Kılıçzade İsmail Hakkı
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Kılıçzade İsmail Hakkı

12.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kılıçzade Hakkı ya da gerçek adıyla İsmail Hakkı, pozitivist ve materyalist düşünceleriyle bilinen düşünür ve yazar. İctihad dergisinde yayımlanan “Pek Uyanık Bir Uyku” isimli yazısıyla bilinir. Makalesinde, ileride Atatürk Devrimleri olarak hayata geçecek, siyaset, eğitim, kadın, din, dil, hukuk ve kılık kıyafet gibi çağının çağdaşı önerilerini bir ütopya havasında sunmuştur.

1872’de Niş’te doğdu. Osmanlı-Rus Savaşı sırasında ailesiyle birlikte Manastır’a taşındı, burada babasını kaybetti. Manastır’da kaldığı 13 yıl içerisinde ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı. Bu yıllarını “Babasız, yurtsuz ve servetsiz bir muhacir çocuğuydum” ifadeleriyle dile getirmiştir. 1890’da, Osmanlı ordusu için topçu ve istihkâm subayı yetiştiren Mühendishane-i Berri Hümayun’a kaydoldu. Bu dönemde entelektüel (düşünür) çevrelerde egemen olan biyolojik materyalizmden (Evrim Kuramı) ve Ömer Hayyam’ın fikirlerinden etkilendi. 1894’te topçu üsteğmen rütbesiyle okuldan mezun oldu, binbaşılığa kadar yükseldi. 1899’da Selanik kolordusunda görevliyken çalışmalarını gizli sürdürmekte olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı.

1908 yılında 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra Selanik’te Mustafa Kemal’le tanıştı. 1911’de Mustafa Kemal’in Erkân-ı Harbiye seyahatinde yer aldı.

Kılıçzade, Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşı’ndaki durumuna ve çöküşüne neden olarak dini kesimlerdeki “softalık, dervişlik ve batıl inançları” gösterdi. Aynı zamanda “Batıcı Türk aydınlarının toplum ve devlet yapısında radikal değişiklikler içeren programı”nı hazırladı. Çalışmaları ve Batı yanlısı yazıları nedeniyle binbaşı rütbesindeyken emekli edildi. Ona göre emekli edilmesinin nedeni “Softalara ve saraycılara karşı vermiş olduğu mücadele” idi.

***

Kılıçzade İsmail Hakkı’nın İslam Ansiklopedisi’nde yer alan özyaşamöyküsünden bazı bölümleri de aktarmak zorundayım:

“Kılıçzade, bir yandan İctihad’daki yayın faaliyetini sürdürürken bir yandan da bu mecmuada yayımlanan makalelerini İ‘tikadât-ı Bâtılaya İ‘lân-ı Harb adlı kitapta bir araya getirdi. Dini tezyif ettiği ve din inkılabı hazırlanmasına çalıştığı ileri sürülerek mahkemeye verildiyse de bir sonuç elde edilemedi. Ancak yazılarında softalar ve ‘saraycı’larla mücadele edilmesini istediği gerekçesiyle 15 Ocak 1914’te emekliye sevk edildi... 19 Şubat 1914’ten sonra İctihad’daki yazılarına ara veren Kılıçzade Hürriyet-i Fikriyye’de din, evlilik, ekonomi ve askerlik alanında çağdaş anlayış ve uygulamaların getirilmesi gerektiğini yazdı ve Voltaire’den çeviriler yaptı. (...) Bu bağlamda Garpçı-Türkçü bir çizgi takip etti. (...)

Türk kadınlarının tesettürden kurtulması, cuma hutbelerinin Türkçe okunmasına dair makalelerle pozitivist ve materyalist yazıların çıkmasından dolayı yayımına birkaç defa ara verilen Hürriyet-i Fikriyye’de Latin harfleriyle ilgili makalelerin neşri hükümet tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Kılıçzade, Dahiliye Nazırı Talat Paşa’nın huzuruna çağrılarak uyarıldı. Söz konusu makaleler yayımlanmaya devam edince dergi kapatıldı (Mayıs 1914) (...)

Mustafa Kemal’in isteği üzerine 11 Ocak 1924 tarihinde Hür Fikir gazetesini kuran Kılıçzade devrimlerin felsefesine aykırı girişimleri eleştirdi. Ocak ayı sonlarında İleri gazetesiyle ilişkisini tamamen kesti. Bundan böyle gazetesi aracılığıyla, Ebû Bekir er-Râzî’nin görüşlerinin Jean Méslier, Reinhart Pieter Anne Dozy, Ludwig Büchner, Karl Vogt ve Ernst Haeckel’in düşünceleriyle büyük benzerlikler gösterdiğini basit bir üslupla halka anlatarak biyolojik materyalizm, pozitivizm ve laikliğin yerleştirilmesi için büyük çaba sarf etti.

Maarif Komisyonu’nda da çalışan Kılıçzade Hakkı, 1948 ve 1949 yıllarında Aylık Ansiklopedi’de astronomi ve tarihle ilgili yazılar yazdı. Kitap ve makalelerinde içtimai hadiseleri fen bilimleri aracılığıyla yorumladı. Katı kuralları sebebiyle İslamiyetin toplumsal gelişmenin önünde önemli bir engel olduğunu ileri sürdü. İslam dinini sosyolojik verilerle, vahiy inancını marazi psikoloji ile açıkladı. İslamiyetin toplumda oynadığı rolün yerine bilimi koymak istedi. İslamın salt dini kısmından ziyade içtimai kısmını ön plana çıkarmaya çalıştı; yeni tefsirlere ve yeni ictihadlara ihtiyaç olduğunu ileri sürdü. Tesettürün kaldırılmasını, tek eşliliği, Latin harflerini, hukukun üstünlüğünü, laikliği ve biyolojik materyalizmi savundu. Eğitim, askerlik ve ekonomi alanında modernleşmenin zorunlu olduğunu vurguladı. Garpçı-Türkçü fikir çizgisini hayatının sonuna kadar sürdürdü. 14 Nisan 1960’ta öldü.”

Yazarın Son Yazıları

Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025