Cumhuriyet’in Yunus Nadi’den günümüze, altını çizdiği değerleriyle, okur desteğinde yaşam savaşı
Şükran Soner
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet’in Yunus Nadi’den günümüze, altını çizdiği değerleriyle, okur desteğinde yaşam savaşı

07.05.2023 10:36
Güncellenme:
Takip Et:

*Bu yazı gazetemizin 99'uncu yıldönümü için hazırlanan ekte yayımlanmıştır.

Geleneksel eklerimizde, ilkelerini yayımlanmış ilk sayısındaki makalesinde o kadar açık özetlemiş ki, yayımlanış ilkelerinin Fransız dilinden alıntı manifestosu için çok uzun cümleler kurmak gerekli değil. İstanbul’un mandacı gazeteciliğinin içinde, Cumhuriyet değerlerinin halka ulaştırılabilmesi için yayın yaşamını sürdürürken öncelikle savunmayı amaçladığı Cumhuriyeti temsil eden iktidara karşı bile bağımsız kalacak. Elbette sermaye güçlerine teslim olmamaya dönük olarak da asla bankalar başta, gündemde olabilecek finans kurumlarına borçlanma söz konusu olmıyacaktır.

Okurunun, elbette günümüz teknoloji koşullarında iletişim yayınlarının tümünü kapsar biçimde, elde edilen geliri ile yaşayacak. Yunus Nadi ailesi, simgesel anlamı da olan İttihat Teraki’nin binasının içinde bulunduğu Cağaloğlu’ndaki pafta içinde; üçüncü katı evleri, orta katı yazıişleri, birinci katı teknolojinin gerekli kıldığı basımı ağırlıklı yerleşimini koruyacaktır. Cumhuriyet, Yunus Nadi döneminde, Atatürk’ün öncülüğünde devrimcilik kimliğinin pekişmesi yolunda atılan adımlarda, öncülük yapan kimliği ile sadece ülkemiz değil, dünya ölçeğinde gazetecilik başarılarında öncü örneklerin oluşturulmasında başı çekecektir.

Yunus Nadi’nin kendisi de aralarında, Doğan Nadi, Nadir Nadi içlerinde alanlarının en başarılıları; habercileri, yazarları, röportajları ile gerek ülke içine, gerekse dünyaya dönük yayınları ile başı çekecektir. Lozan gelişmelerinin izlenmesiyle başlayan süreçte, dünya dengeleri üzerindeki önemli gelişmelerin izlenmesi, ülke içindeki yaşama dönük dönemeç taşlarının adımları, toplumsal işlevleri ile doğru orantılı olarak Cumhuriyet’in sayfaları içinde paylaşılacaktır. Gereken gelişmelerle doğrudan bağlantılı etkin izlemelerde, uçak kaldırılacak, haberlerin, devrimlerin işlevleri ile doğru orantılı sayfaların içindeki yerlerini almaları sağlanacaktır.

AYRILIK SÜRECİ

Gazete yönetim kadroları ile yayın kadroları için geçerli ölçü, uzmanlık olunca, sayfaların içindeki içeriklerin dengeleri de toplumsal katkıları ile bütünleşecektir. 1966 yılının ders yılı bitiminde çalışmaya başladığım Cumhuriyet gazetesinde, çoklu çalışma kültürüyle, çok sıcak olan meslek örgütleri ile ilişkiler kapsamında, İstanbul planlaması, yapılaşma sorunları, tarihi yapıların korunması konularına da bulaşmış olmam nedeniyle, Pembe Konak’ın 1.dereceden korunacak tarihi eserler kapsamına alındığını öğrenmiştim. Nadir Nadi ile paylaşmam gerektiği uyarısını almam üzerine, çok sevindiğini anımsıyorum; gazetenin ekonomik olarak ayakta tutulabilmesi zorunlulukları nedeni ile tarihi değerleri ile onarımınına ilişkin kaygılı olduğunu anlamıştım.

Erdoğan iktidarları iradesinde Pembe Konak yıkıldı, hâlâ otopark olarak kullanılıyor

Elbette kararın hangi kurumların iradesi altında alındığı konusunda, Cumhuriyet ailesine ulaşmış herhangi bir bilgi yok. Cumhuriyet gazetesi, öncelikle Nadir Nadi sorumluluğundaki yönetim süreci içinde, 12 Mart darbesinin hemen arkasından, aile içi mirasçı damatlar eliyle bir operasyon yaşamıştı. Perde arkası gelişmelerde, 15-16 Haziran işçi direnişleri, büyük eylemlerin ardından işveren örgütleri eliyle uygulamaya koyulan ilan boykotunun da etkisi vardı. Nadir Nadi, hapiste işkence gören arkadaşlarını koruyamadığı gibi, çok sayıda her bölümden işten çıkarmalarla yüzleşince, toptan bir yılı aşan bir ayrılık süreci yaşanmıştı.

Dünyada bir örneği yaşanmamış, Cumhuriyet okurlarının boykotu ile tiraj çöküşü, 12 Mart darbesinin ağır sonuçları ortadan kalkmadan, anne Nazime Nadi’nin de devreye girmesi ile yönetimin yeniden Nadir Nadi’ye verilmesi iradesini gündeme getirecekti. 12 Temmuz 1971 ayrılış, 12 Temmuz 1972 Nadir Nadi sorumluluğunda yeniden dönüşe kadar kadar Pembe Konak kullanılamaz konuma düşmüştü. Dönüşte önceki yıllarda arşiv olarak kullanılmış üç katlı taş binaya çalışanlar taşınmıştı. Matbaa makineleri eski ortadaki alanda, dik dönüşlü alanın üst katları yönetim binalarına ayrılmıştı.

Cağaloğlu bahçesinde 7 Mayıs’ların okurlarla paylaşılmasında en güzel fotoğraf çekimleri Pembe Konak önünden alınırdı.

Nadir Nadi’nin kimlik güvenliğinde okurla buluşulmuş güzel yıllar

Nadir Nadi, yaşadığı acı deneyimin etkisinde, gazetenin kimliği, yazarlarının özgürlüğünün korunmasında güvence arayışına girmiş, genel yayın yönetmeni olarak seçtiği Oktay Kurtböke’ye Fransa başta dünya örneklerinden yazarlar için güvence için de yazarlardan oluşan bir üst iradenin oluşturulması modelini uygulamaya sokmuştu. Nadir Nadi'nin odasının hemen yanında seçilen Genel Yayın Müdürü odasında duvara kocaman, ilkelerin sıralandığı “yönetime katılma”nın ilkeleri, bugün için de geçerli olacak “yayın kurulu” katılımcıları listesi asılmıştı.

Yönetime ilişkin güvenlik şemsiyemiz, 12 Eylül 1980 sonrası için, çok daha anlamlı değer kazanacaktı. Deniz Som’un köşesine başlık olan “Vaziyet” başlığı ile ortak üretimimiz, gazetenin kapalı olduğu dönemlerin eğitim çalışmalarının içinden fışkırıyordu. “Çiçeklerin koklanıp, üzerlerinden koku ayrımı yapılması”, “iki günlük DİSK davası duruşmalarının ortalama haftada 4 gün olarak yayımlanması”, “MHP iddianamesinin de demokrasi açılımı olarak değerlendirilmesi...” önemli, bir o kadar da anlamlı özgür gazetecilik algılamalarının pekiştirilmesi araçlarını oluşturuyorlardı. Hazır yeri gelmişken, Nadir Nadi’nin 12 Eylül yönetiminin sürekli işveren çağrılarına hiç yanıt vermemesinin, Evren’in gazeteyi ziyarete gelmesi eyleminde bile karşılamaya çıkmamasının altını çizmek isterim.

Cumhuriyet Vakfı çatısı altında yönetim (Soldan sağa Hüseyin Gürer, Cüneyt Arcayürek, İlhan Selçuk, Atilla Coşkun, Osman Nuri Torun, Berin Nadi, Alev Coşkun, Aydın Aybay, Zeynep Lange, Lale Tokuş, Şevket Tokuş, Oktay Kurtböke, Erol Erkut, Nezih Neyzi, Bülent Yener)

Benim için unutulamaz sahne, Berin Nadi; yakın dostu Müşerref Hekimoğlu ile birlikte aramızdan ayrılan Nadir Nadi’nin cenazesini gece evinde beklemek istemişti. Sabah kendisi için en değerli yazarları ile çalışanlarını, Nadir Nadi yönetimlerinde sorumluluk almış dostları Osman Nuri Torun, Özer Derbil çevresine almıştı. Atatürk’ün, Yunus Nadi’nin gazetesinin iflas masasına gelmiş olması gerçeği karşısında, elindeki kalan varlıkları üzerinden gazetenin kurulacak Cumhuriyet Vakfı çatısı altında çıkarılmasını, tartışmaya kapalı tek çözüm yolu olarak adeta dikte ettiriyordu...

Kimsenin itiraz etmesine izin vermeyeceğinin pek çok kez altını çizerek, İlhan Selçuk’u yanında çıkarılacak yeni Cumhuriyet’in sorumlusu ilan ediyordu. Gazetenin düştüğü iflas masasından yeniden geri alınıp okura sunulması gündemdeydi. Bu kez okurdan kopuş, yaklaşık altı aylık bir ayrılık dilimini kapsıyordu. Cumhuriyet gazetesi elbette birikimsiz girilen 1990’lı yıllarda en büyük zorlukları yaşamak zorunda olacaktı. Bir kez daha Cumhuriyet çalışanları ile okurlarının kenetlenmesinde, bedelleri, zorlukları paylaşılarak atılan adımlarla yürüyüş devam edecekti.

İlhan Selçuk, zorluklar üzerinden kimi zaman çok sert tartışmalar arasında kulaktan kulağa dertleşmek zorunda kalındığında, durumunu “Elim, ağır bir taşın altında kaldıramıyorum, çeksem çekemiyorum” benzeri sözcüklerle paylaşırken en çok yazmak istediği Cumhuriyet tarihi için hayıflanacaktı... “Tehlikenin farkında mısınız?” sloganı ile bugünlere gelişin uyarısını da yapmayı atlamayacaktı...

Cumhuriyet gazetesi, geçmişin acılı paylaşımları, zorluklarının deneyimlerinden güç toplamış olarak, Cumhuriyet değerleri üzerinden yayın yaşamı, sorumluluklarında eksiklik etmeme savaşımını sürdürecektir. Gelecek yüzyılımızı daha güçlü, güvenli kutlayabilmek dileği ile. Sevgiyle kalın...

Yazarın Son Yazıları

İstemsiz çözüm üretilemiyor...

Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan, Güneydoğu bölgemizin çözüm sürecinde sorumluluk alanları ellerinden gelen çabaları gösterdiklerinin açıklamalarını sürdürüyorlar.

Devamını Oku
06.12.2025
Delegenin eksiksiz desteği ile gücüne güç katan CHP

Ancak hak-hukuk-adalet adına atılması olmazsa olmaz adımların gecikmesi ile doğrudan bağlantılı gerilim, sorumlulukların gerekleri de düşündürücü, ürkütücü boyutlarda katlanmış oluyor. Abdullah Öcalan kimliği üzerinden Kürt açılımı ile CHP’yi zorlamayı hedeflemiş, MHP-AKP ittifakı hızla sonuç alınabilmesi adına aralarında da çelişkiye düştükçe beklenmedik yeni çarpık gelişmeler ile yüzleşilmiş bulunuluyor.

Devamını Oku
02.12.2025
Meriç Velidedeoğlu; Cumhuriyet Devrimleri; haksız, hukuksuz, eylem karşısındaki savaşımı...

Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’ndan özel bir paylaşımıyla girmek, eşi olmasıyla onur duyduğu Meriç Velidedeoğlu’nun toplumsal savaşımda soluksuz sürdürdüğü çabalarına geçiş yapmak, sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Devamını Oku
29.11.2025
Barış sürecinde bir arpa boyu yol gidememek...

Tümü de Amerikan projeleri olarak dayatılmış barış süreçlerinde bir türlü sonuç almayı başaramıyoruz. Umalım bu kez önümüzü görebilecek kadar yol almayı başarırız. Gerçek geçmişini araştırırsak sorunlarımız Amerika’nın Irak’ı işgali projesine kadar uzanıyor.

Devamını Oku
25.11.2025
Parlamenter düzenden demokrasiden kaçarak çıkış olabilir mi?

CHP’nin İmralı’ya gitmeyeceği kararının gerekçelerini okuma zahmetine katlanmadan Saray ittifakından gelen tepkiler dün yandaş medyanın gündeminde evire çevire eleştiri yağmuruna tutuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Fazilet Kuza ile Nadir Nadili yıllar

Burada bir tırnak açmalıyım. Nadir Nadi yönetiminde, Cumhuriyet gazetesinin içinde, ülkemizin kendi bilim alanlarının en kıymetlileri danışmanlık kimlikleriyle toplanmışlar. Prof. Cavit Orhan Tütengil de içlerinde, Osman Nuri Torun, Özer Derbil... Aynı zamanda ünlü 2. sayfamızın yazarları, Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hoca’mız, Oktay Akbal, Vedat Günyol gibi isimler, danışmanlar ailesinin içindeydi.

Devamını Oku
18.11.2025
Kurşun, benzol zehirlenmeleri, kimyasal uyuşturucu bağımlılığı...

İşçinin ekmek kavgasında, canının sağlığının yok sayılması geçmişten günümüze, düzeleceğine giderek umursanmaz oldu.

Devamını Oku
15.11.2025
Cumhuriyet’le Mustafa Kemal’e duyarlılığımızı yükselttiler

Dindarlık, kindarlık çıkışları, operasyonlarında durdurak bilmezlikleriyle, cezaevlerini haksız hukuksuz doldurmadaki sınır tanımazlıklarıyla... Ekonomik çöküşle de günlük yaşamlarını sürdüremeyecek, nefes alamaz konuma düşürdüklerini, bu ülkenin yüzde 90’larını aşan çoğunluğunu yıldıracaklarını sanmışlardı. Siz okullarının birincisi olan kızlarımızı, sevinçlerini paylaşırken “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan attılar diye, savunan komutanlarıyla birlikte okullarından atarak cezalandırdınız ya...

Devamını Oku
11.11.2025
Elif Naci’li, Ümit Alemdaroğlu’lu yıllardan...

Ancak aile içinden, dönem çalışanlarının içeriden tanıklıkları ile bilinenlerin içinde, ünlü ressamımız, arşiv müdürlüğü ile öne çıkmış Elif Naci ile sevgili kuzeni Ümit Alemdaroğlu arasındaki yakın duygusal bağlarla kurulmuş işbirliği bilinir.

Devamını Oku
08.11.2025
Yaşamımızın karabasanında uzatmaları oynama çabaları...

“Koyun can kasap et derdinde” özdeyişinin bir anlamı var elbette. Sabahın köründe gözlerimizi açıp akşamın geç saatlerine kadar izlemeye çalıştığımız, ülke, yaşam gerçeklerimizin özeti işte bu kadar. Hep birlikte yaşam koşullarımızın sürdürülebilir olmasının çırpınışları, koşturmacaları içindeyiz. İktidar erkinin ise ittifaklarında ne kadar uzlaşıp uzlaşamadıkları çok tartışmalı, iktidarlarını sürdürebilme adına çıkış yolları bulabilmenin dışında, yaşattıkları üzerinde yarattıkları sonuçlar umurlarında bile değil.

Devamını Oku
04.11.2025
Cumhur İttifakı’nın Cumhuriyet değerleri korkusu

Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü etkinliklerinin hazırlıklarından başlanarak gün gün akış içinde yaşananlara bakarak belleğimizi şöyle bir tazeler miyiz?

Devamını Oku
01.11.2025
Kirletilmeyen kurumumuz kaldı mı ki?

“Sayenizde” diyemiyoruz ancak sonunda tuzu da kokutmayı başardınız. Parası günlük insanca yaşama yeten, yetmeyen ayrımı olmaksızın, telefonlarınıza bilinmeyen numaralardan gelen mesajlara boş bulunup da sakın yanıt vermeye, üzerlerine basmaya kalkışmayınız. Bazılarının beraberinde “potansiyel dolandırıcılık” uyarısı olsa da uyarısız olanlara basmanız halinde bile dolandırılabiliyorsunuz.

Devamını Oku
28.10.2025
‘Ölmek var dönmek yok’

Zonguldak büyük madenci direniş günlerinin, grevle birlikte sokaklara taşarak, hak savaşımlarını sürdürerek sokaklara taşan maden işçilerinin, uzun tünelleri karanlıkta kol kola birbirine çarpmadan geçişlerinde, gür seslerinin çınlanışı ile Özalizm’in yıkılışı hiç unutulmadı.

Devamını Oku
25.10.2025
Madalyonun iki yüzü

Saray’ın bugünlere kadar izlenen, gerçekleştirilmiş siyasetlerinde, madalyonun bir yüzü ile diğer yüzünde, içe dönük siyasetleriyle dışa dönük olanlarının arasında sürekli çelişkiler yaşanıyor. İçeriye dönük uygulamalarında hak, hukuk, adaletin geçerli olmasının eseri yaşanamazken, dışa dönük uygulamalarında ise ağır basan güçlü taraf ne istemişse diller bir karış dışarıda, dayatılmış uygulamalara karşı ses soluk çıkarılamıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Birileri bizim aklımızla oynuyor...

Geçen haftanın dünya ölçeğinde çok sıcak geçen gündeminde, ABD Başkanı Trump’ın iddialı çıkışıyla, Ortadoğu’da barışın sağlanabileceği umuduyla gelişmelere yoğunlaşmıştık.

Devamını Oku
18.10.2025
Trump’ın silah, para gücüyle barışı getirme savaşı

Ortadoğu’ya barışı getirme iddiasıyla geçmişte öne çıkmış Amerika’nın, sonuçta başarısızlıkla sonuçlanmış girişimlerinin öne çıkmış başkanları, meğersem, Trump’ın içine düştüğümüz bugünkü girişiminin yanında çok daha insancıl, iyi niyetli sayılabilirmiş.

Devamını Oku
14.10.2025
Barış için yapılanlar çok az, çok geç mi?

Barışı yürekten, umutla bekleyenlerin, kuşkusuz kaygılı beklentiler içinde yaşamak zorunda oldukları günlerin içindeyiz.

Devamını Oku
11.10.2025
Trump’ın peşinden zorlandıkça sıkışıyorlar

İnsan hakları duyarlılığının dünya ölçeğinde uyanışını tetiklediler. Önceki gün ülkemizde 81 ilde insan hakları zincirleri oluşturuldu. Amerikanın kendi topraklarında, İngiltere’de, Avrupa’nın tüm ülkelerini kapsar biçimde protesto eylemleri her yeni günde güçlenmiş olarak yineleniyor. Dünyanın diğer ülkelerindeki eylemlerin tetiklenmesi, güçlenmesi siyasal gündemlerin odağına oturuyor.

Devamını Oku
07.10.2025
Oğulları, babaları rehin alan vicdan...

Güncel, kişisel bir aileye dönük özel savunma yapmak durumuna düşmek istemiyorum.

Devamını Oku
04.10.2025
Sabahın köründe herkes yaşam derdinin peşinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, özel davet eden “dostum Trump” görüşmelerinin kapı arkasının kuşkusuz dedikoduları ağır basacaktır. İlk çıkarımlar, yorumlardan öğrenilebildiği kadarı ile Rusya’dan gelen enerjiden vazgeçilmesi dayatması ağır basmakta. Cumhurbaşkanımızın koşulları içinde; “Midyat’a pirince gidilirken eldeki bulgurun uçup gitmesi” gibi bir tablo ile yüz yüze kalınmış.

Devamını Oku
30.09.2025
Trump’ın cumhurbaşkanı üzerinden Türkiye’yi yönetme programı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleri, Dolmabahçe görüşmeleri üzerinden gündeme geldiği gerçekliği yalanlanmadı.

Devamını Oku
27.09.2025
Trump’ın ipi ile kuyuya inilir mi?

Sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklediği davetin tarihi de Özel’in önceden duyurduğu doğrultuda Beyaz Saray tarafından dünya kamuoyuna da ilan edilmiş oldu.

Devamını Oku
23.09.2025
Evdeki hesap çarşıya uymuyor

Ülkemiz içindekiler için de geçerli olmak üzere, dünya çapında yaşanmakta olan gelişmelerin bütününe dönük baktığımızda, yaşananları özetlemeye dönük bana en uygun gelen başlığın “Evdeki hesap çarşıya uymuyor” olduğunun altını çizmek istedim.

Devamını Oku
20.09.2025
CHP’ye yargı kıskacı: Vatandaşı çaresiz bırakma düşü

En garip olanı da onlar adına Suriye politikalarında başı çeken, İçişleri Bakanları Hakan Fidan ile tam tersi anlamlar çıkan açıklamalarının sonunu hiç duyamıyoruz.

Devamını Oku
16.09.2025
Amerika’nın öteki yüzü

Bizim, 12 Eylül 1980’de yaşadığımız, 1960’lar sonrası anayasal hak özgürlükler üzerinden kazanımlarımızı, toptancı “tangır tungur” etmiş, bugünlere kadar adım adım geriye gidişlere nokta konamamış haklar kayıplarımızı Amerika’nın, 11 Eylül 2001 yılında, uçaklarla New York’un bombalanmasıyla yaşadığı toplumsal travmanın bilinçli yönlendirilmesi üzerinden yaratılan, yeni dünya düzeni stratejilerinin güncel sonuçlarını da elbette dikkatle izlemek zorundayız.

Devamını Oku
13.09.2025
Saray’ın son hamlesi: CHP’nin işgali operasyonu

Önceki gün alınan bir kararla, İstanbul’da üç günlüğüne sokağa dönük toplumsal eylemlere yasak getirildi. Dün için, okus pokuslu hukuksal gerekçeleri üzerinden sayısız tartışmanın yapılabileceği bir yargı kararı hazırdı. Güvenilir kimliği kendileri tarafından da ilan edilmiş, “çekirdekten” CHP’li Gürsel Tekin, önceden ilan ettiği üzere, polis operasyonu eşliğinde dün öğlen saatlerine doğru CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın içine girebildi.

Devamını Oku
09.09.2025
Yaktıkları yangınlardan mal kaçırıyorlar

Şekil olarak bakarsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kimliği, sorumluluğu altında, sivil diktatörlükler sayılmazsa, aralıksız sandıktan çıkabilmiş dünyanın tek sivil iktidarını yaşıyoruz.

Devamını Oku
06.09.2025
‘Tito’ Yugoslavya’sı dersleri... Özgürlük ayrımcılık sınırları...

Yazarımız Prof. Emre Kongar’ın 31 Ağustos Pazar günkü köşesinde yazdığı, Yugoslavya örneği başlıklı yazısı üzerinden, kimi geçmişten tanıklığını paylaştığım, Cumhuriyet gazetesinde de yayımlanmış anlamlı gelişmeleri de anımsatmanın yararlı olabileceğini düşünüyorum.

Devamını Oku
02.09.2025
'Dostum Trump'ın kazıkları...

Bölgenin gelişmelerinde uzmanlaşmış siyasetçiler, gazetecilerin ortaya koydukları verilerle; “İsrail’in bölgeyi ateş altına alan yaklaşımlarına kapı açıyor.”

Devamını Oku
30.08.2025
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malazgirt Zaferi

Ahlat’ta, sabah başlatılan ilk etkinlikte, okçuların kırmızı sarı, sarık, cüppeleri ile gerçekleştirilen törene katıldı. Öğleden sonra mezarların başında, Devlet Bahçeli ile birlikte görüntülendiler.

Devamını Oku
26.08.2025
Prof. Dr. Nakiye Öztürk’ü uğurlarken...

Prof. Dr. Nakiye Öztürk, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’nde, kanser hastalarının tedavisinde yıllarını verdiği dönemlerle sınırlı değil, gönüllü ayırdığı zaman dilimleriyle, hem çok sayıda vakıf, sosyal kurum, dernek bağlantılı, bire bir, uzak yakın çok sayıda ailenin dertlerine çare üretmeye dönük derin izler bırakmış, kuşaklar sonrasına yansıyacak örnek bir bilim insanımız.

Devamını Oku
23.08.2025
Sonunda susan değil, direnen kazanıyor...

Gündemimizde öncelikli, kamuda çalışan örgütlü işçi sendikalarının sözleşmeleri vardı. 12 Eylül’ün mirası, dünyada bir örneği olmayan, adı grev ertelemesi, özünde grev hakkının kullanılamaz olmasını sağlayan bir yasal düzenlememiz var.

Devamını Oku
19.08.2025
Yalancının mumu yatsıya kadar...

Son günlerin gün değil saatler içinde değişmiş olarak öne çıkan haberlerinin içeriklerine, gerçekleri üzerinde içerik değişimlerindeki savrulmaya, bir diğerini yalanlayan içeriklerine bakıldığında, gelişmelerin bütünlüğü üzerinden yaşadıklarımızı anlatabilmek için başkaca bir başlık bulamadım.

Devamını Oku
16.08.2025
28 Nisan 1960 Turan Emeksiz’in öldürülmesi..

Demokrat Parti, Menderes hükümetinin sivil diktatörlüğünün tırmanışının yaşandığı yıllar... Sakın ola ki sivil diktatörlükte sınır tanımayan bir iktidarın otoriterleşmesinde, kendisini iktidara getirmiş Amerikan yönetiminin bile gönderilmesi günlerinin geldiği sonucunu çıkarmış olarak görevden alınmalarında öncülük yaptığı günlerin gelişmelerini unutmaya kalkışmayalım.

Devamını Oku
12.08.2025
Evdeki hesap çarşıda tutmuyor

Bizim 68’lilerin basın sözcüsü, hukuk, ekonomi, bankacılık, siyaset üzerinden de deneyimli arkadaşım Tunga Ungun, ne zaman telefonla arayıp kimi gazetecilik üzerinden gelişmelerle uyarmaya çalışsa, canım sıkılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Kapalı kapılar arkasında kotarılan işlerin temizi olur mu?

İktidarlarını sürdürebilme yolunda düğümleri elleriyle çözmeye çırpındıkça dolaştırdıklarının gerçeğini yaşıyoruz. Gözlerimizin içine baka baka yapmaya, kotarmaya çalıştıklarının ayıbını paylaştıklarını düşlemek gerçek bir yanılgı olur. Yüzleşilecek koşulların izinin söz konusu olmamasıdır ki... Birbirlerinden kirli işler, uzlaşmaların hepsi birden, kapalı kapılar arkasında ancak kotarılabiliyor.

Devamını Oku
05.08.2025
Yağma düzeninde ayakta kalma çırpınışları...

Keyfine, dilediğine göre af yetkisi uygulamalarından...

Devamını Oku
02.08.2025
Prof. İsa Eşme’den yarım kalan Aydınlanma atılımı Köy Enstitüleri

Bugün Cumhuriyet YouTube’dan yayına girecek üç kuşaktan tanıklıklarda, söyleşi konuğumuz Prof. İsa Eşme, yarım kalmış Aydınlanma atılımımız, Köy Enstitülerini gündemimize taşıyor. Bir ömür boyu eğitim sorunlarının içinde, çözüm arayışlarını araştırmış, sorumluluk almış, çok sayıda araştırma kitabını üretmiş, çözüm arayışlarına dönük sayısız söyleşiye katılmış, makale yazmış hocamızın ulaştığı sonuçları üç kuşak söyleşimizle de paylaşmak istedik.

Devamını Oku
29.07.2025
Yok edenler karşı yaşatanların savaşı

Sadece Cumhuriyetin kurtuluş-kuruluş savaşları sonrası ülkemizin yaşanmış Cumhuriyet tarihi için geçerli olduğunu savlarsak kendimizi kandırmış bile olabiliriz.

Devamını Oku
26.07.2025
Altan ağabeyin ayak izlerinden yürüyebilmek

Öncelikle kimliğini belirleyen gazetecilikte; devamında ilkeleri, değerleri ile hiç vazgeçmediği CHP, sosyal demokrasi çizgisinde.

Devamını Oku
22.07.2025