Milli kavga
Murat Sabuncu
Son Köşe Yazıları

Milli kavga

22.09.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

9 gün sonra aynı salondayım. Ankara Arena’da. Kongresinden sonra aday tanıtım toplantısını da izliyorum AKP’nin. Salonun dışı boş bu kez... Çadır duruyor ama altında sadece polisler oturuyor. İçeride tribünler dolu. Vekil adayları, kendi illerinden getirdikleri partililerin kendi isimleriyle başlayan sloganlarına el sallayarak karşılık veriyor. Bir bütünden çok, bölünmüş parçaların birbirinden kopuk sloganları diye okuyabiliriz. Birkaç başarısız provadan sonra tek birlik; üç farklı tribünün sırayla söyleyeceği “Başbakan- Ahmet-Davutoğlu” kısmında yakalanıyor. Gazetecilerin olduğu kapıdan girerken iktidara yakın bir meslektaşla selamlaşıyoruz. Birbirimize yakın yerlerde oturuyoruz. Salonu bir süre izleyip “Sönük ortam, anketler de 7 Haziran sonuçlarının tutturulması zor” diyor. “Tabii başka bir şey olmazsa” diyor.

 

‘Yerli milletvekili’ nedir?

“Başka bir şey”... Herkesin aklında bu olasılık. Geçen seçimlerde de ve tabii özellikle AKP’nin-Erdoğan’ın gücünün “var olma ya da dağılma” arasında gidip geleceği 1 Kasım seçimlerinde. “Şeyleri” şimdilik bir tarafa bırakıp olgulara ve salona geri dönelim. Bu kez gazetecilerin olduğu yere değişik il ve ilçelerden gelenleri de alıyorlar. Aslında iyi de oluyor, sohbet imkânı doğuyor. Konuştuklarımdan bir grup Doğu illerinden gelmiş. Biraz sohbetten sonra konu Erdoğan ile Davutoğlu’nun beraber katıldığı pazar günkü mitingde ortaya çıkan yeni “ucubeye” geliyor: Yerli ve milli milletvekili işine. Aslında hedef belli ama onlar bana ne anladığımı soruyor, ben de onlara net fikrimi söylüyorum: Kürtleri ötekileştirmenin-dışlamanın yeni formülü. Bu kez ben onlara soruyorum. “Peki bu milli kafayla Galip Ensarioğlu Diyarbakır’da, Beşir Atalay Van’da, Cevdet Yılmaz Bingöl’de, Mehmet Şimşek Gaziantep’te nasıl oy isteyecek?.. Ya da büyükşehirlerdeki Kürt oyları geri kazanılsın diye mesela İstanbul’a kaydırılan Diyarbakırlı Mehdi Eker yeniden ‘millileşme’ sürecini nasıl açıklayacak?...” Susuyorlar, biri çay almaya gidiyor hepimize, bir daha konuşmuyoruz.

Az sonra salona Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi geliyor. Katılanlara karanfil atılıyor, ardından partinin yeni şarkısı “Haydi Bismillah” çalınıyor. Teşkilat ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın ardından Davutoğlu kürsüye çıkıyor. Şunu çok net söyleyeyim; konuşması en az 5. Kongre’deki kadar heyecansız ve en az o günkü kadar “yarına değil düne vurgu yapan” tarzda. O heyecan duymayınca salon da konuşmaya kendini çok kaptırmıyor. Benim not aldığım birkaç cümleden birkaç kritik not çıkıyor.

Davutoğlu diyor ki: “AKParti meydana çıktı mı bir tek bir fire vermez.”

O öyle diyor ama Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak öyle demiyor. Partinin hem milletvekili hem MKYK üyesi Albayrak, dün Sabah gazetesindeki köşesinde, son anda ikna edilerek listeye sokulan ve Reuters’in haberine göre “piyasalarda sevinçle karşılanan” Ali Babacan’a ismini vermeden “savaş” açıyor:

“Piyasadaki arkadaşlar şunu da gayet iyi biliyor ki çıpa herhangi bir şahıs değil, bugüne kadar yaşanan tüm zor dönemlerde dahi mali disiplinden ödün vermeden aldığı cesur kararlarla ülkeyi bu noktaya getiren sağlam irade oldu. Ama bu çıpa illa bir kişiyse onun da kim olduğunu sokaktaki vatandaştan bile daha iyi bilmekteler.”

“Çıpa Babacan değil Erdoğan” diyor Albayrak açık ve net. Ardından ekliyor daha da netleşsin diye:

“35 yaşındaki bir gence güvenip krizdeki Türkiye ekonomisi emanet edildi ve bu güçlü siyasi liderliğin yadsınamaz desteğiyle tarihi ekonomik başarılar elde edildi.”

Albayrak “gelecekte sadece o yok ben de varım” diye bitiriyor yazısını:

“Bu iktidar seçimden sonraki dönemde de Türkiye’yi yeniden yönetme görevini üstlenirse, eskisiyle yenisiyle velhasıl tüm kadrolarıyla evvelinden kararlı ve motive bir şekilde ülke ekonomisini daha ileriye taşıyacağından kimsenin şüphesi olmasın. Tabii ki yine şahıslara takılmadan...”

Dün hem piyasalar hem Babacan’ın yakın çevresi sabah erken saatlerde bu yazıyı okumuştu. “Moralleri bozulmadı” diyemem ama daha fazla bir bilgiye ulaşamadım. Kimse konuşmak istemedi. Ama şunu söyleyebilirim: Erdoğan’ın desteklediği damadı Albayrak ile Yiğit Bulut’un milli ekonomicileri ile Abdullah Gül’e yakın ve Davutoğlu’nun desteklediği Babacan - Şimşek ekibinin kavgası giderek büyüyecek gibi gözüküyor. Üstelik bu kavgada “şahıslara takılmamak da mümkün değil”.

Bir yanda “milli vekil” diğer yanda “milli ekonomi”, AKP oyu nerelerden aradığını açıkça ortaya koyuyor.

Yazarın Son Yazıları

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin

Devamını Oku
19.06.2017
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Cizre’de tuhaf şeyler oluyor

Devamını Oku
10.08.2016
CHP’liler ilk gece sokaktaydı

‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.

Devamını Oku
30.07.2016
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi

Devamını Oku
01.07.2016
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti

Devamını Oku
25.06.2016
Erdoğan’a kırmızı kart

Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.

Devamını Oku
27.05.2016
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı

Devamını Oku
16.05.2016
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz

Devamını Oku
14.05.2016
Dost modern darbe

Dost modern darbe

Devamını Oku
06.05.2016
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı

Devamını Oku
05.05.2016
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz

Devamını Oku
24.04.2016
Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Erdoğan'ın Gazze ayıbı

Devamını Oku
20.04.2016
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda

Devamını Oku
23.03.2016
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?

Devamını Oku
22.03.2016
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı

Devamını Oku
21.03.2016
'Dubleks' vicdansızlık

Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.

Devamını Oku
23.02.2016
Bir üvey evlat Tarlabaşı

Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...

Devamını Oku
19.02.2016
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor

Devamını Oku
08.02.2016
Can Dündar imzalı iddianame!

Can Dündar imzalı iddianame!

Devamını Oku
28.01.2016
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...

Devamını Oku
22.01.2016
Davutoğlu masaya dönmek istiyor

“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.

Devamını Oku
08.01.2016
Paşa da olsan aşk küçültmez

Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...

Devamını Oku
12.12.2015
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...

Devamını Oku
09.12.2015
Bizi hep öldürdüler

Bizi hep öldürdüler

Devamını Oku
29.11.2015
Savaş kabinesi

Savaş kabinesi

Devamını Oku
25.11.2015
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı

Devamını Oku
12.11.2015
"Erdoğan’ın rol modeli Putin’di"

“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.

Devamını Oku
09.11.2015
Penguen geri döndü

Penguen geri döndü

Devamını Oku
28.10.2015
Seçim değil, yas havası

Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...

Devamını Oku
23.10.2015
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’

Devamını Oku
21.10.2015
Digiturk sansürcüsü TMSF çıktı

yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.

Devamını Oku
16.10.2015
AKP artık popülist bir partidir

AKP artık popülist bir partidir

Devamını Oku
05.10.2015
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi

Devamını Oku
04.10.2015
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz

Devamını Oku
03.10.2015
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak

Devamını Oku
01.10.2015
Milli kavga

Milli kavga

Devamını Oku
22.09.2015
3 merkezden Boydak operasyonu

3 merkezden Boydak operasyonu

Devamını Oku
17.09.2015
Ekonomide ‘milli’ endişe

AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.

Devamını Oku
14.09.2015
Ekonomi damada emanet

Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.

Devamını Oku
13.09.2015
Darbe: Bir MİT güzellemesi

Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.

Devamını Oku
31.07.2015