Devlet ile din arasında ilişki biçimleri
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Devlet ile din arasında ilişki biçimleri

25.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

22 Temmuz 2025 tarihli yazımda tanıtmaya çalıştığım Sadri Maksudi Arsal’ın 1940 yılında ilk iki basımı Maarif Vekâleti tarafından yapılan ve üçüncü basımı Cumhuriyet Yayınları tarafından yayımlanan Teokratik Devlet ve Laik Devlet1 adlı kitabından bir alıntı (Devlet ile Din Arasında İlişki Biçimleri) yapıp bugünkü yazım olarak okumanıza sunuyorum.

Image

[Milletlerin tarihi, din ve dini teşkilatın devlet yaşamında oynadığı rol bakımından incelendiği zaman, devlet ile din arasındaki ilişkinin aşağıdaki üç biçimden birini aldığı görülür:

1- Din ve dini teşkilat, devletin üstünde bir kurumdur. Devlet, tabidir. Siyasal egemenlik, dini teşkilatın başında bulunan din adamlarına aittir. Bütün yüksek yönetim kurumlarının başında din adamları bulunur. Siyasal ve toplumsal yaşamın her alanında dini esaslar egemendir. Bütün hukuk kuralları dine dayalıdır.

Burada devlet dini teşkilattan, hukuk dinden ayrılmış değildir, bu gibi devletlere “teokratik devlet” ya da “teokrasi” adını veriyorlar. Uygarlık tarihinde bu biçimde tam ve katkısız teokrasiler pek nadirdir.

2- Devlet, dini teşkilatın üstündedir. Dini teşkilat ve din uleması devlet otoritesine tabidir. Siyasal egemenlik, dünyevi devlet adamlarının elindedir. Bununla birlikte, devlet ile din arasında sıkı bir ilişki vardır.

Din, devletten ayrılmış değildir. Devlet, belirli bir din ya da dinleri “devlet dini” sayar. O din ya da dinlerin teşkilatına ayrıcalık tanır. Diğer dinleri ya büsbütün yasaklar ya da onlara bağlı olanların din alanındaki özgürlüklerini çeşitli biçimlerde sınırlar. Devlet dini sayılan dinlerin teşkilatı da devletin nüfuz ve denetimi altındadır. Devlet çeşitli biçimlerde dini teşkilata etki eder ya da etmeye çalışır.

Ancak devlet içinde din ulemasının hüküm ve nüfuzu büyüktür. Devlet ileri gelenleri, bütün devlet işlerinde onların görüşlerine uygun hareket etmeye, önemli girişimlerde onların onamasını (tasvibini) sağlamaya zorunludur. Bu tür devletlerde dini teşkilat ile devlet teşkilatı, birbirinden ayrı kurumlar olmakla birlikte, birbirini tutan, karşılıklı olarak biri diğerine dayanan kurumlardır. Bu gibi devletlere “yarı teokrasi” diyebiliriz.

Tarihi büyük devletlerin çoğu, yarı teokrasiydi. Bu tür devletlerde dini reislerin devlet işlerine etkisi ve toplumsal yaşamdaki nüfuzları çok büyük olduğu zaman, bu yarı teokrasilere de bazen teokrasi denilmektedir.

3- Devlet ile din birbirinden tamamen ayrılmıştır. Bu iki kurum arasında bir ilişki yoktur. Devlet içinde vicdan ve din özgürlüğü egemendir.

Herkes istediği dini kabul edebilir. Aynı dinden olanlar, aralarında dini dernekler kurabilir, dini işlerini düzenlemek üzere istedikleri biçimde teşkilat oluşturabilirler. Ancak bütün bu kurumlar tamamıyla özel mahiyettedir; devlet açısından bunların dünyevi amaçlar güden diğer derneklerden farkı yoktur. Dini derneklerin yürütülmesi ve etkinlikleri, diğer derneklerin tabi olduğu hükümlere bağlıdır.

Devlet, genel adap ve ahlak, hukuki düzen ya da güvenlik bakımından zararlı görmedikçe hiçbir dini yasaklamadığı gibi, hiçbir dini de özel olarak himaye etmez. Devlet dinlere karşı tamamıyla yansızdır ve zaten devlet olarak dinlerin üstünde ve dışındadır. Bu tür devletlere bugün “laik devlet” adını veriyorlar. Laik devlet, son yüzyıllarda Avrupa’da oluşan kamu hukuku anlayışlarının gelişmesi ürünüdür.

Vicdan özgürlüğü, bir kimsenin belirli bir dine mensup olduğu için herhangi bir cezayla karşılaşmaması demek olduğu gibi; aynı zamanda akidelerini kabul etmediği bir dine mensupmuş gibi davranmaya ve mensup olduğunu kanıtlayacak hareketleri yapmaya zorlanmamasıdır. Özetle, vicdana aykırı hareketlerde bulunmamak özgürlüğüdür. Yoksa şu veya bu dine inanmak özgürlüğü değildir; çünkü bu anlamda vicdan özgürlüğüne, akideleri için işkencelere tabi tutulan şehitler bile sahiptir.

Din özgürlüğü ise bir kimsenin, mensubu olduğu dinin, ayin, tören ve ibadet gibi dış görüntüler alanında sahip olduğu özgürlüktür. Din özgürlüğünün egemen olduğu bir ülkede her dinin mensupları, sadece özel hanelerinde değil, tapınak ve meydan gibi yerlerde de toplanarak, aleni olarak dini ibadet, ayin ve tören yapma hakkına da sahiptirler.]

---

1 Günümüz diline uyarlayan: Mustafa Pultar: Yayına hazırlayan: Gönül Pultar. S. 15

İlgili Konular: #devlet

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025