Olaylar Ve Görüşler

Büyük Menderes Ovası’na Saplanan Hançer: Aydın-Denizli Otoyolu!.. - Serdar KARSU

04 Mart 2021 Perşembe

Şu Dalmadan geçtin mi

Soğuk sular içtin mi

Efelerin içinde

Yörük Aliyi seçtin mi…

 

Aydın Dağı’n oydular

Çalıya da martin koydular

Yörük Alinin ismini

Hazreti Ali koydular…


Kurtuluş Savaşı’nda Aydın bölgesinin Milli Mücadele kahramanı, Efelerin Efesi” Yörük Ali Efe için halkımızın yaktığı, Ruhi Sunun gür sesinde yankılanan unutulmaz türküden bir bölüm...

Emperyalist saldırganlara karşı, bölgedeki gençleri (kızanları) etrafında toplayıp zulme/kıyıma başkaldıran Yiğit Efe”ye ve kızanlarına selam olsun!.. Efenin kızanlarından biri olan (İstiklal Savaşı madalyalı) dedem Mustafa Posacı’yı da anarak... Işıkları aydınlatmaktadır!..

Gelelim günümüze... Ortalık toz duman: Boğaziçi direnişi... Yeni Kuruluş (!) Anayasası... Covid salgını... Ekonomik kriz...Yargının hali... Devam eden peşkeşler..Gazetecilere saldırılar... Fikirlerinden dolayı soruşturmaya/tutukluluğa uğrayanlar... Saymakla bitmez!..

JESLERİN YAKICI ETKİSİ

Bir de toz duman arasında, dur durak bilemeyen doğa kıyımları... Sevgili Kamil Masaracı’nın çizgilerinde, İğneada Longoz Ormanları için vurgulandığı gibi: Bu eşsiz ekosistem(ler) yok olacak...      

Egeden bir halk tekerlemesi: Aydın’ın ovalarından bal, dağlarından yağ akar!.. Dünya birincisi inciri baldı... Dağlarındaki zeytininin suyu ise sağlık kaynağı yağ!.. Taa ki güzelim ovalara acımasızca ve doymaz kâr hırsıyla kondurulan dev jeotermal santrallar Aydın’ın nefesini daraltana dek... JESlerin bacalarından hidrojen sülfür, etraflarına zehir etkisi akmakta!.. Ne eski incirler ne de eski zeytin hasatları... Aydın Ovası’nın/dağlarının doğal dengesini bozdular. JES gazlarının sera etkisi sıcaklığıyla insanını/doğasını bunalttılar... Yetmezmiş gibi, Manisa ovalarında da JES inşaatlarına başladılar…

Dinar Dağları’ndan doğan, Denizli ovalarını aştıktan sonra Aydın Ovası’ndan Söke Ovası’na, doğudan batıya kıvrım kıvrım süzülerek akan, Dilek Yarımadası’nın (milli parkın) güney tarafında deltasıyla denize kavuşan, geçtiği ovalara suyuyla/taşıdığı alüvyonlarla yaşam katan, tarımsal üretim/geçim sağlayan, uygarlıklar oluşturan Büyük Menderes Nehri!..

Ülkenin toz duman gündemi arasında, geçenlerde gazetelere acı bir haber daha düştü: Büyük Menderes Ovası üzerinde planlanan Aydın-Denizli Otoyoluna YİP (yap-işlet-devret) yöntemiyle başlanıyor…

İlgili Bakan’ın basında çıkan açıklamasına göre; tam, 1 milyar 549 milyon Euro  toplam bedelle... Devlet garantili, faizli dış borç para ile... Euro bazında %26,5 faiz ödemesiyle... 17 yıllık işletme süresi boyunca, araç geçiş garantisiyle... 

ACIMASIZ KIYIM

İhaleyi alanın ödeme, geçiş garantisi, (yüksek!) finansman faizi vb risklerinin baştan karşılandığı bir YİP Projesi. Diğer KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) proje kurguları gibi; toplumun geleceğini borç yükümlülüğü altına alan...

Bir karşılaştırma notu olarak:  Aylardır kamuoyuna konu olan S-400 hava savunma sistemleri için Rusya’ya ödenen 2,5 milyar dolar.. Amerika’nın vermediği  F-35’ler için ödenen 1,25 milyar dolar.. Aydın-Denizli otoyolunun toplam maliyeti ise  (kamulaştırmalarla birlikte) 2 milyar dolar!..   

Aydın çıkışından Denizli’ye doğru, Büyük Menderes Ovası boyunca.. Sonrada, Pamukkale Ovasından Denizli’nin güzelim Honaz’ına kadar,  (yurt savunması, olağanüstü durum  gibi ivedi durumlar için geçerli olan!)  ‘Acele Kamulaştırma’yla... Aydın’ın 9 ilçesinde bulunan 47 köy ve  Denizli’nin 5 ilçesinde bulunan 27 köy olmak üzere,  Aydın-Denizli arasında, toplam 74 yerleşim yerinin topraklarında kamulaştırmayla!.. 

Eşsiz bir doğanın, özgün bir coğrafyanın, her yanı tarihsel kalıntılarla dolu kültürel mirasların acımasız kıyımıyla!..

25 DAKİKA İÇİN DEĞER Mİ?

Aydın-Denizli arasındaki bölünmüş karayolu 125 kmdir. Gidiş süresi, 1 saat 40 dakika. Yapımına başlanan Aydın-Denizli Otoyolu ise 140 kilometrelik gövde yolu ve 23 kilometrelik bağlantı yollarıyla 163 km. olacakmış. Otoyolda 19 köprülü kavşak, 19 viyadük ve 5 hizmet tesisi inşa edilecekmiş. Ulaştırma Bakanı’nın açıklamasına göre Aydın-Denizli arası, bu otoyolla 1 saat 15 dakikaya düşecekmiş.

İşlevdeki karayolundan daha uzun bir otoyol yapımının ve yalnızca (sözde) 25 dakikalık bir yolculuk kısaltmasının, (maddi yükünün yanı sıra) bölgenin eşsiz doğasına, bölge halkına çıkaracağı bedel nedir, hesaplandı mı? Doğru düzgün ÇED değerlendirmeleri yapıldı mı?  Bölge halkına soruldu mu? Bunlar olsaydı, bu proje zaten olmazdı!..

Aydın-Denizli arasındaki yol, yıllardır orada... Zaman içinde genişletildi,  bölünmüş yol haline getirildi. Trafik tıkanmaz, akar. (Çok gereksinim varsa bir şerit daha eklenir, yola parelel konumda olan demiryolunun taşıma yeterliliği/hızı artırılır.) Karayolu, doğu-batı doğrultusunda uzanan Menderes Ovası’nın kuzeyindeki Aydın Dağları tarafındadır, ovanın doğal dengesine dokunmaz. Planlanan otoyol projesi ise ovanın güney tarafındadır, Büyük Menderes Nehrine bazen parelel, bazen de nehirle kesişen konumdadır.

Ovanın alüvyonlu toprağı üzerine, dağ eteklerine, bir sürü köprü ve viyadüklerle kondurulacak bir azman otoyol, bir yandan yükseltisiyle ovaya set çekip doğal döngüyü boğarken, bir yandan da binlerce dönüm verimli/sulak tarım arazisini yok edecektir!..

Aydın-Denizli Otoyolu, geçeceği verimli toprakların yaşamına saplanan bir hançerdir! Dev bir otoyol, kadim Büyük Menderes Ovası’nın üzerine çökecektir!..

OVA AĞIR SALDIRIYA UĞRAYACAK

Madran Dağları eteklerindeki (taş evlerden oluşan, yüzyılların kültürünü barındıran) Dalama, Alamut, Karahayıt gibi pek çok yerleşim yeri, ovadan koparılacaktır... Yenipazar’daki Yörük Ali Efe Evi/Müzesi’ne teğet geçen bir otoyol!.. Sapağını da, alay edercesine ‘Yörük Ali’ diye isimlendirmişler...

Otoyolun yapımı sırasında, Büyük Menderes Ovası yerle bir edilecektir, tozduman olacaktır...

Dağlardaki uçsuz bucaksız zeytinliklerde açılacak taş ocaklarına ne demeli!.. 

Büyük Menderes Nehrinin, ovalarının yüzyıllardır çevrelerine sunduğu doğal/dingin yaşam, tarımsal emek/geçim döngüsü ve tarihsel/kültürel varsıllıklar, yandaşlara peşkeş (kıyak!) adına ağır saldırıya uğrayacaktır…

Kamulaştırmayla birkaç kuruş alacakları için ellerini ovuşturanlara, ‘ilçe geçişlerinde artık kırmızı ışıkta beklemeyeceğiz’ diyenlere,  Çevre/Doğa/Kültür kıyımlarını göremeyip de ‘otoyola değil, ihale yöntemine karşıyız’ diyenlere de; 167 yıl öncesinden,  Kızılderili Şefi Seattle’ın işgalci beyaz adamlara yazdığı mektuptan seslenelim:

Gökyüzünü ve toprağın sıcaklığını nasıl satın alabilir ya da satabilirsiniz?..

Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır.

Dereler ve nehirlerden akan, parıldayan sular, sadece su değil, atalarımızın kanlarıdır...

Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.
Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak!..

Gün gelir, bugünler de geçer.. Ülkemiz ve Aydın ili, yine Cumhuriyet aydınlığına kavuşur. Ancak yitirilen doğa geri gelmez!.. Öyleyse, haydi Aydınlılar! Yörük Ali’nin günümüz kızanları.. Kıpırdayın!.. Bölgenize sokulan hançere karşı ses yükseltin!.. İnsan/ Doğa/Çevre Hakları ve Özgürlüğü vurgulayan demokratik hak mücadelesiyle!...

SERDAR KARSU

ELEKTRİK MÜHENDİSİ (İTÜ)

Yararlanılan kaynaklar:

1) Ulaştırma Bakanı’nın TBMM Plan Bütçe Komisyonundaki açıklaması için: Çiğdem Toker yazısı  

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/cigdem-toker/yap-islet-devret-tarihinde-bir-ilk-6139868/

2) Aydın-Denizli Otoyol Güzerhanı için: Nihai ÇED raporu 2017

http://eced.csb.gov.tr/ced/jsp/dosya/dosyaGoster.htm?tempAd=signature_file2450978926843139408.imz&orjinalAd=4937_Nihai_CED_Raporu.pdf&yuklemeTarihi=2017-02-02



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları