Özdemir İnce

Kim inanır...

09 Nisan 2023 Pazar

Adındaki “Recep”ten hoşlanmayan ve kendisini böyle çağıranlara bozuk çalan, her başarısızlığının suçlusu olarak CEHAPE’yi işaret eden R.T. Erdoğan’ın (AKP genel başkanıdır), Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından da CEHAPE’yi sorumlu tutmasına pek az kaldı.

2 Nisan 2023 tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki manşete tekrar baktım: “Askere Sivil Darbe!” AKP iktidara geldiğinden bu yana TSK’ye darbe yapmayı alışkanlık haline getirip şamar oğlanına çevirdi. Personel yasasında güncelleme (!) yapılacakmış. Bu yeni girişimin amacı besbelli: Başyüce, TSK’yi lise izci takımına dönüştürüp İdman Bakanlığı’na bağlamak istiyor.

İktidar partileri şövalyeleri tam anlamıyla cinnet geçirmekte, şirret saçmalarıyla yeri göğü inletmekte. Hiç haberimiz yokmuş, yeni öğrendik, üzerinde namaz kılınan dokuma meğer kutsalmış... Anlaşılan, iyice zırvalayıp putatapar olmuş bunlar. Evlerdeki seccadeler birbirine benzemez, put gibi bir simge değildir; halı da olabilir, çul da olabilir, çaput da olabilir.

Kal neymiş, Kılıçdaroğlu meğer kutsal (!) seccadeye basmış. Bre gerçeksiz, seccade evlerde yüklüklerde durur. Namaz kılmadan önce oradan alınıp kıble yönünde yere serilir, namazdan sonra yerine konur. Seccade, kapı önüne serildiği zaman artık seccade değildir, sadece bir dokumadır, bezdir. Kılıçdaroğlu da “özür dileme hastalığı”na tutulmuş olur olmaz yerde özür dilemeye başladı.

Cahil ya da kumpascı tayfasının ortalığı karıştırmasını “Haydi be!” diyerek savuşturmak mümkün ama koskoca cumhurbaşkanı bu gösteriye katılınca insan iyice şaşırıyor. Basında yazılana göre, İstanbul Bağcılar’da toplu açılış törenine katılan Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, “Fazla kalmadı 40 gün, birileri seccadelerin üzerine ayakkabılarla basabilir. Çünkü bunlar Pensilvanya’dan alıyorlar talimatı, onlara meşrudur. Bunlara en güzel cevabı benim aziz milletim 14 Mayıs’ta verecektir.” demiş. Deprem felaketinin hesabını öteki dünyaya bırakanlar, kara çalmak için bir dikdörtgen çaputa sarılıyorlar. Kutsal, siyasete düşünce kutsal olmaktan çıkar!

30 Mart 2023 tarihli Hürriyet gazetesi kadavrasının 16. sayfasını görünce bir zamanlar yazmaktan onur duyduğum gazetenin düştüğü düzeye çok şaşırdım. 

R.T.Erdoğan “Ben partisi değil biz partisiyiz” demiş, gazete de mal bulmuş Mağribi gibi alıp manşet yapmış. Şaşırdım! Hürriyet’in okurları bu denli ahmaklaşmış, gerçeklik bilincini yitirmiş olabilir mi? Daha dün, deprem bölgelerinde, Saray’dan emir gelmeden kazma ve kürekler bile çalışmadı; kapalı yollar açılmadı.

Türk halkını geri zekâlı sanıp budala yerine koyuyorlar. Bunun kanıtı, aşağıdaki, konuşmasının “İmar affını artık düşünemeyiz” bölümü: 

“Bu olaylardan sonra İstanbul’da bu alanlarda söz sahibi olan mühendislerle, mimarlarla, hocalarımızla genişçe bir toplantı yaptık. Bütün bunlardan sonra yeni bir adımı, yeni bir düzenlemeyi yapmak mukadderdir diye düşünüyorum. Allah lütfeder görev bize gelirse, biz bu hocalarımızla yeni dönemde kendileriyle bunu daha teferruatlı bir şekilde ele alıp, yasal düzenlemeleri de yapmak suretiyle bir adım atabiliriz. Artık bu evde filanca oturuyor düşünmeden, ‘Buna ne yapılır’, bunun kararını yasa yoluyla vermemiz lazım. İmar affıydı falan artık düşünemeyiz. Düşünmeye kalırsak, şu andaki depremde yaşadıklarımızla karşı karşıya kalırız.”

Buna “Geçti Bor’un pazarı” derler... Sanki işin uzmanları 20 yıldır uyarılarıyla yeri göğü inletmemişler gibi, iş işten geçtikten sonra konunun uzmanlarıyla genişce bir toplantı yapmışlar. Peki o “hocalar” (yani jeolog gibi, deprem uzmanları gibi bilimciler) ne yaptılar, size “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demediler mi?

Üç il yerle bir olduktan, binlerce vatandaş enkaz altında can verdikten, binlercesi anasız, babasız, yetim ve öksüz, binlerce aile evlatsız kaldıktan sonra, ülke milyarlarca dolarlık zarara uğradıktan sonra meğer toplantı yapmışlar, yeni adımlar atacaklarmış... Amma velakin, o adımları atmadan yandaşa ihale dağıttılar.

Hasarlı binaları onarmak için hatır-gönül dinlemeyeceklermiş... İmar barışı yapmaya tövbe etmişler.  “İmar Barışı”, insanlık suçudur! Bir gün hesabı sorulur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları