Suriye’de çözüme doğru - Ahmet YAVUZ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Suriye’de çözüme doğru - Ahmet YAVUZ

07.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bunca yaşanandan sonra kısa vadede Suriye yeniden iç barışını sağlayabilir mi? Bu mümkün olursa nasıl bir yapılanma içinde gerçekleşebilir?

Bu iki soru hayati önemde. Zira yanıtları henüz tam olarak verilemiyor. Bunun olabilmesinin önemli ölçüde Türkiye’nin politika değiştirmesine bağlı olduğunu ileri sürmek abartılı olmaz. Bu önermeye itirazları duyar gibi oluyorum... Haksız da sayılmazlar. Buna rağmen Türkiye’nin tutumunun belirleyici özelliğine vurgu yapabilirim.

NEDENLER

Suriye’de barışı en çok Rejim istiyor. İran da ister ancak şartları vardır. Rusya ister çünkü bütünlüğünü sağlamış bir Suriye onun için her açıdan önemli ve önceliklidir. AB’nin karşı çıkması beklenmemelidir. En azından kamuoyları ister. Arap ülkelerinin politika değişikliği yaptığı biliniyor. Diplomatik ilişkiler, açılan temsilcilikler bunun işareti olarak görülebilir. Mart 2022’de yapılacak Arap Birliği zirvesi esnasında bunu daha net görmek mümkün.(1)

ABD henüz hedeflerine tam olarak ulaşamadığı için istemez gibi duruyor. Ancak son dönemde Rusya ile sürdürdüğü görüşmelerden farklı bir arayış içine girdiği sonucu tam olarak çıkarılamasa bile farklı bir tavır sergilemesinin mümkün olduğu anlaşılıyor.

GERİLEYEN GÜÇ ABD

Üstelik ABD’nin stratejik olarak Çin’i, hem stratejik hem de operatif olarak Rusya’yı öncelemesi Suriye konusunda farklı bir adım atmasını gerekli kılabilir. Dünyanın tek kutuplu yapıdan yeniden iki kutuplu hale dönüşmekte olması, görece gerileyen ABD’nin önümüzdeki süreçte daha çok iç sorunlarına odaklanmasını kaçınılmaz kılmaktadır.(2) Bu durumun Suriye’yi ayrıntı haline getirmesi yadırganmaz. 

Öte yandan üç emekli Amerikan generalinin 2024’teki ABD başkanlık seçimleriyle bağlantılı olarak devletin iç savaşa hazırlıklı olmasını öneren makale yazmaları bu bağlamda önem arz etmektedir.(3) 

Esasında Afganistan’dan çekilmesi gücünün azaldığını göstermekle beraber esas olarak kendisine duyulan güveni de sarsmıştır. Bu sarsıntı günümüzde en çok Suriye’de ve oradaki ortağı PYD/PKK üzerinde kendini hissettirmiştir.(4) 

Bu şartlarda Türkiye’nin tutumu çok belirleyici hale gelmiştir. Üstelik bu tercih Türkiye için hayati önemdedir. İçerdeki sığınmacı baskısı öyle bir hale gelmiştir ki soruna duyarsız kalan her kesimi etkilemeye hatta sallamaya adaydır. Mevcut halin sorumlusu AKP iktidarıdır ancak konunun yakıcılığının farkında değilmiş gibi davranan kimi muhalefet partilerini de sarsacak boyuttadır. Yaşanan ekonomik krizin önemli etkenlerinden de biridir. 100 milyar dolara varan harcamalardan bahsedilmektedir. 

SIĞINMACI SORUNUNUN YAKICILIĞI ARTIYOR

Suriyeli sığınmacı meselesi ekonomik, sosyal boyutuyla yakıcıdır. Bununla birlikte terörle mücadele konusuyla da çok yönlü bağlantı içindedir. En önemlisi, Suriye çözümsüz kaldığı sürece ülke içinde ve Irak kuzeyinde özellikle İHA/SİHA’lar sayesinde sahada başarıyla yürütülen terörle mücadelenin değerinden kaybedeceği aşikârdır. Zira PKK’nin stratejik önceliği Suriye’dedir. Bu öncelik Türkiye için de olmak durumundadır.  

Eğer Türkiye isterse Suriye’de barışa ulaşılabilir. Üstelik kuvvetli bir irade süreci beklenenden daha hızlı bir şekilde sonuca ulaştırabilir.

Son dönemde basına yansıyan taraflar arası temas trafiği, bu sonucu tetikleyecek bir gelişmenin yaşanabileceğini göstermektedir. 

SAHADA DURUM

Esad, ülkesinin genişçe bir bölümüne yeniden egemen olmuştur. 

Fırat’ın doğusunda ABD himayesindeki PYD’nin özellikle ABD’nin Afganistan’ı terkinden sonra farklı bir arayışa girdiği bilinmektedir. Rusya ve Suriye rejimi onlar için yeni çözüm ortağı olarak öne çıkmıştır. 

Fırat’ın batısına gelince... Gücünü Türkiye’den alan Suriye Milli Ordusu ve etkisindeki kesim barışa yanaşırsa Fırat’ın batısında sadece İdlib sorunu kalacaktır. Astana ve Soçi’de öngörüldüğü ve taahhüt edildiği gibi M-5 karayolundan sonra M-4 de trafiğe açılırsa fazla uzun sürmeden İdlib de hal yoluna konulur. Zaten bu bölgede ABD de El Kaide liderlerine etkili operasyonlar yapmaktadır. Üstelik bu bölgeye yapılan BM yardımları Türkiye’den gitmektedir. Rejimin ve Rusya’nın doğrudan, Türkiye’nin dolaylı katkılarıyla sorun adım adım çözülür. Son birkaç gündür sahada yaşananlar da örtük bir uzlaşının varlığına işaret etmektedir.

SONUÇ 

Türkiye’nin politika değiştirmesi, işin doğası gereği Fırat’ın doğusu üzerinde basınç oluşturur.

Üniter bir Suriye artık ufukta görünmüyor...

Büyük olasılıkla üç parçalı bir Suriye’ye hazır olmalıyız. Merkez, kuzeybatı ve Fırat’ın doğusu... Bunun nasıl şekilleneceğini yaşayarak göreceğiz. Ancak Türkiye’nin önceliği, güvenlik konularında muhatabının Suriye merkezi devletinin olması ve o ordunun askerlerinin ortak sınırda nöbet beklemesi olmalıdır. 

AHMET YAVUZ


(1) Sedat Ergin, Hürriyet, 31 Aralık 2021.

(2) Nejat Eslen, Veryansintv.com, 26 Aralık 2021. 

(3) Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet, 27 Aralık 2021. 

(4) Serhat Erkmen, fikirturu.com, 28 Aralık 2021. 

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025