Yıllardır üzerinde uğraştığım, yasadışı sanal bahis dünyasının evimize, hayatımıza, cep telefonlarımıza kadar nasıl sızdığını anlattığım kitabım Kirli Çark, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıktı.
Artık kitap değerli okuyucularımıza emanet. Hakkını hukukunu hep beraber savunacağız. Bu sadece bir kitabı savunmak olmayacak. Ahlakımızı, emeğimizle kazandığımız paramızı, adaleti de savunmak olacak.
Hiç lafı uzatmadan kitapta anlattığım bir isme dikkat çekmek istiyorum.
Adı: Yaşam Ayavefe
2009 yılında İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Veysel Şahin’in örgüt lideri olduğu, Ayavefe’nin de “Veysel Şahin’in yardımcısı” olduğu belirtilen yasadışı bahis davasında ilk kez ismi duyuldu.
Bilmeyenler için aktarayım. Veysel Şahin, Türkiye’deki en büyük yasa dışı sanal bahis baronlarından biri olarak kabul ediliyor.
İddianameye göre Yaşam Ayavefe’nin bu yapılanmadaki rolü ise sitede bulunan poker oyununda oyuncunun elini gösteren bir program yaparak oyun oynayan sıradan bir kişinin kaybetmesini sağlamak.
Ayavefe 2009’daki yargılama sonrası Kırgızistan’a gidiyor. Kıbrıs’a gitmek istiyorsa da başaramıyor.
Kıbrıs’ta yaşadığı sıkıntıları aşabilmek ve işlerini yürütebilmek için Sedat Peker’den Eray Kenanoğlu vasıtası ile nikâh şahidi olmasını istiyor. Kenanoğlu’nun isteğini kırmayan Sedat Peker Ayavefe’nin nikâh şahidi oluyor ve gerçekten de Peker nikâh şahidi olduktan sonra Kıbrıs yolu açılıyor.
Ayavefe için hayat değişmeye başlıyor. Daha önce Veysel Şahin’in yanında çalışan Ayavefe, kendi işini yürütmeye başlıyor. Mahkemelerden daha karar çıkmadan Ayavefe doğrudan yurtdışına kaçıyor.
Bu sırada çok ilginç bir şey oluyor.
2019 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde “Yasadışı online kumar ve bahis amaçlı web sitesi kurmak ve yönetmek suçundan aranan Yaşam Ayavefe isimli şahıs Interpol tarafından yakalandı” ifadeleriyle bir açıklama yapılıyor. Açıklamada iade edileceği de belirtiliyor.
Yaşam Ayavefe, Yunan gazetelerinde manşet oluyor.
1 Eylül 2017 tarihinde “Georgios Dibizev” adına bir kimlik kartı alıyor. 2 Eylül’de “Georgios Dibizev” adına pasaport için başvuruyor.
25 Şubat 2019 tarihinde Promahonas’ta “Evgenios Kolpakov” adı altında sahte bir kimlikle yakalanıyor ve gerçek adının “Georgios Dibizev” olduğunu söylüyor.
Yunan makamları gerçek kimliğini fark ediyor. Hakkında uluslararası tutuklama emri nedeniyle Promahonas’ta tutuklanıyor.
1 Mart 2019 tarihinde Türkiye’ye iade edilmek üzere Korydallos Cezaevi’ne naklediliyor.
İşte hikâye buradan sonra daha ilginç bir hal alıyor.
Türkiye, Yaşam Ayavefe’nin iade edilmesi ile ilgili iade sürecini başlatıyor ve Selanik Temyiz Konseyi de 25 Temmuz 2019 tarihinde iadeyi onaylıyor.
Ancak Yaşam Ayavefe bu karara itirazda bulunuyor. İtiraz sonucunda yaklaşık bir ay sonra kendisine Yunanistan’da sığınma hakkı veriliyor.
Ayavefe, Hıristiyan olduğunu, Türkiye’ye dönerse hayatının tehlikeye gireceğini iddia ediyor.
23 Mayıs’ta Hıristiyan olarak vaftiz ediliyor. Adını da Leonidas olarak değiştiriyor. “Erdoğan muhalifiyim, Hıristiyanım, işkence görürüm” diye sığınma istiyor. Türkiye’deki mahkûmiyetinin asılsız olduğunu savunuyor.
Selanik Temyiz Konseyi, kendisinin haksız mahkûmiyet iddialarını kabul etmiyor ancak Yaşam Ayavefe’nin, inancı ve “siyasi rejime karşı muhalif bir grubun üyesi” konumu göz önüne alındığında Türkiye’ye iade edilmesi halinde “zulüm” riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ediyor. Ayavefe’yi iade etmek yerine ona “mülteci” statüsü tanınıyor.
16 Ekim 2019 tarihinde Yunanistan iltica servisinden, “uluslararası koruma yararlanıcısı oturma izni” alıyor. Ayavefe de kendisi hakkında medyada “PR” yani reklam çalışmaları yapmaya başlıyor.
Zaten Kıbrıs’ta yaşadığı dönemde Kıbrıs’taki bazı gazetelere ne kadar yardımsever olduğunu gösterebilmek için haberler yaptırıyordu. “Yaşam Ayavefe sayesinde maaşlar ödendi” ve “Yaşam Ayavefe sayesinde hastaneye cihazlar alındı” vb. haberler özellikle Ayavefe’nin basın bülteni gibi çalışan Kıbrıs basınında yer alıyordu.
Tabii Ayavefe nasıl bir güce sahip ise Türkiye’de ve hakkında başka ülkelerde çıkan tüm haberleri erişime engelletmeyi başarıyor, engelletemediklerine ise siber saldırı yaptırıyor. Hatta bu yazıyı engelletmeye çalışırsa da şaşırmam.
Daha da ilginci Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 5 Mart 2019 tarihli yukarıda bahsettiğim açıklamasıyla bu açıklamanın yer aldığı sosyal medya paylaşımları da erişime engelleniyor. Düşünün Emniyet’in resmi açıklamasını engelletiyor. Üstelik bir kez değil iki kez.
Benzer şekilde Ayavefe hakkındaki olumsuz toplam 85 haber için erişim engeli veriliyor.
Polisiye, dedektiflik, aksiyon tadında film gibi olaylar var. Rüşvetle pasaport alma, kiliselere bağış, Yunan bürokratlara viski gönderilmesi, Yunan bakanların Ayavefe lehine ilginç bir şekilde devreye girmeleri, Balkan gazetelerine haberlerin kaldırılması için baskı...
Bu işler tabii öyle bedava olacak işler değil.
Ayavefe’nin Yunanistan’da 10 milyon Avroluk yatırımı bulunduğu, ayrıca Yunan bankalarında 3 milyon Avro tuttuğu da belirtiliyor.
Dahası Yaşam Ayavefe “DP 0002945” numarasıyla Liberya Cumhuriyeti’nden diplomatik pasaport bile almış. Neler var neler...
Bu yasadışı bahis baronlarının yaptıklarını, tamamı resmi belgeler ile “Kirli Çark” isimli son kitabımda anlattım.
Sadece Yaşam Ayavefe yok kitapta. Baronların tamamı var. Para aklamak için alınan evler, kulüplere sponsorluk adı altında akıtılan paralar, paraları taşımak için ayarlanan “özel güvenlik” sertifikalı araçlar, aracılık yapan meşhur emlak şirketleri, güzellik merkezleri, film yapım merkezleri... İsim isim, belge belge anlatılıyor.
Kitap kapsamında konuların açığa çıkması ve gerçeği öğrenmek için Acun Ilıcalı, Erden Timur, Sedat Peker gibi isimlerle de konuştum. Açıklamaları kitapta yer alıyor.
Yasa dışı bahsin “Kirli Çarkı” yüzünden aileler dağılıyor, çocuklar yetim kalıyor, toplum çöküyor.
Artık bu çarkın dişlilerine bir insanımızı daha kaptırmayalım.
