Mezardaki ölülere oy kullandırdılar...
Mühürsüz oyları geçerli saydılar.
Devlet Gücünü ve olanaklarını, medyayı, Anadolu Ajansını, yargıyı seçimleri kazanmanın aygıtı yaptılar.
Elektrikleri kestiler, “Trafoya kedi kaçtı” dediler, Ankara Büyükşehir’i Ankaralıların elinden aldılar...
***
Unutmayın lütfen...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimi iptal ettiler...
***
Dile kolay ama değil... Neler oldu anımsayalım...
Seçim gecesi sandıklar daha açılmadan Binali Yıldırım, “Seçimi biz kazandık” dedi...
AKP Genel Merkezi kutlamalara başladı...
Sokaklar “Başkan Yıldırım” afişleri ile donatıldı...
İmamoğlu sürece el koydu, kürsüye çıktı ve “Seçim bitmedi, sayım sürüyor, biz öndeyiz, haksızlık etmem ama hakkımı da yedirmem” dedi...
Anadolu Ajansı bir anda veri akışını kesti...
Üstelik veri akışı, Binali Yıldırım öndeyken özellikle kesildi. Amaçları algı yaratarak Yıldırım’ın seçimi kazandığına halkı ikna etmekti!
***
İmamoğlu tekrar kürsüye çıktı ve “Islak imzalar geliyor, biz öndeyiz” açıklamasını tekrar etti...
Muhalefet sandıkların üzerinde yattı... Güneş doğuncaya kadar CHP örgütü başta olmak üzere ittifak dahilindeki herkes üzerine düşeni yaptı.
Sabah YSK Başkanı, İmamoğlu’nun kazandığını açıkladı...
Bitti mi, hayır...
“Hiçbir şey olmamışsa da kesinlikle bir şeyler oldu” saçmalaması ile siyasi tarihe geçecek skandallar zinciri başladı...
Bazı apartmanlara baskınlar düzenlendi ve sandıkta oy kullananların o evlerde yaşayıp yaşamadığı kontrol edildi...
Oylar sil baştan tekrar sayıldı... İmamoğlu’nun kazandığı seçimi -ıslak imzalara sahip çıkıldığı için- masada çalamayan AKP, 18 gün aradan sonra İmamoğlu’na mazbatayı vermek zorunda kaldı...
***
O süreçte belediyede “temizlik” yapıldığı iddiaları kamuoyuna yansıdı...
Ekrem İmamoğlu daha görevinde birkaç saat mesai yapmışken Erdoğan suskunluğunu bozdu...
“Seçimde şaibe var, yargı gereğini yapar” dedi...
Erdoğan söyleyince yargı da “gereğini” yapacaktı!...
YSK toplandı ve tüm dünyanın gözünün içine baka baka kazanılmış seçimi iptal etti.
Siyaset tarihine geçecek bir karar ile aynı zarftan çıkan üç oyu geçerli, bir oyu geçersiz saydı!
***
Bunları ne çabuk unuttuk değil mi?
Seçimler tekrar edildi ve halk Saray rejimine büyük bir tokat attı...
Oy farkı 800 bini aşarak İmamoğlu yeniden başkan seçildi!
***
Ve üç buçuk yıl sonra İmamoğlu, muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olabilir diye yine karanlık bir operasyonun hedefine konuldu...
Seçme ve seçilme hakkı elinden alınmak isteniyor...
Detayları biliyorsunuz; ahmak soruşturması hukuku katlederek cezaya dönüştü...
Eşzamanlı olarak İçişleri Bakanlığı müfettişleri terör soruşturması başlattı ve dosya savcılığa sunuldu.
***
İspanyol romancı Marquez’in Kırmızı Pazartesi romanı gibi...
Cinayetin işleneceğini herkes biliyor...
Bu soruşturmadan ceza çıkaracaklarını, hatta İstanbul’a halkın iradesini gasp ederek kayyum atayacaklarını düşünüyorum...
***
İstanbul neden önemli?
Yaklaşık 60 milyon seçmenin 10 milyonu İstanbul’da...
İstanbul’daki yerel yönetimin başarısı kozmopolit nüfus yapısı nedeniyle tüm ülkeye yayılıyor.
İstanbul’dan Anadolu’ya gidenler ya da tersi seyahat ve göçler başarıyı tüm kesimlere aktarıyor.
Gençlik İstanbul’da... Üniversite kenti aynı zamanda... Yüzbinlerce genç İstanbul hikâyesini yurda anlatıyor...
Finansın, sanayinin, turizmin ve rantın başkenti İstanbul... Siyasetin finansmanı İstanbul’dan yapılıyor.
Belediyede 85 bin kişi çalışıyor.. Mutlu personel, ailelerine yani yüz binlere İstanbul’daki değişimi gösteriyor.
***
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” ezberi her seçimde kendini ispatlamış bir siyasi öğreti halini aldı...
Erdoğan bunu en iyi bilen politikacı...
İstanbul’u seçim öncesi hukuku ve demokrasiyi katlederek geri alabilirse genel seçimlerde İstanbul’a hâkim olarak girebilecek.
İmamoğlu hakkında yürütülen ve yargının alet edildiği siyasi operasyonlarla hem İmamoğlu rakip olmaktan düşürülecek hem de İstanbul bütün olanakları ile seçim öncesi yine yandaşlara ve tarikatlara akıtılacak kaynaklarla ele geçirilmiş olacak!
***
Halka rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ele geçirmek isteyen iktidar amacına ulaşamayacak!
Saray’ın bir hesabı var ise halkın da bir hesabı olacaktır...
