Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor
Murat Sabuncu
Son Köşe Yazıları

Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

08.02.2016 05:53
Güncellenme:
Takip Et:

Yüksekte ve yüksekten konuşmayı seviyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... Ama konu Suriye ise hep “havada” kalıyor anlattıkları... Ağzından çıkan sözcükler ile alanda gerçekleşenler arasında dağlar kadar fark var. Uzağa gitmeyelim sadece geçen hafta yaşananlar: Erdoğan 15 gün önce İstanbul’da görüştüğü ABD Başkan Yardımcısı Biden’a “PYD terörist örgüt demişken”, ABD Başkanı Obama’nın IŞİD’le mücadele temsilcisi Brett McGurk Kobane’de hem askeri hem de siyasi görüşmeler (TEVDEM Haydar Halil) yaptı. “Halep Türkiye için çok kritik, önemli” diye sık sık demeç veren Erdoğan, Rusya ve İran destekli Esad güçlerinin Halep çevresindeki “muhalifleri” son dönemdeki en ağır yenilgiye uğratmasına, Türkiye’nin kuzeyden muhaliflere erişiminin kesilmesine seyirci kaldı. PYD’nin Fırat’ın batısına geçişi “kırmızı çizgi” ilan edilmişti, AKP sözcüsü Ömer Çelik, büyük bölümünü YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin Fırat’ın batısına geçtiğinin tespit edildiğini söyledi.

Dönelim “yükseklere”, Erdoğan’ın uçağına... Yine “hep aynı isimlerden” oluşan kadrosuna yazdırmış mesajlarını. 3 yere mesaj vermiş Erdoğan... AKP içinde birçoğu bir dönem yakınında olmuş şimdi kendisine muhalif isimlere, Rusya’ya ve ABD’ye...

1 Mart’ı hiç unutmadı

Teker teker bu mesajlara bakalım ve alt okumalarını yapalım. Diyor ki Erdoğan: Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz. 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça söylemediler. 1 Mart tezkeresi ilk anda kabul edilip Türkiye, Irak’ta olsaydı, Irak’ın durum böyle olmazdı.

Kısa hatırlatma: 2003 yılı. ABD, Irak’ı “işgal” yolunda. Türkiye’nin hava sahasını, limanlarını, topraklarını kullanmak, işgalde beraber hareket etmek istiyor. AKP’nin yeni iktidar yılları. Erdoğan ileride Irak’ta “söz sahibi olma” hayalinde ve tezkerenin geçmesini istiyor. Ancak onun bu isteği başını Bülent Arınç’ın çektiği Abdullah Gül’ün “gizlice destek verdiği” bir ekibin çalışmasıyla reddediliyor. Gelin o günleri, Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in kitabından takip edelim:

Erdoğan, tezkerenin geçmesinin ülke menfaatları açısından daha doğru olacağını düşünüyordu. Buna karşılık, Gül tezkereye sıcak bakmıyordu.

Tezkere geçerse ABD askerlerinin gidiş ve dönüş güzergâhı olan illerde olağanüstü hal ilan edilecek olması da Gül’ün rahatsızlığını artıran bir başka faktördü. Gül’e göre, bu sıkıyönetim ilanı demekti ve AB sürecinin bitmesine yol açacaktı.

Sever’in aktardığına göre, Gül’ün yüzünde tikler belirmeye başlamıştı ve geceleri kâbuslar görüyordu. Gül’ün kararı AKP grubunu serbest bırakmak şeklinde ortaya çıktı. Kitapta, tezkerenin reddedilmesini Gül’ün sakin bir şekilde karşıladığını, buna karşılık oylamadan sonra Gül’ün Meclis’teki odasına gelen Erdoğan’ın “yüzünden düşenin bin parça olduğu” anlatılıyor.

İşte Erdoğan o gün karşı olanları eleştirirken işte şu günlerde kendisine muhalefet eden bu isimleri de hedefe koyuyor. Dün Hürriyet’te, Bülent Arınç’ın ve Hüseyin Çelik’in Ankara Hamamönü’nde büro tuttuğu, buranın ziyaretçileri arasında Sadullah Ergin ve Salih Kapusuz’un da olduğu kulisi vardı. Bu isimler Erdoğan’a karşı muhalefet bayrağını yükseltirken kritik bir kaynağa “Hamamönü’nden Maslak Ayazağa’ya bir yol var mı?” diye soruyorum. Abdullah Gül’ün çalışma ofisinin bulunduğu bu alana yaptığım göndermeyi anlayıp “Sevdiği, saydığı isimlerle hep görüşüyor” yanıtını alıyorum.

Suriye’de yeni Rus gücü

Erdoğan Rusya’yı da eleştiriyor. Diyor ki: Senin ne işin var Suriye’de... Sınırın mı var, soydaşların mı var? Erdoğan Rusya’nın Lazkiye’deki hava üssünün çok uzun yıllardır orada olduğunu da biliyor. Bölgede daha geniş kapsamlı askeri hareket için kısa bir süre önce Esad’ın tahsis ettiği El Şayrat Üssü ile birlikte ülkede konuşlu Rus hava gücünün iki katına çıktığını da... Ve Türkiye’nin düşürdüğü Rus uçağı yüzünden çok uzun süredir Suriye’de kıpırdayamadığını da... Ne alanda, ne masada etkisi kalan Türkiye’nin durumu “tüm ihtimallere hazırız” boş sözüne sıkışmış durumda.

PYD ile bir dargın bir barışık

Gelelim ABD’ye... Erdoğan “terörist” dediği PYD ile ABD’li yetkililerin görüşmesine çok bozuluyor. Diyor ki: Senin ortağın ben miyim, Kobane’deki terörist mi? Aslında “Kobane’deki terörist” dedikleri isimlerle düne kadar AKP iktidarının isteğiyle devlet yakın temas halindeydi. Kamuoyuna Salih Müslim’in Türkiye’de ağırlanması ya da Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması sırasında YPG’nin Türkiye ordusuna eşlik etmesi bilgileri yansımıştı. Ancak yansımayan bir önemli boyut İmralı görüşmeleri sırasında oldu. Abdullah Öcalan, önce MİT sonra KGM’nin katıldığı tüm toplantılarda “Rojava’daki oluşumu, kantonları” hem onaylar cümleler sarf etti hem de onların varlığını, onlarla teması çok önemsedi. Devlet de Öcalan’a bu konuda yaptığı çalışmaları aktardı. Bir süre önce yayımlanan “İmralı Notları” kitabından sadece küçük bir bölümü aktarayım. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı yetkilisi Şubat 2014’te Öcalan’a aktarıyor (sayfa 418):

Salih Müslim ile görüşüldü. İstedikleri önemli hususlar oldu. Cezire ile Afrin arasında bir koridor açılmasına katkıda bulunmamız ve kolaylaştırmamız istendi. Lojistik ihtiyaçların karşılanmasına dair talepler görüşüldü. En önemlisi irtibat noktası tesisi yani temsilcilik. Kobane ile Cezire arasındaki koridor, Şenyurt Dirbesiye kapısının açılması, STK’lere kolaylık gösterilmesi, yüz jeneratör ve şartları değiştirecek geniş boyutlu ihtiyaçlar konuşuldu.

Yine kitapta, İdris Baluken İmralı’da devlet heyetinin yanında Öcalan’a Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeyi anlatıyor: Davutoğlu IŞİD’e karşı oluşacak PYD ve Özgür Suriye Ordusu’ndan oluşacak ittifaka destek verebileceklerini aktardı. Ayrıca Rojava’ya yönelik ambargo ve ablukanın kaldırılmasına yönelik talebi ilettik, Davutoğlu hazır olduklarını söyledi.

Kitapta Öcalan’ın “Suriye’nin AKP’nin kaderini belirleyecek bir konu” olduğu tespiti de var.

Önemli bir kaynak Türkiye’deki Kürt barışı ile Rojava işi ayrı ayrı düşünülemez diyor.

Bitirirken ABD’nin Türkiye’ye verdiği açık-kapalı mesajlardan çıkan sonuçlar net. Diyor ki ABD’liler:

* Ülkende konuşma ve basın özgürlüğünü tesis et. Demokrasini geliştir.

* Kürtlerle ülkende barış, Suriyeli Kürtlerle ilişki geliştir.

* Senin terörist algın ile benimki bir değil.

Bunları söylemek için ABD’li olmaya gerek mi var diyeceksiniz? Yok tabii. Ama yüksekten konuşanlar ne yazık ki sadece kendinden güçlülere “Eyyy” diyemiyor.

Bakalım 31 Mart’ta ABD’de Obama ile görüşecek Erdoğan bu tarihe kadar hangi adımları atacak? Ya da bu görüşme gerçekleşebilecek mi?

Yazarın Son Yazıları

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Devamını Oku
19.06.2017
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Devamını Oku
10.08.2016
CHP’liler ilk gece sokaktaydı

‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.

Devamını Oku
30.07.2016
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Devamını Oku
01.07.2016
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Devamını Oku
25.06.2016
Erdoğan’a kırmızı kart

Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.

Devamını Oku
27.05.2016
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Devamını Oku
16.05.2016
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Devamını Oku
14.05.2016
Dost modern darbe

Dost modern darbe

Devamını Oku
06.05.2016
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Devamını Oku
05.05.2016
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

Devamını Oku
24.04.2016
Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Devamını Oku
20.04.2016
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

Devamını Oku
23.03.2016
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Devamını Oku
22.03.2016
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Devamını Oku
21.03.2016
'Dubleks' vicdansızlık

Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.

Devamını Oku
23.02.2016
Bir üvey evlat Tarlabaşı

Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...

Devamını Oku
19.02.2016
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Devamını Oku
08.02.2016
Can Dündar imzalı iddianame!

Can Dündar imzalı iddianame!

Devamını Oku
28.01.2016
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Devamını Oku
22.01.2016
Davutoğlu masaya dönmek istiyor

“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.

Devamını Oku
08.01.2016
Paşa da olsan aşk küçültmez

Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...

Devamını Oku
12.12.2015
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Devamını Oku
09.12.2015
Bizi hep öldürdüler

Bizi hep öldürdüler

Devamını Oku
29.11.2015
Savaş kabinesi

Savaş kabinesi

Devamını Oku
25.11.2015
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Devamını Oku
12.11.2015
"Erdoğan’ın rol modeli Putin’di"

“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.

Devamını Oku
09.11.2015
Penguen geri döndü

Penguen geri döndü

Devamını Oku
28.10.2015
Seçim değil, yas havası

Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...

Devamını Oku
23.10.2015
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

Devamını Oku
21.10.2015
Digiturk sansürcüsü TMSF çıktı

yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.

Devamını Oku
16.10.2015
AKP artık popülist bir partidir

AKP artık popülist bir partidir

Devamını Oku
05.10.2015
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

Devamını Oku
04.10.2015
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Devamını Oku
03.10.2015
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Devamını Oku
01.10.2015
Milli kavga

Milli kavga

Devamını Oku
22.09.2015
3 merkezden Boydak operasyonu

3 merkezden Boydak operasyonu

Devamını Oku
17.09.2015
Ekonomide ‘milli’ endişe

AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.

Devamını Oku
14.09.2015
Ekonomi damada emanet

Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.

Devamını Oku
13.09.2015
Darbe: Bir MİT güzellemesi

Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.

Devamını Oku
31.07.2015