Öner Yağcı

Eğitimin öznesi insan ve öğretmen

22 Ekim 2022 Cumartesi

İnsanlık, “Yeni Dünya Düzeni”, “küreselleşme”, “sınırların ortadan kalktığı bir dünya” gibi büyüleyen, yanıltıcı, aldatmacı kavramlarla anlatılan bir yaşama biçiminde yaşatılıyor.  

Bu yaşama biçiminde halk “pazar”, yurttaş  “müşteri” oluyor.

“Ulus devletler bitti” yaygarasıyla ulusların yerini şirketler alıyor. 

Bu yaşama biçiminde her şey “meta”ya, herkes “tüketici”ye, yaşama felsefesi “Tüketiyorum öyleyse varım”a dönüştürülüyor. 

İNSAN TÜKENİRKEN

“Tüketim toplumu” kurulurken “tüketim için yaşamak” insanlığın etik değerlerini yerle bir ederken insanlık bir ideolojik tutsaklık altına alınıyor.

“Sanayi ötesi bilgi toplumu”, “gösteri toplumu”, “yeni bir yaşama biçimi” olarak sunulan düzen, “ideolojilerin çöktüğü” yanılsamasıyla zorbalık, düşmanlık, parçalayıcılık ideolojisini egemen kılıyor. 

Teknolojinin yaşamın her alanında -bilgisayar, uzay, genetik, lazer...-, özellikle iletişim alanındaki olağanüstü gelişmesi bu egemen ideolojinin kök salmasını kolaylaştırıyor.

Bu egemenlik dünyanın her yanında dinci, ırkçı, mezhepçi, tarikatçı, ayrılıkçı güçleri besliyor ve insanlığı büyük bir kargaşaya itiyor. 

Silahlı çatışmalarda, savaşlarda ölenler, işsizlik, enflasyon, yoksulluk, çeteleşme, uyuşturucu kullanımı, göçler, bağnazlık egemen ideolojinin insanlığa hediyesi... 

EĞİTİMLE ÖZGÜRLEŞME

Yeni Dünya Düzeni’nde yaşamımız “Amerikan yaşam biçimi”ne dönüştürülüyor. 

Korkutmaya, sömürüye, yalana, adaletsizliğe, zorbalığa uygun bir yaşama biçimi ve eğitim politikası gündeme getiriliyor ve bu politikanın resmi adı “Türk-İslam Sentezi” oluyor. 

Bu ideoloji, dinci, ırkçı, gerici, şoven ögeleriyle geleceğimizi kuşatıyor.

Toplumumuzun sürekliliğini sağlayan eğitimimizdeki uygulamalar, var olan düzene uygun insanların nasıl yetiştirileceğini belirleyen politikalardır ve sonuç karşımıza yeteneği olana değil parası olana dayalı bir eğitim çıkarıyor.

İnsanın özgürleşme yolunda ilk adımlarını attığı eğitimin temel öznesi insan ve öğretmendir.

Öğretmen, düzenin toplumsal, ekonomik, teknolojik, politik baskısının altında nasıl yalnızlığını yenecek, kendini geliştirecek, saygınlığını artıracak, özgürleşecek, özgürleştirecek?

Sorunun yanıtını eğitimin gerçek sahibi öğretmenler arıyor.

ÖĞRETMENLERİN ARADIĞI

İşte öğretmenlerin arayışına yol gösterici birkaç yeni örnek:

Bir eşitlikçi toplum ütopyası olan Köy Enstitülerinin mimarı İsmail Hakkı Tonguç’un, “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkelerini en temiz bir şekilde kişiliğinde şekillendiren demokrasi ülküsünün soylu temsilcisi... gönenç ve mutluluk sağlayan devlet aracılığı ile insanlığı içine düştüğü yoksulluk bataklığından kurtarmaya var gücüyle uğraşan cumhuriyetçi bir kahraman” dediği Pestalozzi’yi anlattığı Pestalozzi Çocuklar Köyü (Cumhuriyet Kitapları). 

Tonguç’un yakın dava arkadaşı, Göl ve Arifiye Köy Enstitülerinin Müdürü Süleyman Edip Balkır, torunu Bengü Balkır Mısırlıoğlu’nun hazırladığı yaşamıyla bugüne de ışık tutuyor: Eski Bir Öğretmenin Anıları 1908-1940 (İş Bankası Kültür).

İleri Köy Peşinde/ Fatsa 1965-1968 (Literatür), ilkokul öğretmeni iken ilk köy gazetesi İleri Köy’ü çıkaran Zeki Sarıhan’ın anıları.

Eğitimin önemine dikkat çeken çağdaş eğitimcilerimizin (Ayşe Yüksel, Mine Göğüş Tan, Feyziye Sayılan, Hasan Aydın, Niyazi Altunya, Mustafa Altıntaş, İsmail Güven, Kemal Kocabaş, Lokman Çilingir, Ayhan Ural, R. Nazlı Somel, Yasemin Esen, Zeki Sarıhan, Ahmet Yıldız) laik ve bilimsel eğitim arayışı, özgün bir yapıt olarak tarihe not düşüyor: Cumhuriyet ve Çağdaş Eğitim (Haz. Ahmet Yıldız, ÇYDD-Cumhuriyet Kitapları)...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024
Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları