7 Haziran’daki “yeni bir yön, yeni bir yöntem, yeni bir yönetim”le biten “çağrı” başlıklı yazımıza gelen mesajların yelpazesi hayli genişti. 

Üç ana eksen vardı.

Bir grup şöyle diyordu:

Partide değişim gerekli diyorsunuz. Bunu evire çevire söyleyeceğinize doğrudan, en net ifadelerle söylesenize. Gün nezaket günü mü?

Bir başka grup şöyleydi:

Lütfen Kemal Bey’e kıymayın. Çok çalıştı, çabaladı. Büyük emek harcadı. Keşke herkes onun kadar çalışsaydı.

Bu iki ucun dışında bir başka üç da şunu söylüyordu:

Eleştirilerinizi Kemal Bey adaylığını açıklayınca söyleseydiniz. Pek çok kişi kerhen verdi. Bu seçimi kaybetmek, kazanmaktan zordu.

Bunların tümünde gerçeklik payı var. 

Şimdi bir gün bile ötelemeden 14-28 Mayıs’tan dersler çıkarma zamanı.

Sonra?

Yeni yol haritasını ortaya koymak, bu yolun neferlerini yerli yerine koymak, toplum içinde çoğalmaya koyulmak.

***

Hukukta güzel bir deyim var:

Usul, esasın kapısıdır!

Her şeyden önce, işin usulü çok önemli. Bu satırları okuyanlar yukarıdaki eleştiriler bağlamında şöyle düşünebilir:

-İlahi Balbay, siyasette usul mü olur? Ne yapacaksan dan diye yapacaksın! 

Bugün için CHP’nin içinde bulunduğu durum böyle bir yolu gerektirmiyor.

Seçimi kazanmak için her türlü çaba gösterilmiş, olmamış. Hem Meclis kaybedilmiş hem Cumhurbaşkanlığı!

Sonuçlar, Türkiye’nin kolay kolay ana ekseninden saptırılamayacağını ancak demokrasi yolunun engellerle dolu olduğunu gösteriyor.

Yüzde 48-52 oy iki lidere de ait değil. Her iki oranın içinde çok değişik renkler var. 

Bu ayrı bir analiz konusu...

Çok sevdiğimiz şu Anadolu sözü tam bugünkü CHP’ye göre:

Hiçbirimiz, hepimiz kadar güçlü değiliz!

Öncelikle büyük bir kurultay toplamak, yukarıda önerdiğimiz yol haritasını şekillendirmek gerekiyor. Gazetecilikte 5N, 1K kuralı vardır. Bir haberde kim, ne, ne zaman, nerede, niçin, nasıl sorularının yanıtının bulunması gerekir. Şu an CHP’de sadece “kim” sorusuna yanıt aranıyor! 5N, 1K kuralından örnek vermek gerekirse kim sorusu işin altıda biri. Çok önemli, en önemlisi ama altıda biri!

2024 yerel seçimlerine iki açıdan bakmalı:

1) 14-28 Mayıs’ta yalanlarla, montajla kazandılar, işte kanıtı!

2) 2028 seçimlerini alabiliriz, işte göstergesi!

Önümüzde aylar yok, haftalar var.

11 büyükşehir belediyesi motor güç ve vitrin olarak planlanmalı.

Bu da ayrı bir yazı konusu...

Kemal Bey’in MYK değişikliğini apar topar, telaşla, okları üzerinden çekme güdüsü ile yaptığı anlaşılıyor. Tümü yakından tanıdığımız değerli insanlar. Bu değişikliğin stratejik bir çalışma ürünü olmadığı sevgili kardeşimiz Eren Erdem’in MYK üyesi unvanıyla yaptığı ilk basın toplantısından anlaşılıyordu.

***

CHP’de sorumlu noktalardaki arkadaşların dikkatinde olması dileğiyle son günlerde sokakta yolumuzu kesenlerin tepkilerini aktaralım:

-Kendimizi terk edilmiş gibi hissediyoruz. Hiç değilse çıkıp oy veren 25 milyonun gönlünü almak, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek gerekmez mi?

-Gideyim CHP Genel Merkezi’nin merdivenlerinde oturup içeri girene, “İçeride neler oluyor” diye sorayım diyorum.

-Seçmenlikten istifa edeyim diyorum, edemiyorum!

CHP bu tepkileri çok dikkate almalı ve çok sevinmeli!

Sevinmeli çünkü hâlâ kaygı taşıyanlar var, ya kaygıyı da bıraksalar? 

Yer yer bunu da görüyoruz!

Bu millete yön gösterir, güven verirseniz Kartallı Kazımlar, Gördesli Makbuleler çıkar...

Göstermezseniz, aya dört şeritli yol yaptığına inandıracak düzenbazlar çıkar...