Murat Sabuncu

Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

03 Ekim 2015 Cumartesi

Ceplerini doldurup saraylar yaptırdılar, HES yapacağız diye doğayı katlettiler, omuz ver Karadeniz omuz ver HDP’ye, kardeşlik horonunu kuralım hep birlikte”....
HDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Karadeniz ezgileriyle girdi seçim bildirgesini açıklayacakları salona. En önde onları alkışlayanlar arasında iki “aksaçlı” vardı. Hareketin önemli isimlerinden Ahmet Türk ve Gültan Kışanak. Bildirgenin “Gençlik” başlıklı bölümünde Demirtaş “Ahmet Abi ile ilgili bölüm” diye espri yaptı. Türk ve Kışanak’ın başta Diyarbakır Cezaevi günleri, o saçları nasıl ağırttığını bilenler program boyunca en yoğun ilgiyi ikisine gösterdi. Neşeli, dikkat çekici bir sunumdu. Sahnede Demirtaş ile Yüksekdağ iyi bir dağılım yapmıştı.
Demirtaş’ın konuşmasındaki bir vurgu, “Türkiyelileşme noktasında önemli bir adım daha atan bildirgenin” önüne geçti. Demirtaş aynen şunları söyledi: “Biz bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa, taş üstüne kim taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür edebiliriz. Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz.
Demirtaş bu cümlelerinden sonra Gandi’ye atıfla şunları söyledi: “Doğru rejim değişecek ama adaletli bir rejim inşa edeceğiz. Eşitlikçi bir rejim inşa edeceğiz. Siyasetle akılla barış yoluyla devam etmeliyiz yolumuza. Gandi’nin dediği gibi ‘Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız’.
Bu iki cümleyi ardı ardına dinleyenlerin aklına ilk gelen, “Demirtaş’ın mesajı Kandil’e” oldu. Toplantı çıkışı konuştuğum kimi HDP’liler “Bu bir siyasal alanı genişletme vurgusu böyle de okuyabilirsiniz” diye yorum yaptılar. Nereden baksanız çok kritik bir konuşma idi. Buna bir de bildirgenin sonundaki “Halklarımızı böldürtmeyeceğiz, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz” sloganını da eklediğinizde HDP özellikle “endişeli kitlelere”; bölünmeye karşı, ölümleri durdurma noktasında “her kesime sesini yükseltebilecek iradede” mesajını vermiş oldu.
İnadına diye başlayan, ardına; can cana, yan yana, çok dilli, rengârenk, eşit, dere, ağaç, emek, saz... eklenen sloganlar ise herkesin rahatlıkla diline yerleşecek cinstendi. Özellikle “İnadına barış, inadına beraber”...
7 Haziran seçimlerinden farklı olarak bildirgede iki nokta netleştirilmiş: Birincisi “Diyanet İşleri kaldırılacak” sözünün yerini; “Diyanet İşleri Başkanlığı, Din ve İnanç İşleri Kurulu olarak yeniden yapılandırılacak” almış.
Bir diğeri “özyönetim modeli” daha net anlatılmış. 4 sayfalık bölümde dikkat çeken cümleler ise şunlar: “Özyönetim, özerk ve demokratik yerinden yönetim modelidir. Türkiye’nin üniter devlet yapısı ve demokratik parlamenter sistem içinde gerçekleşmesi mümkündür.
Bildirgenin sonunda HDP’nin Kürtçe seçim şarkısı çalındı. Şarkıda sık sık “rabın” kelimesi geçiyordu. Yani ayağa kalkın. Bakalım 1 Kasım’da HDP oy verenler yeniden ayağa kalkıp oyları daha da yukarı çekebilecek mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları