İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

06.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kulaklarıma inanamadım.

Bir dönemin Milli Eğitim Bakanı (MEB) ve AKP kurucusu Hüseyin Çelik dolmuş, taşmış: “Hangi birini söyleyelim?” diyerek başladı söze:

“Hanımefendi Galatasaray Üniversitesi’nde profesör olmuş. 35 yıl sonra diploma iptal etmek ne ya? İşletme Fakültesi’nin dekanı ve yönetimi onurlu bir tavır sergiledi ve ‘Böyle saçmalık olmaz’ dedi. Mensubu, öğretim üyesi, mezunu olduğum İstanbul Üniversitesi’nin böyle bir karara imza atmış olmasını, 1453’de kurulan Üniversite’ye yakıştıramıyorum. Yargı ve de üniversite gücün emrine girerse; üniversite saygınlığını, yargı adil olmayı kaybeder. Bu çok kötü bir şey. Burada bir yanlış varsa o işlemleri yapan üniversitenin suçudur. Ekrem İmamoğlu’nu veya o 28 kişiyi cezalandırarak vahim bir hata yapıyorsunuz. Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmasaydı bunlar olacak mıydı?Tabii ki olmayacaktı. Yapılan doğru değil. Mensup olduğum parti de yapsa doğru değil...”

İmamoğlu’nun diplomasının önce yırtılıp, ardından kendisinin de demir parmaklıklar ardına atıldığı ilk günden beri söyleniyordu: “AKP de de vicdanı kanayanlar var” diye.

Çıkıp ta bir durum muhasebesi yapan olmadığı için inanmıyordum...

Varan 1: Hüseyin Çelik. Kitabın tam ortasından konuştu.

Bu yüzleşmeye kendisini iten şey büyük ihtimal, İmamoğlu ile aynı okuldan gelmesiydi. Okul son kertede aile denli önemli bir aidiyet. Eski MEB’i, tarihi 1453’e dek uzanan bir kurum olan okulunun, göz gözü görmeyen bir hesaplaşmaya malzeme olmasına içerlemişti.

‘SİYASİ DAVA’ FARKI

Eski bakan başka koşullarda muhtemelen bunca açık ve net olmayabilirdi. Ama konuya damardan girdi ve- özetle- “İmamoğlu aday olmasaydı, bunlar olmayacaktı!” dedi.

Kısaca siyasi bir davayla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmiş oluyor Çelik... Aynı değerlendirmeyi, bir başka biçimde, Ertuğrul Özkök dün t24’teki yazısında ifade ediyor; “Bu bal gibi bir siyasi davadır” diyor.   

Özkök bu sonuca vaktiyle İstanbul Belediye Başkanı olan RTE’nın, birebir neredeyse aynı ithamlarla yargılandığı davaları, İmamoğlu davalarıyla karşılaştırarak varıyor. Özetle, “Zamanında dönemin İBB Başkanının evine 20 araba ile bir baskın, ardından da 4 günlük gözaltı yapılmadı. Benzer gerekçelerle o dönem Başkan hapse gönderilmedi. Gizli tanıklar yerine somut belgelere dayanan ve de doğal mecrasında ilerleyen davanın bitiminde İBB Başkanı beraat etti” diyen yazar şu şekilde nokta koyuyor: “Türk halkı ve dünya kamuoyu bunun siyasi bir karar olduğunu biliyor. Bu kararla Türk yargısının itibarına ağır darbe vuruldu.”

LE PEN’LE NEDEN FARKLI?

İmamoğlu davası sürekli olarak Fransa’da yolsuzluktan hüküm giyen, bu nedenle 2027 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığı engellenen Le Pen'in davası” ile karşılaştırılıyor. Alakası yok. Le Pen, siyasi değil ama siyasi sonuçları olan hukuki bir dava.

Konunun, öncelikle Macron’un rakibini tasviyesi veya bununla ilgili bir algı bağlantısı bulunmuyor.

Bu, Macron için son dönem. Bundan böyle aday olmayacak.

Le Pen’e yöneltilen suçlamalar beri taraftan çok köklü ve eski, Macron'un Élysée yıllarının çok öncesine uzanıyor...

Başka deyişle kişisel bir husumet, intikam ya da kan davası söz konusu değil. Le Pen, davanın sonuçlanması ve hüküm giymiş olmasına karşın -ki bu çok ayırt edici bir fark!- bugün hapiste değil. Daha önünde temyizi var. Temyizde kararın onaylanması halinde bile hapse girmeyecek. Dört yıllık hapis cezası, iki yıl elektronik kelepçeye indirgenecek.

Dava konusu suçlamalar, Avrupa Parlamentosu’nun (AP), Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik (RN) Partisine, AP’da görev yapan asistanları için tahsis ettiği 4 milyon Avroluk fonlarının, amaç dışı kullanımından kaynaklanıyor.

Le Pen ve yöneticileri, AP’a sahte fatura düzenlercesine beyan ettikleri hayali asistanlar adına kotardıkları “sahte kontratlarla”, AB kaynaklarınca fonlanmışlar, ardından bu fonları Fransa’da partinin iç siyasetinde kullanmışlar.

Yasadışı finansman, sahte beyan, sahte evrak/kontrat... ne isteseniz var.

Bunlar ayrıca gizli tanık duyumları değil, belgeli suçlar.

Buna karşın Le Pen ve şürekası: “Ama bu fonları biz kişisel çıkar ve zenginleşmek için kullanmadık. Partinin finansmanı için kullandık!” diyor.

Çizmenin 20. yüz yıl sonundaki ünlü  “Temiz Eller” furyasında birebir aynı argüman, İtalyan Sosyalist Partisi lideri Bettino Craxi tarafından-partisinin yasa dışı finansmanının meşru göstermek adına- öne sürülmüştü.

İşe yaramadı. İtalya’ da bir siyasi sınıfı yok eden “Temiz Eller” sonucunda Craxi, hapse girmemek için Tunus’a kaçtı ve ülkesine dönemedi. Yaşamını Tunus’ta yitirdi.

“Temiz Eller” siyasi değil, siyasi sonuçlar doğuran “hukukun üstünlüğü” ve “hukuk devleti” davaları olarak tarihe geçti.

“Siyasi dava” ile “hukukun üstünlüğü” davalarını ayırt etmek gerek.

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025