Kafkaslarda Yeni Dönem - İlker BAŞBUĞ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kafkaslarda Yeni Dönem - İlker BAŞBUĞ

11.12.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tarihsel ilişki, bir millet”, iki devlet” olarak tanımlanan ve kabul edilen bir ilişkidir. Hatırlanacağı gibi 13 Nisan 1991’de Karabağ’da Ermenistan ile Azerbaycan arasında çatışmalar başlamış ve Ermenistan 1992 yılında Rusların da desteğiyle bütün Karabağ’ı işgal etmişti. İşgal edilen Azerbaycan toprakları neredeyse Azerbaycan’ın beşte biriydi.

1991’de başlayan işgal sürecinde 20 bin Azerbaycanlı şehit olurken, sivillere yönelik saldırılar sonucunda mülteci ve göçmen sayısı da bir buçuk milyonu aşmıştı.

Ermenistan 29 yıl önce işgal ettiği Karabağ topraklarını genişletmek üzere, 27 Eylül 2020 günü Azerbaycan topraklarına tekrar saldırdı.

KOŞULSUZ DESTEK

Ermenistan hangi düşünce, hesaplarla ve neden Eylül 2020’de böyle bir saldırıyı başlattı?

Bu soruya net bir cevap hâlâ verilemedi.

Geçen bu 29 yıl süresince, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin büyük desteği ve yardımlarıyla gerçek bir ordu niteliklerine sahip oldu. Ermenistan’ın bu büyük farkı görememesi bile inanılmaz bir durum.

44 gün süren Karabağ savaşı sonrasında, Azerbaycan ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri büyük bir zafer kazandı. İşgal altında bulunan Fuzuli, Cebrail, Zengilan, Gubadlı, Şusa ve Hadrut kasabaları Ermeni işgalinden kurtarıldı. Dağlık Karabağ’ın çevresinde bulunan, üç bölgenin; Ağdam, Kelbeçer ve Laçin’in Azerbaycan kontrolüne geçmesiyle bölgede yeni bir dönem başlamış oldu.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 44 gün süren savaşta 2 bin 783 Azerbaycan askeri şehit oldu.

Savaşın 44. gününde 10 Kasım 2020’de Rusya savaşa son veren taraflar arasında bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasında ağırlığını koydu.

Türkiye bu savaşta koşulsuz olarak Azerbaycan’ın yanında yer aldı. Bundan daha doğal bir şey de olamazdı.

23 Ekim 2020 günü devam etmekte olan savaş hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştık:

Rusya, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında sonucu etkileyecek en güçlü devlettir. Reel politik/gerçekçilik bunu bize göstermektedir. Dolayısıyla, Rusya’nın bu sorundaki durumu ve etkisi dikkate alınmak zorundadır.”

KAZANAN ÜÇ ÜLKE

Sayın Alev Coşkun’un belirttiği gibi Karabağ askeri operasyonunda kesin olarak kazanan üç ülke; Azerbaycan, Rusya ve Türkiye’dir.

Azerbaycan 29 yıl önce kaybettiği işgal edilmiş topraklarını geri almıştır. Bu çok önemli bir sonuçtur. Azerbaycan ordusunun bu başarısı Azerbaycan Devleti ve halkının özgüvenini artırmıştır.

Rusya, son anlaşma ile bölgenin siyasi, ekonomik ve askeri denetimini artan bir şekilde eline geçirmiştir.

Bölgeye Rus barış gücü askeri yerleşmeye başlamıştır.

Türkiye için en önemli olan husus ise kardeş Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarına tekrar sahip olmasıdır.

EN DOĞAL İSTEĞİMİZ

Rusya ve Türkiye Savunma Bakanları tarafından imzalanan anlaşmaya göre, Türkiye denetim merkezi içinde yer alacaktır.

2008-2010 yılları arasında, Genelkurmay Başkanı iken, kardeş Azerbaycan yetkilileri ile yaptığımız bütün görüşmelerde, bir gün, bugün elde edilen bu başarıların, nasıl gerçekleşeceğini değerlendirdik. Bir gün bunların mutlaka gerçekleşeceğine olan inancımız tamdı.

En çok arz ettiğimiz hususlardan birisi ise Türkiye ve Azerbaycan’ın karayolu ile kesintisiz olarak bağlanabilmesiydi. Bu noktayı, harita üzerinden konuşurken bile heyecanlanırdık. Bir millet” ve iki devlet”in bundan daha doğal nasıl bir isteği olabilirdi?

Bugün Türkiye ve Azerbaycan arasında Iğdır’dan başlayıp Bakû’ya ulaşan karayolu yaklaşık 927 kilometredir.

TÜRK KAPISI

10 Kasım 2020’de taraflar arasında imzalanan anlaşmaya göre Nahçıvan ile Azerbaycan’ın batı illeri arasında bir ulaşım koridoru açılacaktır. Yeni açılacak bu karayolu ile mesafe 650 kilometreye inecektir. Mesafe elbette önemlidir. Ama asıl önemli olan husus, bu 650 kilometrelik yolun, iki kardeş devletin topraklarından geçecek olmasıdır. Bunun manevi değeri her şeyden önemlidir.

Mustafa Kemal Atatürk, Nahçıvan’ı 1921 yılında Türk Kapısı” olarak isimlendirmiştir.

ATATÜRK’ÜN ÖNGÖRÜSÜ

Bilindiği gibi Nahçıvan’ın statüsü 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması ile belirlenmiştir. Bu antlaşma ile Nahçıvan’ın, Azerbaycan’ın koruyuculuğunda özerk bir bölge olması kararlaştırılmıştır. Sovyetler Birliği ile Türkiye, Nahçıvan’ın garantör ülkeleri olmuştur.

Moskova Antlaşması için Sovyetler Birliği’ne gidecek TBMM Heyeti Başkanı Yusuf Kemal (Tenginşenk) Bey’e Mustafa Kemal Paşa şunu söylemiştir:

“Nahçıvan Türk Kapısı’dır. Bu hususu dikkate alarak elinizden geleni yapınız.”

Günümüzdeki Türkiye-İran sınırına son şekil de Atatürk döneminde verilmiştir. 23 Ocak 1932 antlaşmasının ardından, 27 Mayıs 1937’de imzalanan bir antlaşmayla, Ağrı Dağı, tümüyle, Küçük Ağrı dahil Türkiye’ye bırakılmıştır. Karşılığında ise Van’ın Kotur bölgesinden bir kısım arazi İran’a verilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu gerçekleştirdikleri onun ileri görüşlüğünün, yani vizyonerliğinin inanılmaz örnekleridir.

Onun için Atatürk ölümsüzdür. Türkiye’nin ebedi lideri, başkomutanıdır.

Atatürk’ün 1921 yılında attığı adımlar, tohumlar, neredeyse 100 yıl sonra bugün sonuçlarını veriyor.

Atatürk’ün Türk Kapısı” olarak isimlendirdiği, iki kardeş ülkeyi, Türkiye ve Azerbaycan’ı kesintisiz olarak birbirine bağlayacak karayolu yakında açılacak.

Bunu görmekten daha mutlu ne olabilir ki?

İLKER BAŞBUĞ
26'NCI GENELKURMAY BAŞKANI 

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025