Devlet neden müteahhit kullanır?
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Devlet neden müteahhit kullanır?

06.08.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Aklı başında, gerçekçi bir kafa bu basit soruyu şöyle yanıtlar: “Müteahhitler yapılacak işi daha ucuza yaptığı, yapacağı için!” Devlet bir köprü yapımı için belli bir muhammen bedel saptar sonra açık indirimli (açık artırmalı değil) bir ihale açar. İşin bilinen yöntemi budur. “Muhammen bedel” ne demektir? “Muhammen bedel, en yalın haliyle ‘tahmin edilen’ ya da ‘oranlanan’ anlamlarına gelir. Bu terim, ihale yolu ile satışı planlanan bir taşınmaz ya da taşınır malın, piyasa koşullarına göre bilirkişi tarafından tayin edilmiş piyasa değerini ifade eder.” Ama AKP iktidarının bir işi en ucuza yaptırmamak gibi bir saplantısı var. Ne de olsa itibardan tasarruf olmaz!

O zaman bir soru: “İtibar nedir?” “İtibar, başkalarının bizim hakkımızda sahip olduğu düşüncelerin tamamıdır. Bu kavramın kurumlar içinde tanımlanmış bir anlamı vardır. Kurumsal itibar ise bir kurumun çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı halkın gözündeki algısı olarak ifade edilir.”

İnternette gördüm, Prof. Dr. Müge Özcan, “İtibardan tasarruf olmaz da ne demek yahu” diye sorduktan sonra, sorduğu soruyu şöyle yanıtlıyor: “İtibar parayla, gösterişle kazanılmaz. İtibar kişinin iyiliği, dürüstlüğü, saygısı, söylediğiyle yaptığının uyumlu olmasıyla kazanılır. ‘Benden bir dilek dile’ diyen dünya imparatoruna fıçıda yaşayan Diyojen’in ‘Gölge etme, başka ihsan istemem’ diyebilmesindedir itibar. Elbisesini yamayıp tertemiz giyen peygamberimizdedir. Tüyü bitmemiş yetimin parasıyla kendine 6 bin metrekarelik yaşam alanı yapan sabık belediye başkanında değil.”

Bu girişi Sözcü gazetesinin (20 Temmuz 2024) birinci sayfasının verdiği ilhamla yaptım. AKP iktidarı itibarına toz kondurmamak için bakın neler yapmış. Gazete “Bu nasıl hesap? İnsanın aklı almıyor!” diye sorduktan sonra açıklıyor:

“Devlet vapsaydı: 22 milyar dolar.

Müteahhit yaptı: 59 milyar dolar.

Geçiş garantili 8 projeyi devlet yapsaydı, 22 milyar dolara (726 milyar lira) mal olacaktı. Şimdi müteahhitlere 59 milyar dolar (1.9 trilyon lira) ödenecek. Milletin zararı 37 milyar dolar (1.2 trilyon lira) ödenecek.”

Gazete daha sonra, Osman Gazi Köprüsü dahil Gebze-İzmir Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü dahil Odayeri-Paşaköy Otoyolu, Avrasya Tüneli, 1915 Çanakkale Köprüsü dahil Malkara-Çanakkale Otoyolu, MenemenAliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Kuzey Marmara KurtköyAkyazı Otoyolu, Kuzey Marmara KınalıOdayeri Otoyolu’nun adlarını sayıyor!

Bu işleri devlet yapsaydı millet 37 milyar dolar (1.2 trilyon lira) kazıklanmayacakmış. Peki gardaş, nereye, kime gitti bu 37 milyar dolar? Kime gidecek yeğen, “Bal dudanlar barnaklarını yalamış!” Aralarında kırışmışlar ki gözleri kör olsun, işkembeleri parçalansın! İşveren hükümet utansın!

AKP, Türkiye’yi özvatan olarak görmedi hiçbir zaman. Halkını da vatandaş ve yurttaş olarak görmedi. Gaza ve fetih yapılacak ve ganimet alınacak küffar memleketi olarak gördü. Gaza, “İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan büyük Müslüman devletlerin veya uç beyliklerinin yaptığı kutsal savaşa verilen isimdir. Katılanlara gazi, savaşta ölenlere ise şehit denir. Bu savaşta ele geçirilen mallara ganimet denir”imiş.

“İslam dinini korumak ya da yaymak” bir palavradan ibarettir. Araplar beni ilgilendirmez, Osmanlı Devleti Avrupa’daki Hıristiyanı Müslüman yapmak için hiç çaba göstermedi. Kimi budala bu çabasızlığa “hoşgörü” madalyası verir. Oysa işgal edilen topraklarda yaşayan küffarın tamamı Müslüman olsaydı ataları Osmanlı bir kapik cizye alamazdı. İnternet cizyeyi şöyle tanımlıyor: “Cizye vergisi verenler (cizyegüzar), mal ve can güvenliği ile her türlü hakları bakımından devletin koruması altına alınır, din, günlük yaşayış ve ekonomik faaliyetlerinde serbest bırakılırdı. Cizye, gayrimüslim vatandaşların hür ve mükellef olan erkeklerinden, yılda bir kez alınan baş vergisiydi.”

Bir kez imiş! Adamların Müslüman olmalarını kabul etme, ardından donuna kadar soy!

Değerli okur! Yukarıda sözünü ettiğim “Milletin 37 milyar dolar (1.2 trilyon lira) zararı”, iktidar beslemelerinin aralarında kırıştığı ve bizim ödediğimiz AKP tarzı cizyedir! Sanırım, itiraz etmezsiniz!

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025