Pasolini’yi kimler katletti? (20.03.2015)
Sungu Çapan
Son Köşe Yazıları

Pasolini’yi kimler katletti? (20.03.2015)

20.03.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Abel Ferrera’nın,ünlü İtalyan şairyazar- yönetmenin son gününe ilişkin ‘Pasolini’si iddialı ama muğlak bir film

İtalyan sanat-siyaset çevrelerinin en ünlü ve tartışmalı aydınlarından Pasolini’nin son gününe ilişkin çekilmiş ve Venedik’te yarışmış bu filmin Ferrera’nın en zayıf işlerinden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Bağımsız filmlerinin yanı sıra zaman zaman porno’dan istismar sinemasına kadar uzanan, cüretkâr ama inişli çıkışlı bir kariyeri sürdüren, en son birkaç ay önce, artık fıçı gibi olmuş Gerard Depardieu’nün oynadığı, grup seks meraklısı, azgın libidolu Fransız politikacı Dominique Strauss Kahn’ın bir otel odasında başına gelenlere kamera tuttuğu, son tahlilde işlek anlatımı, düzeyli oyunculuğu ve dozunda bırakılmış erotizm öğesiyle nispeten ilginç sayılabilecek “New York’a Hoş geldiniz”ini seyrettiğimiz Amerikalı yönetmen Abel Ferrera, gençliğinde hayranı olduğu ve esinlendiği Pasolini’nin son gününü konu ediniyor son filmi “Pasolini”de.

Karanlık ve muğlak senaryo
Filmekimi’nde hayal kırıklığına uğrayarak gördüğümüz, bugün gösterime giren “Pasolini”, 1975’in bir güz gecesinde, Roma yakınlarındaki Ostia’da, ne yazık ki filmlerindeki kabus sahnelerini hatırlatan feci bir cinayete kurban giden, İtalyan şair, yazar, politik aktivist, senarist-yönetmen ve eşcinsel Pier Paolo Pasolini’yi zaten yüzü ona oldukça benzeyen, gözlüğü ve saç kesimiyle de iyice benzetilmiş Willem Dafoe oynuyor ancak Maurizio Braucci imzalı, yer yer gerçekçi ama bütünlükten yoksun, finale doğru da iyice belirsizleşen, karanlık ve muğlak senaryosu, kuşkusuz iyi niyetle yola çıkılmış ama olmamış bu filmin en büyük eksisi bizce.
Önce 1950’lerde Olmi, Soldati, Fellini, Bolognini gibi yönetmenlere ortak senaryolar yazarak, sonra 1962’de de “Una Vita Violenta” adındaki kendi romanından uyarladığı, yıllar önce Sinematek’te gösterdiğimiz “Accattone-Dilenci”yle başlayan yönetmenliğini Anna Magnani’li “Mamma Roma” (1963), kiliseyi çok kızdıran “Aziz Matta’ya Göre İncil” (1964), eğlenceli bir şiirsel fantezi denemesi “Büyük Kuşlar ve Küçük Kuşlar”(1965), Fas’ta çektiği Sofokles tragedyası “Kral Odipus”(1967), genelde cinsellik, özelde eşcinsellik üzerine erkeksi bir hiyerarşi kurduğu başyapıtı “Teorem” (1968), öncü ve deneysel nitelikte “Porcile-Domuz Ahırı”(1969), Maria Callas’ı sinemaya kazandırdığı “Medea”( 1970) gibi filmleriyle sürdürdü edebiyattan sinemaya transfer olma Pasolini.
“Matta”da Meryem’in yaşlılığını oynattığı annesiyle (Susanna Pasolini) birlikte oturan, ana kuzusu yönetmenin filmlere, belgesellere, kitaplara, şarkılara konu olmuş son gününe, gizemli ve trajik ölümüne el atmış bu kez Ferrera sözüm ona.
Henüz bitirdiği, en tartışmalı filmlerinden “Salo ya da Sodom’un 120 Günü” ve yazacağı yeni romanıyla kafası karışık yönetmene sabah uyandığında kahvaltısını yatağına getiriyor annesi.
Toplumun içine düştüğü çöküşe ve yozluğa ilişkin basına yaptığı söyleşinin ardından gündelik sıradan işlerine takılıp, malum kuşluk vaktinde varoşlardaki yoksul kesim gençleriyle rutin buluşmalarından birine arabasıyla giden, zaten varlığı bazı çevrelerce tehdit olarak algılanan Pasolini’nin trajik katliyle sonuçlanan film, gerçek katil ya da katillerin kimliği ve cinayet konusunda bilinenlerin dışında yeni bir şey söylemiyor.

Ferrera’nın en zayıf işlerinden...
Pasolini’nin tasarlayıp bir türlü çekemediği, hayali “Porno Teo Kolossal” filminden kimi sahneleri barındıran film içinde film bölümüyle de durumu kurtaramıyor Ferrera sonuçta. İtalyan sanat-siyaset çevrelerinin en ünlü ve tartışmalı aydınlarından Pasolini’nin son gününe ilişkin çekilmiş ve Venedik’te yarışmış bu filmin Ferrera’nın en zayıf işlerinden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Haftanın, iki başrol oyuncusunun, Sean Penn’le bu kez hikâyenin yarısında öldürülen kötü adam Javier Bardem’in hatırına seyrettiğimiz bir başka başarısız filmi de, böylesi klişe polisiye macera filmleriyle dikiş tutturmaya bakan, “Taken”, “Paris’ten Sevgilerle” gibi dandik filmlerin Fransız yönetmeni Pierre Morel’in, yazar Jean-Patrick Manchette’in bir romanından uyarladığı, o malum ‘örgütle ilişkisini bitirmeye çalışan ajan hikâyesi’yle karışık bir ‘arkadaşımın aşkısın’ çeşitlemesi diyebileceğimiz “The Gunman”.  

Yazarın Son Yazıları

Polanski eski yarayı kaşıyor

Polanski eski yarayı kaşıyor

Devamını Oku
04.09.2020
Savaşın dehşetinde büyümek

Savaşın dehşetinde büyümek

Devamını Oku
22.08.2020
Elia Suleiman’ı özleyenler için

Filistinli ünlü sinemacı Elia Suleiman’ın(ES’nin), 2009 yapımı “The Time That Remains-Geride Kalan”dan beri süregelen suskunluğuna artık son verdiği ve başrolünü üstlenerek kendini oynadığı yeni filmi “It Must Be Heaven-Burası Cennet Olmalı”, ES’nin Nasıra’daki evinde oturup dışarıyı seyrettiği, konuşmasız sahnelerle açılıyor.Pişkin bir komşusu bahçesindeki ağaca çıkmış, limon araklıyor, avcılığa meraklı bir başka komşusu da başından geçen kartal-yılan hikayesini anlatıyor.Yalnız yaşayan bir dünya vatandaşı olan kahramanımız, Filistin hakkında çekeceği bir film tasarısını Fransız yapımcısıyla görüşmek üzere Paris’e uçuyor ama önerdiği senaryo reddolunca bu kez yine sinema münasebetiyle çağrılı olduğu New York’a geçiyor, gözlemciliğini otel odalarında sürdürüyor.

Devamını Oku
21.02.2020
Sevgililer günü münasebetiyle

Çağdaş, Fransız oyun yazarı, tiyatro rejisörü, komedyen (ve muhtemelen 1960-70’lerin, yaşlandıkça arada bir yönetmenlik de yapan oyuncusu Guy Bedos’nun oğlu) Nicolas Bedos’nun senaryosunu da yazıp çektiği ikinci yönetmenlik denemesi olan “La Belle Epoque-Yeni Baştan”, gösterildiği son Cannes festivalinde seyirciye “hem eğlendirici, hem düşündürücü, hem de duygu dolu” dakikalar yaşatıp yarışma bölümünün en ilginç filmlerinden biri olarak dikkat çekmişti.

Devamını Oku
14.02.2020
Banliyöde ayaklanma var

005’te Fransa’yı günlerce birbirine katan banliyö ayaklanmalarından esinlenerek çekilmiş ve son Cannes festivalinde jüri ödülüne değer bulunmuş “Les Miserables-Sefiller” Cannes’ın sürprizlerinden biriydi.

Devamını Oku
07.02.2020
Arı vız vız vızz... (31.01.2020)

Kotevska ve Stefanov’un yönettiği En İyi Belgesel ve En İyi Yabancı film Oscar’larına aday ‘Honeyland-Bal Ülkesi’ bugün gösterimde.

Devamını Oku
31.01.2020
Sevimli bir film

Yönetmen Lulu Wang’ın kendi hayatından (yani kendi babaannesinin hastalığından) esinlenerek senaryosunu yazıp Changchun’da (Çin) çektiği “The Farewell-Elveda”, New York’ta beklediği Guggenheim bursunu alıp eğitimini sürdürmek isteyen ama akciğer kanseri teşhisi konmuş...

Devamını Oku
24.01.2020
Kesik El’le göçmen gencin arayışı...

Korku sinemasının ender kullanılan ama vazgeçilmez figürlerinden olan ve ait olduğu bedeni inat ve ısrarla arayan bir “kesik el”in başrolünde olduğu, bu kesik el’in yanı sıra dokunaklı bir kırık aşk hikâyesinin de beyazperdeye yansıtıldığı, Jeremy Clapin imzalı, 81 dakikalık Fransız animasyonu “J’ai Perdu Mon Corps-Bedenimi Kaybettim”, bilindiği gibi son Cannes festivalinin Eleştirmenlerin Haftası bölümünde gösterilip eleştirmenler kadar seyirci kesiminin de gönlünü fethederek büyük ödülü kazanmıştı 2019’da.

Devamını Oku
17.01.2020
‘Ben kimim?'

Quebec’in Montreal kentinde 1989’da doğan, öğretmen Genevieve Dolan’la oyuncu-şarkıcı Manuel Tadros’un oğlu olan yönetmen Xavier Dolan, bilindiği gibi son 10 yılda Kanada sinemasının, (1.68 cm boyundaki) harika çocuğu olarak yükselen yıldızı, malum.

Devamını Oku
10.01.2020
Bir Judy Garland vardı

Devamını Oku
03.01.2020
Mutlu olma ‘idefiksi’ne dair...

Devamını Oku
27.12.2019
Sinemada yıldökümü: 2019’dan akılda kalanlar

Devamını Oku
22.12.2019
Mutlu olma iştahı üstüne

Devamını Oku
13.12.2019
Ressamla modelinin aşkı

Son dönemin en nefis filmlerinden biri gösterimde: Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi

Devamını Oku
06.12.2019
Kimin evinde yok ki

Devamını Oku
29.11.2019
‘Oyun’un devamı ‘Kraliçe Lear’ gösterimde

Pelin Esmer, sinemamızda eşine pek rastlanamaz cinsten bir “güçlenme, güven duyma ve dayanışma” hikâyesini perdeye taşıyor.

Devamını Oku
22.11.2019
Kendini ve cinselliğini keşfetmek...

Devamını Oku
15.11.2019
Tanrı var ve adı da Petrunya

Makedonya YAPIMI ‘Onun Adı Petrunya’ haftanın kaçırılmayacak filmi

Devamını Oku
08.11.2019
Bu ‘Kız’ımız kaçmaz

Lukas Dhont’un yazıp yönettiği, ilk uzun metrajlı filmi ‘Kız’ı Filmekimi’nde ıskalayan tüm sinemaseverlere salık veriyorum.

Devamını Oku
03.01.2019
Terry Gilliam’ın yıllardır beklenen filmi gösterimde

Çağdaş bir Don Kişot çeşitlemesi...

Devamını Oku
07.12.2018
İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

Devamını Oku
12.04.2018
Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Devamını Oku
23.03.2017
Mustang görücüye çıktı

Yönetmen Deniz Gamze Ergüven imzalı, Fransa’nın 2016 En İyi Yabancı Film Oscar adayı Mustang filmi, önceki gün İstanbul Galatasaray’daki Fransız Sarayı’nda verilen özel bir davet ile kamuoyuna tanıtıldı. Etkinliğe filmin genç başrol oyuncuları da katıldı.

Devamını Oku
24.10.2015
Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Devamını Oku
18.09.2015
Pasolini’yi kimler katletti? (20.03.2015)

Pasolini’yi kimler katletti?

Devamını Oku
20.03.2015
Underground bir gençlik

Underground bir gençlik

Devamını Oku
13.03.2015
Firavunlar diyarında

Usta sinemacı Ridley Scott’ın Kitabı Mukaddes’teki göç anlatısından uyarladığı ‘Exodus: Tanrılar ve Krallar’, görselliğiyle öne çıkan bir tarihsel epik

Devamını Oku
12.12.2014
Koca karısını aldatırsa...

Koca karısını aldatırsa...

Devamını Oku
10.10.2014
Derdin devası sevgi...

Derdin devası sevgi...

Devamını Oku
03.10.2014
20 bininci günde uyanınca… (26.09.2014)

20 bininci günde uyanınca…

Devamını Oku
26.09.2014
Bir peri masalı gibi...

Son Cannes festivalinin açılış filmi olan ‘Monako Prensesi’ bugün gösterime giriyor

Devamını Oku
19.09.2014
Çekici yıldızlar geçidi (29.08.2014)

Çekici yıldızlar geçidi

Devamını Oku
29.08.2014
Hortum artık bize de geldi (22.08.2014)

Hortum artık bize de geldi

Devamını Oku
22.08.2014
‘Fazla zekâ insanı bozar’

‘Fazla zekâ insanı bozar’

Devamını Oku
15.08.2014
Bir kirli polis portresi

Bir kirli polis portresi

Devamını Oku
27.06.2014
Ustaya şapka çıkaralım (13.06.2014)

Ustaya şapka çıkaralım

Devamını Oku
13.06.2014
Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Devamını Oku
06.06.2014
Beylik bir suç filmi

Beylik bir suç filmi

Devamını Oku
30.05.2014
Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Devamını Oku
23.05.2014
Maskenin ardındaki yaşamlar

Maskenin ardındaki yaşamlar

Devamını Oku
16.05.2014