Filler tepişiyor çimenler eziliyor
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

Filler tepişiyor çimenler eziliyor

14.12.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkemizde, ellerine vileda sopasını almış kişiler, televizyon ekranlarında haritalar üzerinde kafalarına göre Suriye’de eyaletler yaratmaya devam ediyor. Ama orada her şey yeni başlıyor. Gelişmeleri yakından takip etmek, bölgedeki geleceği anlamak artık her zamankinden daha önemli.

Ben ne uluslararası ilişkiler uzmanıyım ne de diplomatik bir bakış açısına sahip olabilirim. Ama en önemli bakış açısına sahibim: Ben sokaktaki vatandaşım, asgari ücretliyim, emekliyim, öğrenciyim, yoksulum...

Suriye meselesini de sadece bu açıdan ele alabilirim. Öyle ki bu açı aslında en önemli konulardan biri.

Fakat Suriye’de yaşananların sokağı, vatandaşı nasıl etkileyeceğini anlatmadan önce binlerce yıl geriden gelen bu sorunu televizyonlardaki “herb.kolog” stratejistlerden fırsat bularak incelemek gerek.

Bunun için 1961 ve 1963 darbesini, 1964 Hama isyanını, 1982’de yine Hama’da gerçekleşen Müslüman Kardeşler ayaklanmasını da bilmek, hatta bunların nasıl bastırıldığını da okuyarak Suriye’deki toplumsal ayrışmayı anlamak gerekiyor.

Bugün yaşadıklarımız sadece Mart 2011’de başlayan ayaklanmaların bir sonucu değil. Suriye zaten prematüre doğmuş bir ülkeydi. 1960’lardan itibaren yaşananlar da bunların sonucuydu. Düşünürseniz aslında aynı zamanlarda Türkiye’de de benzer toplumsal şeyler yaşanıyordu.

Fakat gel gör ki Suriye’nin bir Atatürk’ü yoktu, sömürgeydi, kültür devrimini muasır medeniyetler seviyesine hiçbir zaman getiremedi. Türkiye’nin sınırlarını Atatürk askeri zaferleriyle Lozan’da çizerken Suriye’nin sınırlarını çağın kapitalistleri kafalarına göre belirledi.

Üstüne üstlük Suriye, sanayi devrimini yapamadı, orta sınıfı yükseltemedi. Ne sosyalist bir toplum yaratabildi ne de kapitalist bir petrol ülkesi oldu.

En önemlisi toprak reformu yapamadı. Suriye kurulurken ülkedeki toprak mülkiyetinin büyük bir çoğunluğu 3 bin ailenin elindeydi.

Bu feodal yapı hiçbir zaman dağıtılamadı. Doğusunda Arap aşiretlerin iktidar olduğu, batısında Esad iktidarının sözü geçen, kuzeyinde ise Müslüman Kardeşler’in sonucunda El Kaide’nin şeriatçı bir düzene hükmettiği “ülke” halini aldı.

Ortadoğu İbn Sina, Biruni, Harezmi, Ömer Hayyam, İbn Nefis, İbn Miskeveyh ve Cabir b. Hayan gibi büyük bilim ve sanat insanlarını kaybettikten sonra bitti.

Âdem’in oğlu Kabil’in kardeşi Habil’i öldürerek yeryüzünde ilk kanı döktüğü topraklar olarak bilinen bu bölge, o günden bu yana insanlığın çatışma tarihine tanıklık ediyor.

Kardeş kanıyla yoğrulan bu kadim diyar, bugün yine tarihi bir dönemeçte.

Bölgede yaşananlar en çok bizi ilgilendiriyor; zira ülkemizde yaşayan resmi ve kaçak Suriyelilerin sayısı göz önüne alındığında bu mesele bizim için doğrudan bir konu haline geliyor.

Suriye’de Beşşar Esad’ı devirerek yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler, üç aylık bir geçiş dönemi ilan ederek anayasayı ve parlamentoyu askıya aldı. Colani, Telegram üzerinden yayımladığı görüntülü mesajında, “Suriye halkını mübarek devrimin zaferinden ötürü kutluyorum ve sevinçlerini göstermeleri için sokaklara çıkmaya çağırıyorum” dedi.

Colani, Suriyelilere ve tüm dünyaya, ülke içindeki tüm azınlık mezheplerini temsil eden birleşik bir hükümet kurulacağına ve hiçbir grubun zulme uğramayacağına dair güvence vermeye çalışıyor. Ancak muhaliflerin içinde radikal örgüt mensuplarının olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.

Fakat ne yazık ki görmek istemediğimiz gerçekler de var.

Suriye’nin toprak bütünlüğü diye bir şey olmayacak. Aslında hiçbir zaman olmadı. Bizim Suriye diye gördüğümüz ülke 100 yıldan fazla bir süredir zaten bölünmüş bir ülkeydi.

Burada mesele Türkiye’nin sokaklarını meydanlarını güvence altına alabilecek bir güvenlik ağı ve diplomatik ilişkiler kurabilmesidir. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Emevi Camisi’nde namaz kılması, İsrail’in zafer kazandığını ilan etmesi, YPG’nin HTŞ ile anlaşıp Fırat’ın doğusuna çekilerek kendine yeni bir “lordland” yani derebeylik yaratması hep bir arada değerlendirilmeli.

Evet, Türkiye hegemonya alanını genişletti. Anlatmak istediğim hiçbir şey dün başlamadı.

Esad 12 günde devrilmedi. Esad devrildikten sonra ilk ne oldu?

Borsa İstanbul’daki inşaat ve çimento şirketlerinin hisse değerleri fırladı. Çünkü Türkiye kendisine yeni bir inşaat ve ticaret pazarı yarattı. Petrolünü ABD alırken Suriye pazarındaki temel ihtiyaç pazarına da muhtemelen Türkiye yerleşecek.

Fakat ne yazık ki burada kazanan yine Türk milleti olmadı. Bu sömürge savaşında ne emeklilerimiz ne öğrencilerimiz ne de asgari ücretlilerimiz kazanarak çıkmadı. Aksine bu savaş onların ceplerinden finanse edildi.

Onlar ağır vergiler altında ezilmeye devam ederken yine birkaç kişi birkaç şirket bu pazarlarda zenginleşecek.

Olan Türkiye ve Suriye’nin gariban insanlarına olacak.

Filler tepişirken biz çimenler yine ezileceğiz.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı.

Devamını Oku
13.12.2025
Bahis soruşturmasının dış bağlantısı İngiltere

Bahis soruşturmasının başlangıcı sayılan olayları tam üç sene köşemde ve kitaplarımda yazdım. Türkiye’yi, kamuoyunu harekete geçirmek için elimden geleni yaptım.

Devamını Oku
09.12.2025
Her işlemde ismi olan kişi hukuken yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmada her açıdan yaşanan çelişkiler dikkat çekiyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Sahte diploma sistemi

Bu köşeyi takip eden okurlarım hatırlarlarsa sahte diplomalar, sertifikalar ve ehliyet çeteleri ile ilgili onlarca yazı yazdım. En son 28.09.2024 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen diploma skandalını yazmıştım.

Devamını Oku
05.08.2025
Neslim Güngen’i hatırlar mısınız

Dilan Polat’ı malum sektöre sokmasıyla bilinen fenomen Neslim Güngen’i hatırlayanlar vardır.

Devamını Oku
02.08.2025