‘Zabıt kâtibi’ soruşturmaları kapattı
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

‘Zabıt kâtibi’ soruşturmaları kapattı

22.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir adliye düşünün...

Herkes görev başında, sistem düzgün işliyor gibi görünür. Ama bazen sessiz çalışan bir çark yanlış yöne döner, biz fark etmeden.

Ankara Adliyesi’nde yaşanan büyük bir skandal tam da böyle ortaya çıktı. Olayın adı artık sadece bir haber değil, resmen bir iddianame.

Aslında geçen haftalarda da yaşananların özetini anlattığım bir yazı kaleme almıştım. İşte o olayın iddianamesinde detaylar ortaya çıktı.

Anlatayım...

Zabıt kâtibi Ahmet Yılmaz, yalnızca kendi şifresiyle değil, cumhuriyet savcılarının oturumlarıyla da UYAP sistemine girdi.

FETÖ’den yargılanan kişiler hakkında yakalama kararlarını kaldırdı, takipsizlik kararları yazdı, tarafları “şüpheli”den “tanık”a çevirdi. Bunların çoğunu menfaat karşılığı yaptı. Klavyeyle adaletin yönünü değiştirdi.

Bilirkişi raporuna göre, zabıt kâtibi Ahmet Yılmaz, sistemde otomatik oluşturulan soruşturma numaralarını silip yerine elle numara yazdı.

Evrak onay akışlarını değiştirip kendi kendine onayladı.

Yalnızca savcıların yapabileceği sorgulamaları gerçekleştirdi.

UYAP’ta gerçekte var olmayan evraklar oluşturdu.

Yakalama kararı kaldırma, birleştirme, tefrik gibi işlemleri seri biçimde yaptı.

Bazı soruşturma dosyalarında şüpheli kişilerin suç kayıtları silindi, taraf sıfatları değiştirildi, MERNİS adresleri güncellendi. Bu işlemlerin birçoğu savcının UYAP oturumu kullanılarak yapılmıştı.

Ahmet Yılmaz yaptıklarını itiraf etti:

“2021’de maddi sıkıntıdaydım. Avukat Muhammet Talha Bol bana bazı kişilerin TC’sini gönderiyordu. Dosyaları savcıya yönlendiriyor, uygun anlarda takipsizlik kararlarını yazıyordum. Para karşılığı yaptım. Fiyatı dosyaya göre belirliyordum. Parayı bazen 220 bin TL olarak anlaştık, bazen daha az. Hesabıma para yatmayan iş olmadı.”

Yılmaz, savcıların yoğunluğunu fırsat bildiğini ve bazı işlemleri onaylatmadan yaptığını da ekliyor:

“UYAP sisteminde benden başka kimsenin yapamayacağı işlemleri savcının açık oturumunda yapıyordum.”

Dahası da var...

Savcılığa Ahmet Yılmaz’ın boşanma aşamasındaki eşi başvurdu. Şikâyetçi oldu. Şikâyet dilekçesinde, avukat Muhammet Talha Bol’un FETÖ soruşturması nedeniyle İtalya’ya kaçtığını anlattı.

Savcıya anlattıkları arasında şu ifadeleri kullandı:

“Boşanma aşamasında olduğum eşim Ahmet Yılmaz Ankara Adalet Sarayı Terör Büro’da 7 yıldır zabit kâtibi olarak görev yapmaktadır. FETÖ soruşturması nedeniyle İtalya’ya kaçan Av. Muhammet Talha Bol ile birlikte FETÖ yapılanması dosyalarında bulunan şüphelilerden para alıyorlar. Av. Bol’un yönlendirmesi ile FETÖ dosyalarında bulunan şüphelilerin mal varlıklarındaki ihtiyati tedbir kararlarını kaldırıp FETÖ’den şüpheli olan şahıslar hakkında takipsizlik kararı verilmesini sağlıyor. Muhammet Talha Bol bu işlemler karşılığında parayı kardeşleri vasıtasıyla Ahmet Yılmaz’a gönderiyor.”

Eski eş avukat Bol’un kardeşlerinin de FETÖ soruşturması nedeniyle avukatlık yapamadıklarını anlatmış. Para alışverişinin de Karapürçek’te bulunan kırtasiyede gerçekleştiğini açık açık söylemiş.

Belli ki boşanmak istediği kocasından intikam alıyor. Fakat anlattıkları savcılığın tespit ettiği diğer delillerle de uyuşuyor.

En sonunda da şikâyetinde “FETÖ şüphelileri hakkında takipsizlik kararı verilmesini sağlayan karşılığında Muhammet Talha Bol’un adını bilmediğim kardeşleri vasıtasıyla gönderdiği parayı alan Ahmet Yılmaz hakkında detaylı soruşturma yapılmasını istiyorum” ifadelerini kullanıyor.

İddianamede yer alan bir başka kritik ifade avukat Abdulkadir C.Ö’ye ait.

Şunları söylüyor:

“Talha Bol bana dosyaların para karşılığı kapatıldığını anlattı. ‘Adliyede adamım var’ dedi. Sonradan bunun zabıt katibi olduğunu öğrendim. 15 bin Avro karşılığında dosya kapattık. UYAP’tan ekran görüntüsü geldi. 2 gün içinde dosya Kütahya’dan Ankara’ya çekildi, yakalama kaldırıldı, takipsizlik verildi.”

“Bu kâtip bana göre hacker’lık bile yapıyordu. Ama ‘Bu işi çok kurcalama’ dedi, ben de sorgulamadım.”

Bu sistem böyleyse bir kişi her şeyi değiştirebilir mi?

Yani bu kadar basit mi adalete hükmetmek?

Bu yaşananlar sadece bir memurun yaptığı usulsüzlük değil, aynı zamanda bir sistem zafiyetidir.

Bence en kritik tarafı da bu. Sorun, yalnızca Ahmet Yılmaz’ın yaptığı işlemler değil, bu işlemlerin sistem içinde nasıl fark edilmediği.

Bir zabıt katibi, kendi başına onlarca dosyada karar değiştirebiliyorsa mesele bireysel olmaktan çıkar. Yargı sisteminin iç denetimi, yetki erişim kontrolü ve savcı-kâtip ayrımı ciddi biçimde sorgulanmalıdır.

Bu yazıdan, yargının geneline dair bir karamsarlık çıkmasın. Aksine, bu usulsüzlüğü ortaya çıkaran, soruşturmayı yürüten savcılar, etkin pişmanlıktan yararlananlar ve dürüst kamu görevlileri sayesinde bugün bu iddianame var.

Ama bu iddianame, sadece bir kişinin değil, bir sistemin kendini sorgulaması anlamına gelmeli.

Adaletin tecelli ettiği yerlerde, en küçük bir sorumsuzluk, en büyük adaletsizliklere yol açabilir. Bu yüzden artık mesele “Bir zabıt kâtibi ne yaptı” sorusunun ötesinde.

Asıl mesele ne biliyor musunuz?

Sistem bunu nasıl fark etmedi, neden bu kadar uzun süre sessiz kaldı ve başka “Ahmet Yılmaz’lar” hâlâ UYAP sisteminde sessizce yer alıyor olabilir mi?

Bu ülkede milyonlarca insan, sabah adliyeye giderken elinde bir dilekçeyle, yüreğinde umutla bekler. O umudu yok eden bir kişi değil sadece, o kişiye bu alanı açan boşluklardır.

Bu olayda adaletin klavye tuşlarıyla nasıl eğilip bükülebildiğini gördük. Şimdi o klavyeyi bir daha kimsenin kötüye kullanamayacağı şekilde yeniden programlamak zorundayız.

Çünkü adalet, sadece yazılan kararlardan değil, yazılma biçimlerinden doğar.

Gerekiyorsa verin bu işi yapay zekâ çözsün. Görüyoruz ki artık trafik cezalarını yapay zekâ kesiyor, karmaşık mühendislik işlemlerini yapay zekâ yapıyor, kültürel programlamaları yapay zekâ oluşturuyor.

Sadece UYAP sistemini geçtim. Neden adli kararları yapay zekâ uygulamasın!

Hem böylelikle yargıyı siyasallaşmaktan da kurtaramaz mıyız?

Hayal de olsa büyük düşünmemiz gerekiyor.

İlgili Konular: #katip

Yazarın Son Yazıları

Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Sahte diploma sistemi

Bu köşeyi takip eden okurlarım hatırlarlarsa sahte diplomalar, sertifikalar ve ehliyet çeteleri ile ilgili onlarca yazı yazdım. En son 28.09.2024 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen diploma skandalını yazmıştım.

Devamını Oku
05.08.2025
Neslim Güngen’i hatırlar mısınız

Dilan Polat’ı malum sektöre sokmasıyla bilinen fenomen Neslim Güngen’i hatırlayanlar vardır.

Devamını Oku
02.08.2025
Ormanlar yanarken uçaklar satılıyor

“Orman yangınları mevsiminde” her yıl yüreğimiz yanarken gökyüzüne umutla baktığımız yangın söndürme uçaklarının akıbeti, ne yazık ki ticari ve hukuki bir çıkmaza saplanmış durumda.

Devamını Oku
29.07.2025
Ölüm serbest, sorumluluk yasak

Bu ülkede insanlar ölüyor. Her gün, her ay, her yıl. Ve ölümlerin çoğu kader değil, ihmal.

Devamını Oku
26.07.2025
‘Zabıt kâtibi’ soruşturmaları kapattı

Bir adliye düşünün...

Devamını Oku
22.07.2025
Zeydan Karalar ve dosyadaki çelişkiler

Zeydan Karalar, güneşin yüz bin parçaya bölündüğü topraklarda doğmuş bir adamdır.

Devamını Oku
19.07.2025