Cumartesi öğlen saatleri. Ankara’daki büroda önümde çok seyredilen televizyon haber kanalları açık. Bunlardan biri, bir dönemin “efsanesi”... İstanbul’da, Yenikapı’da “ertesi gün yapılacak AKP mitingi öncesi meydandan” canlı bildiriyor. Muhabirin yanında partinin İstanbul il başkanı. Uzun uzun anlatıyor: “Şurası konuşulacak platform, burası otobüslerin duracağı yer, şu kadar adam gelmesi bekleniyor...” Bırakın mitingi bir gün önceden hazırlıklar bile dakikalarca canlı yayında...
Dün sabahın erken saatleri. Ülkede yayın yapan 2 televizyon kanalı, 2 gazeteye el konulmuş. Bu kez önce dayanışma için, yayın yönetmenimiz Can Dündar ve yazıişlerinden arkadaşlarla Bugün, Kanaltürk binasındayız. Yayın yönetmenleri Tarık Toros ve Erhan Başyurt ile medya emekçisi arkadaşlarla konuşuyoruz. Birazdan gelecek polisi ve el koyacak kayyumları bekliyorlar. Bir dönem biraz farklı da olsa benzer bir deneyimi Skyturk 360’ta yaşadığım için “neler olabileceğini” anlatıyorum. Geliyorlar, hızla “tarafsız gazetecileri” tasfiye ediyorlar, AKP’ye hizmette “test edilip onaylanmış” isimlerin atamasını yapıyorlar.
Binada kaldığım sürece ve dışarı çıkarken bir beklentimi, dileğimi de iletiyorum: Sizin süreciniz böyle olmayacak; gazeteciler, aydınlar, demokratlar yanınızda olacak, göreceksiniz...
Cumhuriyet’in İstanbul’daki merkezindeyim. Önümde çok seyredilen televizyon haber kanalları açık. 2 gazete, 2 televizyona kayyum atanmış, binalarının önüne TOMA’lar, polisler gelmiş, kapı önünde protesto edenlere biber gazıyla müdahale olmuş... Ama adında “haber” geçen kanallar bu olayı sıradan bir vakaymış gibi değerlendiriyor. Polisin bir medya kuruluşuna copuyla, kalkanıyla, biber gazıyla müdahalesi AKP’nin miting hazırlıkları kadar “canlı” değeri görmüyor.
Sosyal medyada kimi gazeteciler “cemaat medyası” olduğu gerekçesiyle yapılan hukuksuzluğa sırtını dönerken aynı saatlerde ahaber’de AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal “1 Kasım sonrası Cumhuriyet, Hürriyet, Sözcü’ye de el konulabileceğinden” bahsediyordu. Bir meslek büyüğü durumu “Kimileri rövanş peşinde, kimileri korku içinde” diye gayet net özetliyordu.
28 Şubat’ta andıçlanan gazetecilere, 90’larda hedef haline getirilen, bombalanan, muhabirleri öldürülen Kürt basınına, sadece fikirleri yüzünden onlarca meslektaşının işsiz kalmasına kafalarını çevirip sessiz kalanlar gidilecek yer kalmadığının farkına varmalılar.
Herkesin “canı”nın ve “camı”nın önemli olduğu noktasında birleşmedikçe “teker teker avlayacaklar” bizi...
Penguen geri döndü
Yazarın Son Yazıları
Bu Babalar Günü’nde hediyeyi sen verdin
Cizre’de tuhaf şeyler oluyor
‘Darbe girişimi 17-25 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti.
Erdoğan topluma ‘baldıran zehiri’ içirdi
Türkiye demokrasi çıpasını kaybetti
Bharara’nın Washington’dan yeşil ışık alarak Erdoğan ismini dilekçeye kolayca koyduğu anlaşılıyor. Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Rakka’da YPG armasıyla savaşması ABD için yeni müttefikin Kürtler olduğunu gösteriyor.
Ülkücülerin ‘devletle’ imtihanı
Savaşa, ölüme, acıya duyarsızlaşıyoruz
Dost modern darbe
Başkanlık ve erken seçimin yolu açıldı
EXPO açılışı kutlanabilir, 23 Nisan kutlanamaz
Erdoğan'ın Gazze ayıbı
HDP’li vekillerin dokunulmazlığı fiilen kalkmış durumda
Kürtler barışa çağırıyor, duyuyor musunuz?
Diyarbakır’da göremediğim gökkuşağı
Tecridin ne anlama geldiğini bilmeyen kafa... “Yalnızlaştırmanın”, “insansızlaştırmanın”... Oturmuş ders vermeye kalkıyor. Hem de Can Dündar’a... 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” diye bilinen katliamın öncesinde Can, bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa Cezaevi’nde açlık grevlerini önlemek için çaba harcıyordu.
Yıkık ya da yıkılmaya yüz tutmuş binalarda sürdürülmeye çalışılan hayatlar... Sağırlar ülkesi Türkiye’de bir üvey evlat Tarlabaşı...
Erdoğan ‘kükrüyor’ Türkiye zora giriyor
Can Dündar imzalı iddianame!
Vehbi Bey’den Mustafa’ya 60 ihtilalinden Gezi’ye...
“Barış İsteyenler Grubu”nun Davutoğlu ile toplantısına katılan bir isim, Başbakan’ın “çözüme odaklanmada” istekli olduğunu belirtti.
Galibiyet umudu büyük yenilgilerle sonuçlanan bir asker Enver Paşa. 27 yaşında 1908’de hürriyet kahramanı, 14 yıl sonra Pamir Dağı eteklerinde bir kurşunla sonlanmış bir hayat. Kaybedilen savaşlar, muhaliflere yaşatılan acılar ve aşk. Deli gibi âşık olduğu, karşısında diz çöktüğü kadın Naciye Sultan. Enver Paşa’nın a.b.c’si...
Kıdemli bir görüşmecinin Silivri notları...
Bizi hep öldürdüler
Savaş kabinesi
Her şey ‘bacılar ayrıştığında’ başladı
“Dünyayı karıştıran adam” Soros, üç günlük bir ziyaret için Türkiye’deydi. Soros, “Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Erdoğan, Putin’i rol modeli olarak kabul ediyordu. Bu ilişkiyi Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi bozdu” dedi.
Penguen geri döndü
Her ilde partililerle de işadamlarıyla da buluştum. Acılar, endişeler döküldü kelimelere. Buralarda seçim değil yas havası var. Ölümler hem bölgedeki hem Ankara’daki, yasaklar, çatışmalar... Seçimlerden çok bu olaylar insanların gündeminde. Çoğunluk, seçim sonrası ile ilgili de umutsuz...
‘Başbakan yardımcısı medya patronlarını tehdit etti’
yedi televizyon kanalını yargı kararı olmadan sansürleyen Digiturk’ün Katarlı beIN Media Group’a devredilmediği ve TMSF’nin kontrolünde olduğu öğrenildi. TMSF’nin platformu ne zaman ve hangi fiyata satacağı ise hâlâ sır.
AKP artık popülist bir partidir
MHP; AKP ile yan yana olmayı hayal edebildi
Böldürtmeyeceğiz, öldürtmeyeceğiz
Gezi’yi hatırlayıp, Cizre’yi unutmak
Milli kavga
3 merkezden Boydak operasyonu
AKP’de sadece Erdoğan’ın yakınındaki birkaç kişinin kafasında olduğu öğrenilen yeni ‘milli ekonomi modeli’ kavramına iş dünyasından gelen ilk tepki ‘demode’ oldu. Bürokrasi de iktidar müdahalesi artacağı için endişeli.
Ekonomide iki ciddi isim Ali Babacan ve Mehmet Şimşek artık AKP’nin yönetiminde değiller. Onun yerine “Yiğit Bulut” ile ekonomi çözümlemelerinde uyuşan bir kafa yapısıyla damat Berat Albayrak var.
Adı “Darbe”... Bu bir “film”... 7 Şubat krizini merkez alan bir önceki KOZ filminin amatörlüğünde değil karşımızdaki. Oyunculuklardan metne “ikna edici”. Aslında MİT merkezli “halkla ilişkiler” çalışması ya da “bir dönemin MİT ağzından belgeseli” diyebileceğimiz görsel propaganda.