazdı...

TÜSİAD’a minnet borçlusunuz

Devamını Oku
22.02.2025