“Ceplerini doldurup saraylar yaptırdılar, HES yapacağız diye doğayı katlettiler, omuz ver Karadeniz omuz ver HDP’ye, kardeşlik horonunu kuralım hep birlikte”....
HDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Karadeniz ezgileriyle girdi seçim bildirgesini açıklayacakları salona. En önde onları alkışlayanlar arasında iki “aksaçlı” vardı. Hareketin önemli isimlerinden Ahmet Türk ve Gültan Kışanak. Bildirgenin “Gençlik” başlıklı bölümünde Demirtaş “Ahmet Abi ile ilgili bölüm” diye espri yaptı. Türk ve Kışanak’ın başta Diyarbakır Cezaevi günleri, o saçları nasıl ağırttığını bilenler program boyunca en yoğun ilgiyi ikisine gösterdi. Neşeli, dikkat çekici bir sunumdu. Sahnede Demirtaş ile Yüksekdağ iyi bir dağılım yapmıştı.
Demirtaş’ın konuşmasındaki bir vurgu, “Türkiyelileşme noktasında önemli bir adım daha atan bildirgenin” önüne geçti. Demirtaş aynen şunları söyledi: “Biz bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa, taş üstüne kim taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür edebiliriz. Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz.”
Demirtaş bu cümlelerinden sonra Gandi’ye atıfla şunları söyledi: “Doğru rejim değişecek ama adaletli bir rejim inşa edeceğiz. Eşitlikçi bir rejim inşa edeceğiz. Siyasetle akılla barış yoluyla devam etmeliyiz yolumuza. Gandi’nin dediği gibi ‘Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız’.”
Bu iki cümleyi ardı ardına dinleyenlerin aklına ilk gelen, “Demirtaş’ın mesajı Kandil’e” oldu. Toplantı çıkışı konuştuğum kimi HDP’liler “Bu bir siyasal alanı genişletme vurgusu böyle de okuyabilirsiniz” diye yorum yaptılar. Nereden baksanız çok kritik bir konuşma idi. Buna bir de bildirgenin sonundaki “Halklarımızı böldürtmeyeceğiz, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz” sloganını da eklediğinizde HDP özellikle “endişeli kitlelere”; bölünmeye karşı, ölümleri durdurma noktasında “her kesime sesini yükseltebilecek iradede” mesajını vermiş oldu.
İnadına diye başlayan, ardına; can cana, yan yana, çok dilli, rengârenk, eşit, dere, ağaç, emek, saz... eklenen sloganlar ise herkesin rahatlıkla diline yerleşecek cinstendi. Özellikle “İnadına barış, inadına beraber”...
7 Haziran seçimlerinden farklı olarak bildirgede iki nokta netleştirilmiş: Birincisi “Diyanet İşleri kaldırılacak” sözünün yerini; “Diyanet İşleri Başkanlığı, Din ve İnanç İşleri Kurulu olarak yeniden yapılandırılacak” almış.
Bir diğeri “özyönetim modeli” daha net anlatılmış. 4 sayfalık bölümde dikkat çeken cümleler ise şunlar: “Özyönetim, özerk ve demokratik yerinden yönetim modelidir. Türkiye’nin üniter devlet yapısı ve demokratik parlamenter sistem içinde gerçekleşmesi mümkündür.”
Bildirgenin sonunda HDP’nin Kürtçe seçim şarkısı çalındı. Şarkıda sık sık “rabın” kelimesi geçiyordu. Yani ayağa kalkın. Bakalım 1 Kasım’da HDP oy verenler yeniden ayağa kalkıp oyları daha da yukarı çekebilecek mi?
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz
Yazarın Son Yazıları
Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor
‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti
Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz
Dost modern darbe
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz
Erdoğan'ın Gazze ayıbı
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı
Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.
Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor
Can Dündar imzalı iddianame!
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...
“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.
Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...
Bizi hep öldürdüler
Savaş kabinesi
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı
“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.
Penguen geri döndü
Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’
yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.
AKP artık popülist bir partidir
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak
Milli kavga
3 merkezden Boydak operasyonu
AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.
Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.
Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.