Terör
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Terör

17.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Siyasi, dini ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef topluluklara veya resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yöntem terörizm, terör ya da yıldırıcılık olarak tanımlanır. Hükümetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan topluluklara terör örgütü; terör uygulayan kişilere de terörist denilmektedir. Bununla birlikte bu deyiş epeyce tartışmalı bir kavramdır ve üzerinde akademik ya da uluslararası düşünce birliği bulunmamaktadır. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Devlet organlarını doğrudan kullanmayıp, iktidarlardaki topluluk ya da partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm gerekçesiyle de bu türden yargılamalar yapılabilmektedir. Birçok düşünür bazı hükümet eylemlerinin de “terörizm” olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinde bulunduran iktidarlar veya hükümetler gerçekleşen bir direniş hareketini “terörizm” olarak tanımlayabilmektedirler. 

Terörizm teriminin yasal farklılıklarındaki geçerliliğine karşın, günümüzdeki tanımı da belirsizliğini korumaktadır. Çünkü kimilerinin terörist ve terörizm olarak tanımladıkları olgu ve olayları başka bir kesim kurtuluş ve özgürlük savaşı ve savaşçıları olarak tanımlamaktadır. 

Türkçeye, Fransızcadaki “le terreur” sözcüğünden geçen “terör” sözcüğünün kökeni, Latince “korkutmak” anlamına gelen terror sözcüğüdür. Buradan türeyen “terror” ise “büyük korku, dehşet, dehşet veya korku nesnesi ya da olgusu” gibi anlamlara gelir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş” olarak tanımlanmaktadır. 

Genel kullanımında terör sözcüğü bedensel somut şiddet ya da siyasi şiddet kavramlarıyla eşanlamlı kullanılmaktadır. Terör sözcüğüyle ilgili olarak dünyanın birçok ülkesinde araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalara bakıldığında terör sözcüğüne kullanıldığı alan ve yerlere göre yeni anlamlar yüklenildiği görülmekle birlikte yüklenilen anlamlar konusunda görüş ve tanım birliği bulunmamaktadır. Ancak yapılan tanımlamalarda şiddetin terör eylemlerinde baş öğe olduğu ve dikkat edilmesi gereken bir özellik olduğu da unutulmamalıdır. 

Ülkemizde özellikle 70’li ve 80’li yıllarda teröre anlamdaş olarak anarşi sözcüğü kullanılmıştı. 12 Mart döneminde Bodrum’da tutuklanıp iki jandarma arasında önce İzmir Sahil Güvenlik Komutanlığı’na, daha sonra Ankara’ya götürülürken görenler “Zavallı galiba anarşist” diyorlardı. Şimdi onun yerine “terörist” diyorlar. “Genç terörist 90 yaşında” pek güzel yaraşır (!). 

Nedenini bana sormayın çünkü bilmiyorum, son yıllarda bu sözcük terk edilerek “terör” sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Biraz bilgiçlik yapalım: “Anarşi” sözcüğü Yunanca kökenlidir. Yunanca sözcük “başsız, yöneticisiz” anlamına gelmekte. Anarşi sözcüğü yabancı sözlüklerde “yetke yoksunluğundan veya yetkenin ve diğer yönetim mekanizmalarının tanınmamasından doğan düzensizlik durumu” olarak tanımlanmakta. Günümüzde ise yürürlükte olan Terörle Mücadele Kanunu’nda “anayasada belirtilen nitelikleri ve siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmeye yönelik her türlü suç teşkil eden eylemler” olarak tanımlanıyor ki anayasaya pek iltifat etmeyen AKP iktidarı artık ne yapacak bilemeyiz. 

Arapça kökenli “tedhiş” sözcüğü de zaman zaman terör anlamında kullanılır. “Tedhiş” sözcüğü, “korku salma, yıldırma” anlamlarına gelir. 

Ann Weil, “Disasters: Terrorism” adlı kitabının “What is terrorism?” (Terörizm nedir?) başlığı bölümünde terörizmi şöyle tanımlar: “Terörizm; rasgele seçilmiş ya da sembolik değeri olan kurbanların, şiddetin aracı olarak kullanıldıkları bir savaş yöntemidir. Bu araçsal kurbanların kurbanlaştırılmaları, bağlı oldukları grup ya da sınıf içerisindeki yerlerine bağlıdır. Böylece, söz konusu grup ya da sınıfa mensup olan diğer bireyler de kronik bir terör korkusunun içine itilmiş olurlar.” 

Bu bağlam içinde, AKP hükümetinin CHP belediyelerine karşı kullandığı baskı rejimini; DEM ve CHP belediyelerine yaptığı kayyum atamalarını, öğrencilerin, gençlerin, işçilerin ve vatandaşların yaptıkları barışçıl gösterileri, CHP’ye karşı uyguladıkları yasal (!) baskıları, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere direniş simgesi olan kişileri hapse atmalarını “siyasal terör” olarak tanımlamamıza “ruhsat” var mıdır acaba?

İlgili Konular: #terörist #Terör

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025