İmam hatip nesli
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

İmam hatip nesli

25.07.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la ilgili bir gazete kesiği uzun süredir masamda durmakta. Haberin başlığı şöyle: “Bugünlerimiz imam hatip neslinin gayretleri sayesinde”. Şimdi okuyacağınız alıntıyı daha önce 30 Haziran 2020 tarihli Cumhuriyet yazımda da eleştirmişim. Yazının adı: “Şeyhülislam Çalımlı Diyanet İşleri Başkanı.”

***

LGBTİ+ bireyleri hedef gösteren açıklamalarıyla Ankara Barosu başta olmak üzere birçok insan hakları örgütü ve aktivistin tepkisini toplayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Önder İmam Hatipliler Derneği’nin YouTube’daki Ramazan Bayramı’na özel programında, “Diyanet’e yönelik saldırılar oldu. Diyanet hedef gösterildi” savunmasını yaptı.

Erbaş, Necip Fazıl Kısakürek’in “Ey düşmanım, sen benim ışığım ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” sözlerine atıfta bulunarak “Demek ki teşkilatımız onları rahatsız edecek bir şeyler yapıyor ki yıpratmaya çalışıyorlar: Onlar yıpratmaya çalıştıkça da teşkilatımız daha güçleniyor ve kuvvetleniyor” dedi. Erbaş, imam hatiplere ilişkin ise “Ortaokul ve lisede okuyanların yüzde 15’i değil de yüzde 25’i imam hatipte okusun da ondan sonra üniversitelere gitsin istiyoruz. Bunun faydasını yaşıyoruz şu anda. Ülkemiz imam hatip neslinin gayretleriyle bugünleri yaşıyor...

Rabbim 600 bin imam hatip öğrencisinden 60 bin imam hatip öğrencisine düştüğümüz günleri unutturmasın. 60 binden de 1.5 milyona çıkışının şükrünü eda etmeyi bizlere nasip eylesin” diye konuştu.

***

- Ali Erbaş “Diyanet’e yönelik saldırılar oldu. Diyanet hedef gösterildi” diyor. 

DİP Başkanı, eleştirileri “saldırı” ve “hedef gösterilmek” olarak değerlendiriyor ki kendini ve yönettiği Cumhuriyet kurumunu eleştirilemez, dokunulmaz sanıyor. Mantıksız bir tavır. Merak ediyorum kaç kişiyi mahkemeye verdi? Ben birini biliyorum!

- N. F. Kısakürek’in “Ey düşmanım, sen benim ışığım ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” dizesine atıfta bulunarak kendisini ve DİB’yi eleştirenleri “DÜŞMAN” ilan ediyor. Bu da sağlıksız, sakat duygu ve düşünceyi ifade ediyor. Oysa eleştiri konusu olan şu: Anayasa, özel yasa ve yönetmeliklere aykırı işler ve eylemler.

- “Ortaokul ve lisede okuyanların yüzde 15’i değil de yüzde 25’i imam hatipte okusun da ondan sonra üniversitelere gitsin istiyoruz. Bunun faydasını yaşıyoruz şu anda. Ülkemiz imam hatip neslinin gayretleriyle bugünleri yaşıyor...” diye açıklama yapıyor.

Yüzde 25 değil, yüzde 15 bile imam hatip okullarının kuruluş amaçlarına aykırı... Bu okullar hem ilahiyat fakültesine altyapı oluşturmak hem de imam ve hatip yetiştirmek için 1923-1924 öğretim yılında kuruldu ve bu amaçla ülkenin değişik yerlerinde 29 imam hatip okulu açıldı.

***

DİP Başkanı Ali Erbaş, “Ülkemiz imam hatip neslinin gayretleriyle bugünleri yaşıyor...” diye çok iddialı bile açıklama yapıyor. Çok iyi, demek ki şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu iflas durumdan imam hatip okulları ve bu okulların mezunları sorumlu. Bir örnek: Türk Hava Yolları’nda 80 dolaylarında yönetici var ve bu kurum 2020 yılını 5 milyar 588 milyon TL net zararla kapatmış. Bu zararın sorumlusu kim? DİP Başkanı Ali Erbaş’ın sözlerine göre “imam hatip nesli” değil mi?

***

Basından: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, 130 bin personeline indirimli tatil için anlaştığı beş yıldızlı muhafazakâr otel, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın akrabası Talip Kahraman’ın vârislerine ait Altis Resort Otel & SPA çıktı. İhalesiz yapılan sözleşmeye göre Diyanet personeline rezervasyon tarihindeki konaklama bedeli üzerinden yüzde 15 indirim yapılacak. Alkolsüz her şey dahil otelde kişi başına 100 doları bulan yatak fiyatı, tur operatörleri tarafından fahiş bulunuyor. Antalya’da sezonda en pahalı otelin bile içki dahil kişi başına en fazla 40 Avro’ya satın alındığına dikkat çeken seyahat acenteleri, Diyanet’in anlaşmasının yandaşa para kazandırmaya dönük bir anlaşma olduğu görüşünde. Otelin tatil sitelerinde en düşük fiyatı 341 lira olarak veriliyor. Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, ‘Seyahat acentem faaliyette olsa ve benim personelim böyle bir anlaşma yapsaydı derhal iş akdini feshederdim’ diyor.”

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu durumu şöyle değerlendiriyor: “Herkes haddini bilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan saldırı devlete yapılmış sayılır. Diyanet İşleri Başkanımız ilminin, yürüttüğü görevin gereğini yerine getirmiştir. Her sözü doğrudur.”

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025