Meclis göreve
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Meclis göreve

09.09.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşananlar demokrasinin, demokrasi için de Meclis’in ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bir başkanlık rejimi tanıtımı bu. İşlevsiz kalmış bir Meclis, iradesiz bir hükümet ve bunlardan güç alan bir başkan. Seçmen şayet bu başkanlık tanıtımını sevdiyse 1 Kasım’da fiili başkanın istediği şekilde oy kullanacak.
Hürriyet gazetesinin basılmasıyla sonuçlanan televizyon söyleşisinde Erdoğan’a ‘400 vekil temenni ediyorum, istiyorum’ sözünüzü bu çatışmalı ortama geçilmesinde etkili olduğu söyleniyor” dendi ve bu eleştiriler hakkında ne düşündüğü soruldu.
Cumhurbaşkanı da bir partinin 400 milletvekili alması durumunda yeni bir anayasanın yapılabileceğini söyledi. Amaç? “Yeni Türkiye adımını rahatlıkla atmak”.
Cumhurbaşkanı “Tabii buna yönelik hedefin yanında şunu da görmek lazım” diyerek konuyu HDP’nin 80 milletvekiliyle Meclis’e girmesine bağladı.
6-7-8 Ekim olayları, Suruç ve Diyarbakır patlamalarını da buna dayandırdı:
“Burada başka yerlere fatura kesmenin anlamı yok. Bunlar hep bir dayanışmanın, bir yardımlaşmanın neticesinde en azından ülkemizde terör belasının estirilmesinden başka bir şey değildi. Bu terörü estirmek suretiyle buradan rant elde ediyorlar. Yaptıkları şey hep bu. Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya anayasayı inşa edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu.”
Biliyorum, çoğunuz yayını canlı olarak izledi. Canlı olarak izlemeyenler internetten takip etti. Dün, Emre Kongar söyleşinin ilgili bölümünün metnini yayımladı.
Öyle bir “hayır, öyle demedi”, “hayır, onu kast etmedi” dalgasıyla karşı karşıyayız ki okuma yazma bilen herkesin anlayabileceği bir diyaloğu bile tane tane aktarmak gerekiyor.
Yani, Cumhurbaşkanı’na göre 400 milletvekili yok çünkü HDP’nin 80 milletvekili var. Bu sebeple ülkemizde terör belası estiriliyor. Erdoğan’ın örnek verdiği üç konudan ikisinin seçimlerden önce gerçekleşmesini bir kenara bırakalım fakat şu basit soruya cevap vermesini de bekleyelim.
HDP, Meclis’e girmeseydi ya da az sayıda milletvekiliyle girseydi ne olacaktı?
Cumhurbaşkanı’nın istediği parti yeni bir anayasa yapacak kadar milletvekiline sahip olsaydı, nasıl bir anayasa yapılacaktı ve bu bugün yaşananları nasıl engelleyecekti?
Yeni anayasa olmadığı için bugün elinde hangi yetkisi, hükümet eliyle kullanabileceği hangi gücü eksik kalmaktadır?
Anayasa bu anayasa olmasına rağmen uzun süren çatışmasızlık nasıl sağlanmıştı?
Seçime gidilirken Erdoğan yeni anayasaya Kürt meselesini ve şiddeti çözecek ne gibi hükümler konması gerektiğini açıklamalı. Açıklasın ki seçmen bilsin, oyunu ona göre kullansın.
Dolmabahçe masası neden kuruldu, neden dağıldı?
Şiddet dalgasının ateşini yakan Suruç katliamının ve Demirtaş’ın “kirli bir olay” dediği Adıyaman’da iki polisin katledilmesinin ardında ne var?
Bu sorulara cevap vermek için herhalde 400 milletvekiline ya da yeni bir anayasa ya gerek yok.
Katılımcı, çoğulcu bir Meclis’i sabote eden herkes bir “alacakaranlık” rejimine destek veriyor demektir.
Çatışmayı yeni saldırılarla körükleyen PKK de, HDP bürolarına ve Kürt işçilere saldıran kalabalıklar da bir “fiili durumun” kalıcılaşmasına odun taşıyor.
Seçimden bu yana başkanlık rejiminin neye benzeyeceğini gördük. Çare Meclis’in tekrar işlev görmeye başlaması.
Umalım ki 1 Kasım seçimleri buna hizmet eder.  

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018