Amerikan Rüyasının Çöküşü: Diallo ve Floyd Cinayetleri - Prof. Dr. Suat GEZGİN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Amerikan Rüyasının Çöküşü: Diallo ve Floyd Cinayetleri - Prof. Dr. Suat GEZGİN

06.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yıl 1999. Yer Amerika Birleşik Devletleri. Daha iyi bir gelecek umuduyla, tüm sevdiklerini geride bırakarak Afrika Gine’den Birleşik Devletler’e gelen Afrikalı göçmen Amadou Diallo, dört polis memuru tarafından 41 kurşunla öldürüldü.

Öldürüldüğü 4 Şubat akşamı Diallo, işinden Bronx’taki evine dönmüş, evinin bulunduğu binanın önünde duruyordu. Sivil bir araçla devriye gezen dört polis memuru evine girmek üzere olan Diallo’yu gördü ve onu yalnızca siyahi olduğu için 41 kurşunla katletti. Tam 41 kurşun!

Polis memurlarının gözünde bir siyahi potansiyel suçluydu, Diallo’nun cebinden çıkarmaya çalıştığı cüzdan da bir silah olabilirdi. Öldürüldüğünde Diallo henüz 22 yaşındaydı. Üzerinde ne bir silah ne bir bıçak; hiçbir suç unsuru yoktu, yalnızca evine girmeye çalışan sıradan bir kişiydi.

Annesine, Gine’den ayrılırken Amerika’ya gidiyorum çünkü bilgisayar diploması almak istiyorum ve merak etme anne, seni gururlandıracağım” diyen Diallo, o akşam polisler tarafından vahşice katledildi.

İLK GÜNDEN ÖTEKİLEŞTİRME

Polis vahşetinin yaşandığı günün ertesi, farklı bir sabaha uyanmıştı Birleşik Devletler. Gazeteler, polis tarafından vahşice öldürülen bir göçmenden bahsediyordu. New York Post muhabiri Frankie Edozien’in 41 kurşun belgeselinde aktardığı gibi Medya ölenin kim olduğuyla ilgilenmiyordu. Ona şöyle diyorlardı: ‘sokak satıcısı’, fakir bir mahallede oturan siyahi’. Daha ilk günden tamamen ötekileştirilmişti.

Diallo’nun tek suçu(!) Afrikalı siyahi bir göçmen olmak mıydı? Polis için öyleydi, medya için öyleydi fakat halk gerçeğin farkındaydı ve aksini düşünüyordu: Diallo’nun ölümü Amerika Birleşik Devletleri’nde haftalarca sürecek ve binden fazla kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanacak ırkçılık ve polis şiddeti karşıtı eylemlere yol açtı.

Birleşik Devletler, Diallo’nun geleceği ve umuduyken mezarı olmuştu ve bu, ülkedeki ilk polis şiddeti olayı değildi, maalesef sonuncusu da olmadı.



Yıl 2020. Yer yine Amerika Birleşik Devletleri. Hikâye çok benzer. 46 yaşındaki Afro - Amerikan George Floyd, 25 Mayıs akşamı kelepçeli ve etkisiz halde olmasına rağmen Minneapolis polis memuru Derek Chauvin tarafından öldürüldü. Polis memuru tam 8 dakika 46 saniye boyunca Floyd’un boynuna bastırdı. Üstelik yaptığından hiç şüphe duymadan, büyük bir soğukkanlılıkla!

Ve Floyd haykırıyordu: tfen lütfen, nefes alamıyorum!”

25 Mayıs akşamı, Minneapolis’teki marketten bir paket sigara alan Floyd, dükkân çalışanı tarafından kendisine 20 dolarlık sahte bir banknot verdiği iddiasıyla polise ihbar edildi ve ihbar eden kişi şunları da ekledi: Müşteri kendini kontrol edemiyordu, sarhoş olabilir. Kısa bir süre sonra olay yerine gelen polisler köşeye park edilmiş bir arabada Floyd’u arkadaşlarıyla otururken buldu ve onu araçtan indirip etkisiz hale getirdikten sonra acımasızca öldürdü.

Ve şimdi tıpkı Diallo’nun cinayetinde olduğu gibi bugün Floyd için de Amerika Birleşik Devletleri’nde halk sokaklara döküldü; ırkçılığı ve polis şiddetini protesto ediyor.

Peki, Amadou Diallo cinayetinde ne olmuştu, biliyor musunuz? Dört polis memuru aylar süren davanın ardından SUÇSUZ bulunmuştu! Bu dev bir hayal kırıklığı ve Amerikan Rüyası”nın çöküşüydü!

KANLI TARİH

Tarihi Kızılderililere, siyahilere, göçmenlere, farklı cinsel yönelimi olan bireylere karşı ayrımcılıklarla ve baskılarla dolu olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ırkçılık kadim bir mesele. Amerika kıtasının keşfinden bu yana, bu topraklarda ırkçılık her daim kazandı; ırkçılar ödüllendirildi, hak ettikleri cezaları almadı; ırkçılık gerilimi, gerilim şiddeti tetikledi.

Howard Zinn, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi kitabında Kolomb’un gemi günlüğünden Arawak halkı için yazdığı bir cümleyi şöyle aktarıyor: Bize papağanlar, pamuk kozaları, mızraklar ve daha birçok şey getirip bunları cam boncuklar ve çıngıraklarla değiş tokuş ettiler. Sahip oldukları her şeyi değişmeye hazırlar. Gelişmiş ve sağlıklı vücutları, yakışıklı yüzleri var. Silahsızlar ve silahları tanımıyorlar. Onlara bir kılıç gösterdiğimde keskin kenarlarından acemice tutup kendilerini kestiler. Demir kullanmıyorlar. Mızraklarını kamıştan yapıyorlar. Bunlardan iyi köleler olabilir. Elli kişiyle bunların hepsine boyun eğdirebilir, istediklerimizi yaptırabiliriz.”

IRKÇILIK ZEHİRLİDİR

Beyazların üstünlüğüne inanan, köleliği yücelten düzenle kurulmuş bir devlet, kanlı tarihinden aldığı güçle 21. yüzyılda halen siyahileri hedef alabiliyor, tek umudu hayalindeki yaşama erişmek olan göçmenlere yönelik baskıya fütursuzca devam edebiliyor. Bu asla kabul edilemez.

Diallo ve Floyd cinayetleri, 1999’dan 2020’ye hastalıklı ırkçılık düşüncesinin değişmediğini ve polis şiddetinin son bulmadığını gösterse de şimdi adaletin yerini bulmasının tam zamanı!

George Floyd’u
öldüren Derek Chauvin ve olaya karışan diğer polisler en ağır cezayı almalılar. Çünkü ırkçılık zehirlidir, şiddet zehirlidir ve insan yaşamı her şeyin ama her şeyin üzerindedir!

PROF. DR. SUAT GEZGİN
Yeditepe Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Enstitüsü Müdürü


Yazarın Son Yazıları

Yeni bir tür: ‘Barrack-us’ - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

“Devletler arasındaki çıkarları uzlaştırma sanatı” olarak tarif edilen diplomasiyle ülkelerarası diyalogun yapılandırılmasında; bir devletin kimi, nereye, ne zaman gönderdiği son derece önemlidir.

Devamını Oku
15.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025