Şovenizm nedir?
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Şovenizm nedir?

12.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Okuyacağınız yazının anlamsal yerine oturması için üç tanım yapmamız gerekiyor:

Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına vatan denir. Bir kimsenin doğup büyüdüğü; bir milletin hâkim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse uğrunda canını vereceği toprak. Bir kimsenin yerleştiği yere de vatan denir.

Türk vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nde uyruğu olan kişi. Yürürlükteki 1982 tarihli anayasanın 66. maddesine göre, “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”

Yurdunu, milletini büyük bir tutku ile seven, bu uğurda her türlü özveriye katlanan (kimse), vatansever, vatanperver. Yurtseverlik ya da vatanseverlik bir bireyin ülkesine duyduğu sevgi ve bağlılıktır.

“Şoven” (chauvin) ve “şovenizm” (chauvinisme) Fransızca sözcüklerdir. Bu nedenle kaynağa gidip ne anlama geldiklerini dilimize çevirdim.

Şoven” ismi, coşkulu bir asker tipini ifade eder. Terim aslında Birinci İmparatorluk dönemine dayanan ve asker Nicolas Chauvin’in yer aldığı bir askeri efsaneden gelir: Efsaneye göre Chauvin üç parmağını kaybetmiş, kafatasının bir parçası gitmiş ama bunlara karşın ülkesini gururla savunmuştur.

Bir de Lenin’in Birinci Dünya Savaşı sırasında sosyal demokratların vatanseverliğini kınamak için kullandığı bir terim olarak sosyal şovenizm vardır ki bu yazımızla ilgisi yoktur.

Bu tanımlama girişini, A. Cihan Soylu’nun “Şovenizm sadece sağın karanlığı mı?”1 başlıklı yazısında benim de adım geçtiği için yaptım. Bilirsiniz, genel yarar olmadıkça özel nedenlerle bu türden yazıları söz konusu etmem. A. Cihan Soylu, Kürtçülük konusundaki yazılarım yüzünden beni şoven olmakla suçluyor:

“Bu, güya eşitlikçi ve özgürlükçü demokrat, devrimci ve hatta sosyalistlere göre, Kürt sorunundan söz etmek, ulusların kaderlerini tayin hakkının Kürtler açısından da geçerli olduğunu söylemek, ‘üniter devleti bölmeye çalışmak’, dolayısıyla da Batılı emperyalistlerin Kürt sorunu uydurmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalama politikalarına alet olmak demektir. Aralarında liberal solcusu da kendi ifadelerine bakılırsa komünistim diyeni de bulunuyor. İsim vermek hakaret sayılmaz. Özdemir İnce, Sinan Meydan, Zülâl Kalkandelen, Ö.K. Öymen, Yılmaz Özdil gibi farklı ekollerden isimler Türkiye’de bir Kürt sorunu olmadığı yönündeki dayatılmış ve ezberletilmiş asırlık nakaratı sürdürüyorlar. En ‘sağlam’ dayanakları ise Türk ulusal varlığını tek temel gerçeklik olarak alan yasa ve anayasa maddeleridir!”

Böyle bir yazının neresini tımar edeyim? “Kürt sorunundan söz etmek, ulusların kaderlerini tayin hakkının Kürtler açısından da geçerli olduğunu söylemek” cümlesini ele alalım: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa, İngiltere gibi ülkelerin Asya ve Afrika’daki sömürgeleriyle ilgili olarak ortaya atılmış bir kavramdır ulusların kendi kaderini tayin hakkı yani autogestion (Fransızca) self determination (İngilizce). Bu konuda 8 Ağustos 2025 Cuma günü yayımlanan “Ulusların kendi kaderini tayin hakkı” başlıklı yazımı okumasını salık veririm. O yazıda bu hakkın sadece sömürge halkları için geçerli olduğunu yazıyorum. Sadece ben demiyorum, uluslararası kural böyle.

Bir ülkenin vatandaşı olan azınlıkların böyle bir hakkı yoktur. Çünkü söz konusu Kürtler uluslararası tanınırlığı olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşıdırlar. Yani devletsiz ve vatansız değiller. Bu kural kesin ve apaçık. Söz konusu Kürtlerin adı Türkiye olan bir devletleri ve vatanları vardır. Yani bir sömürge halkı değiller. Bu nedenle ulusların kendi kaderini tayin hakkından da yararlanamazlar. Çünkü Lozan Antlaşması’na göre azınlık sıfatına da sahip değiller.

“Bu, güya eşitlikçi ve özgürlükçü demokrat, devrimci ve hatta sosyalistlere göre, Kürt sorunundan söz etmek, ulusların kaderlerini tayin hakkının Kürtler açısından da geçerli olduğunu söylemek”le başlayan bölümü anlamak mümkün değil.

Merak ediyorum Benim Türkiye’nin Sırat Köprüsü Açılım Masalı (Tekin Yayınları, 2015, İkinci Baskı) adlı kitabımı okudu mu acaba? Okumadıysa olmaz! Hele o yazarı madara etmeye kalkışıyorsan.

Sanki Türkiye’de Kürtlerin hakkı yenmekte, kendilerine yasal olarak eşit vatandaş muamelesi yapılmamakta. Yapılmamakta ise o zaman mevcut hükümeti eleştireceksin! Türk kökenli insanlar genel olarak Kürtleri hor mu görmekteler? Bunu iddia eden nifakçının ağzına biber sürülür.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşı olan Kürtler konusunda tartışmaya girenler onların tarihini çok iyi bilmek zorundalar. Örneğin Bitlisli İdris’i (İdris-i Bitlisi) kimliğini ve aralarında uzlaşamayan Kürt aşiretleri ilişkisini çok iyi bileceksin. Açıkça yazmak gerekirse Osmanlı Devleti’nde Türkler kul (vatandaş), Kürtler vassal idiler. Lozan Antlaşması ve Cumhuriyet onları eşit vatandaş yaptı.

------

1 Evrensel, 7 Ağustos 2025.

İlgili Konular: #Anayasa

Yazarın Son Yazıları

Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025